4-12 Haziran tarihleri arasında, National and Kapodistrian Üniversitesi (Atina), Vrije Universiteit (Brüksel), Metropolia Ammattikorkeakoulu (Finlandiya), University of National and World Economy (Bulgaristan), E.K.O (Yunanistan) ve Bahçeşehir Üniversitesi ortaklığında yürütülen ve gençleri yetiştirmek amacı taşıyan ERASMUS+KA2 projesi olan ERmiscom, yoğun ve zengin programıyla son derece verimli geçti. Birçoğunun ilk kez Türkiye’ye geldiği katılımcılardan, proje kapsamında gerçekleştirilen etkinliklerden deneyim kazandıklarına dair gelen olumlu geri bildirimler, gelecekte yapılacak farklı iş birliklerine kapı aralamış oldu.
İki senedir devam eden projenin ilk yüz yüze etkinliği Sofya’da proje yürütücüleri ve araştırmacıların bir araya gelmesiyle gerçekleşmişti. İstanbul’da Bahçeşehir Üniversitesi ev sahipliğinde yapılan seminere yurt dışından 18, Türkiye’den de 4 yüksek lisans/doktora öğrencisi olmak üzere toplam 22 öğrenci ile 10 proje yürütücüsü ve hoca katıldı.
Modül sunumları
Dört farklı üniversiteden gelen hocaların yaptıkları sunumlar ile başlayan etkinliklerden ilki olan “Eğitim, Uygulama ve Öğrenmede kullanılan Dönüştürücü Metodolojik Yaklaşım” başlıklı modülde öğrencilerin etkin katılımı özendirildi.
“Sosyal Girişimcilik ve Savunmasız Sosyal Gruplar “başlıklı modül sunumunda bir sosyal girişimci için toplumun ihtiyacını saptamanın ve bu gereksinime uygun olan kapsayıcı bir iş modeli oluşturmanın önemine işaret edildi.
“Kalıp yargılar, Önyargılar, Yabancı Düşmanlığı ve Irkçılık”, modülü için yapılan sunumda toplumlarda nefret söylemi, nefret suçu, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibi klişe ve önyargıların olası sonuçlarına dikkat çekilip somut örnek olarak Hrant Dink Cinayeti verildi. 21. yüzyılda propaganda, dijital manipülasyon ve algoritmik önyargıya dikkat çekilerek, siyasi figürlerin çeşitli sosyal medya platformlarında trol ve bot hesaplarından aktif olarak nasıl yararlandıklarına dair örnekler sunulup, medyada nefret söyleminin nasıl belirleneceğine dair birtakım ölçütler paylaşıldı.
İkinci modül Sahte Haberler ve Nefret Söylemi: Medyada Savunmasız Sosyal Grupların Temsili idi, nefret söylemi ve ayrımcılık söz konusu olduğunda söylemlere ve bireylerin dillerini nasıl kurduklarına dikkat çeken bu sunum tüm katılımcıların ekrandaki sahte haberleri tespit etmeleri ile gerçekleşen çevrimiçi bir oyunla sonlandı.
'Savunmasız gruplar ve travma’, modülünde travma yaşayan savunmasız gruplardaki öğretme ve öğrenme tekniklerine odaklanıldı. Akranlar arası öğrenme kadar etkileşim ve aktif katılımı teşvik edici alternatif modellerin sunulduğu çalışmada bol miktarda rol yapma egzersizlerine yer verildi.
Hibe ve fonlar
Hibe ve Fonlar: Sosyal Bütünleşme ve Haklar modülünde, hibe ve fon almaya hak kazanan projelerin nasıl oluşturulacağı ve yönetileceği konusunda öğrenciler için bir yeni bakış açısı oluşturulması amaçlandı. Oturumun sonunda, öğrencilerin daha önce oluşturdukları gruplar ile finanse edilebilecek bir proje üretmeleri istendi.
Hocaların yaptığı sunumlardan sonra, öğrenciler, projeleri için çalışmaya başlamak üzere her bir modül için gruplar oluşturulmaya başlandı. Her bir gruptan 10-15 farklı fikir ortaya koymaları sonra da seçtikleri konular ile ilgili bir metin, görsel veya işitsel materyal üretip farklı modüller için projeler hazırlamaları istendi.
“Kalıp yargılar, Önyargılar, Yabancı Düşmanlığı ve Irkçılık” modülü ile ilgili hocaların yaptığı sunumlardan sonra öğrencilerin hazırladıkları proje, HIV ve AIDS'e karşı önyargılar ile ilgiliydi. Grup üyeleri, HIV ve AIDS konusundaki damgalanmayı ve medyadaki yanlış/eksik temsilleri kendi ülkelerinde yaşadıkları deneyimlerle bir podcast üzerinden tartıştılar. Grubun proje finansmanı üniversitelerde çeşitliliğin özendirilmesine odaklandı.
“Sahte Haberler ve Nefret Söylemi: Medyada Savunmasız Sosyal Grupların Temsili” başlıklı modül için hazırlanan proje, Avrupa'daki sağcı aşırılıkçı ve göç karşıtı hareket üzerine idi. Grup hazırladığı araştırma makalesinde ülkelerinin her birinden sağcı siyasi figürlerin söylemlerini paylaştı. Finansman projesi sahte haberler, nefret söylemi ve medya etiği üzerine.
Avrupa'daki refakatsiz çocuklara ulaşmayı ve onlara kariyer yolları için mentorluk sunmayı amaçlayan bir başla proje grubu, “Yerel yabancı danışmanlarınız” sloganıyla Buddy adlı kar amacı gütmeyen kuruluşlarını tanıttıkları bir video hazırladı. Grubun finansman projesi Bulgaristan’da engelli genç öğrencilere eğitim desteği sunmakla ilgili olup sahte haberler, nefret söylemi ve medya etiği ile ilgili bir kitapta hazırlanacak. Son bir proje ise Belçika, Finlandiya, Bulgaristan ve Türkiye'den örnek olay incelemeleriyle LGBTQI+ film ve televizyon temsilciliği üzerineydi. Grubun finansman projesi dijital çağda medya okuryazarlığı üzerine hazırlanacak bir kitap, kitap beş bölümden oluşacak; Yalan Haberler, Nefret Söylemi, Politika, Hukuk ve Düzenleme, Bilgi Teknolojileri, ve Uygulamalar.
Hrant Dink Vakfı ile TGS ziyaretleri
Ayrıca Türkiye ekibinin düzenlediği ilk ziyaret Hrant Dink Vakfı’na yapıldı. Vakıf çalışanları ifade özgürlüğü, medya ve nefret söylemi üzerine yaptıkları çalışmaların yanı sıra, Türkiye kültüründe çeşitliliğin yaygınlaştırılmasına yönelik yeni projelerini tanıtan bir sunum yaptılar.
İkinci ziyaret, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile ofisinde bir toplantı düzenledi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’na yapılan ziyarette birliğin yapısının yanı sıra gazeteciler ve medya profesyonelleri için etkinlikler ve eğitim programları düzenledikleri akademinin amaç ve eğitimlerinin yanı sıra Türkiye'deki gazetecilik sektörü hakkında da öğrenciler bilgilendirildi.
Dokuz gün süren etkinliklerin Türkiye ayağı, kapsayıcılık, çeşitlilik, katılımcılık, üretkenlik ve yaratıcılık unsurlarını içinde barındıran adeta kültürlerarası bir diyalog şölenine dönüştü.
Bu ortam, özellikle Türkiye’yi daha önce hiç ziyaret etmemiş olanlarda –büyük bir çoğunluğun ilk gelişleri idi- var olan muhtemel önyargıları kırma ve kafadaki resimler olarak adlandırılan “kalıp yargı”lardan sıyrılma olanağını sunması açısından çok değerli idi.
Bu vesile ile arkaik, sırf kuramlar içine sıkışmış eğitim sisteminden kurtulma vaktinin çoktan gelip geçtiğini bu yoğun, etkileşimli eğitim sürecinde bir kez daha idrak etmiş olduk. (YGİ/AS)