Fotoğraf: Yasin Öztürk / Anadolu Ajansı
Çinlilere yönelik nefret söylemi son zamanlarda nefret suçlarının artmasına neden oldu. Nefret söylemi ve nefret suçu ayrı şeyler olsalar da birbirlerini besliyorlar ayrıca nefret söylemi, nefret suçuna giden yolda ilk önemli adımı oluşturmakta.
Nefret söyleminde hedef alınan gruplara "Toplumda size yer yok" mesajı yinelenerek verilir, grup üyeleri pasifleştirilir, sessizleştirilir. Bu durum doğal olarak demokratik düzeni yıpratır.
Nefret söyleminin pompalanması sonucu her zaman olmasa da çoğunlukla nefret suçu ortaya çıkabilir.
Nefret suçu
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), nefret suçunu şöyle tanımlamakta: Mağdurun, mülkün ya da işlenen bir suçun hedefinin, gerçek veya hissedilen ırk, ulusal ya da etnik köken, dil, renk, din, cinsiyet, yaş, zihinsel ya da fiziksel engellilik, cinsel yönelim veya diğer benzer faktörlere dayalı olarak benzer özellikler taşıyan bir grupla gerçek ya da öyle algılanan bağı, bağlılığı, aidiyeti, desteği ya da üyeliği nedeniyle seçildiği, kişilere veya mala karşı suçları da kapsayacak şekilde işlenen her türlü suç. Yani fail tarafından gerçekleştirilen fiilin kanunda suç teşkil etmesi ve bu suçun önyargı saikiyle işlenmiş olması gerekiyor.
Nefret suçu, sözlü taciz, tehdit edici davranışlar, nefretli konuşma, ad veya lakap takmak, postayla veya e-postayla, telefonla veya mesajla rahatsız etmek, duvar yazısı, fiziksel saldırı, grupça saldırı, soygun, hırsızlık, gasp, taciz, tecavüz, sarkıntılık, gözdağı verme, şiddet, aile içi şiddet, kundakçılık veya diğer herhangi bir şekilde hasar verme şekillerinde işlenebilir.
Nefret suçlarında mağdur ya da mağdurlar sahip oldukları temel ve değiştirilemez nitelikteki yukarıda sayılan bazı özellikleri nedeniyle işlenen suçun hedefi olmaktalar.
Nefret suçu sadece mağduru değil onun kendisini birlikte tanımladığı grubu da derin bir biçimde etkileyen sonuçlar doğurur, mağdurun ve ait olduğu grubun topluma kabul edilmedikleri mesajını yollayarak katılım ve yaşam hakkını engeller.
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni koronavirüsü inatla “Çin virüsü” veya Kung Fu'dan esinlenerek 'Kung Flu/Kung Nezlesi' olarak, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun da “Wuhan virüsü” olarak nitelemesi, yalnız Çin’de değil, tüm dünya kamuoyunda haklı tepkilere neden oldu.
Yine de Trump kendisinin ırkçı bir tavır sergilediği söylentilerine bunun ırkçılık olduğunu düşünmediğini, virüsün, Çin’den geldiği için 'Çin Virüsü' dediğini ve de demeye devam edeceğini açıkladı.
Böylelikle Trump zaten var olan korkuya, ırkçılığa, yabancı düşmanlığına ve nefret suçlarına katkı payı sağlamış oldu.
Linçin kökeninde korku, nefret, ırkçılık ve şiddete eğilim yatıyor. Sokaktaki tüm Asyalıları Çinli zannederek onlara saldırmak, bilinçaltıyla hareket eden, kendisine telkin edilen düşünceleri eyleme geçirmeye hazır bir sürü psikolojisi ile ilkelliğe varan bir histerinin sonucudur. Provokasyon ve ajitasyon ikilisi de bu sürü psikolojisinin en önemli iki besleyicisi.
Şimdi ABD ve Birleşik Krallık’da son zamanlarda gerçekleşen birkaç nefret suçu örnepine kgöz atalım:
- Brooklyn metrosunda Asyalı bir yolcuya bir başka yolcu, herkesin gözü önünde Febreze hava spreyi püskürttü .
- Los Angeles'ta, 16 yaşındaki Asya kökenli bir çocuk, korona virüsü taşıdığı gerekçesiyle suçlanarak, öğrenciler tarafından itilip kakıldı.
- 59 yaşında New York’ta Madison Bulvarı'nda yürüyen bir Asyalıyı bir genç arkadan tekmeleyip yere düşürdü ve “Çin koronavirüsü! ülkene dön” diye bağırdı.
- Manhattan'da yürüyen bir Asyalı kadının kendisini koronavirüs taşımakla suçlayan, tükürüp saçlarından çekip koparan biri tarafından saldırıya uğradığını söyledi. Bunu yaparken de “Koronavirüsün burada olmasının nedeni sensin!” diye bağırıyordu.
- - İki yıldır Londra Üniversitesi'nde eğitimini sürdüren 23 yaşındaki Singapurlu Jonathan Mok, saldırıya uğradığında Londra’nın Oxford Caddesi’nde yürüyordu. Onu tekmeleyen ve yumruklayan saldırganın sözleri şuydu; “ülkemde koronavirüsünüzü istemiyorum”.
Yukarıda örneklerden de anlaşılacağı üzere, nefret suçlarının diğer adı ‘mesaj’ suçları. Bunun sonucunda da grup, kendini dışlanmış ve tehdit altında hissediyor ve doğal olarak toplumla entegrasyonu zayıflar.
Saldırgan, hedefini ait olduğu Asyalı grup nedeniyle seçmekte.
Dolayısıyla burada asıl olan hedefteki kişi değil, onun belirli ortak karakteristikleri paylaştığı grup. Yani, saldırgan açısından böyle bir suçun işlenmesi için aynı nedenle herhangi bir başkası da seçilebilirdi. Bir başka deyişle, saldırgan açısından mağdurun kim olduğu değil, ne olduğu, neyin parçası olduğu önemli. Burada verilmek istenen mesaj sadece doğrudan saldırıya uğrayan kişiye yönelik olmayıp, o kişinin ait olduğu tüm gruba yöneliktir.
Nefret suçları kapsamında saldırganın, hedefine saldırması için o kişiye yönelik özel bir duygu beslemesi gerekmez, ancak hedef aldığı kişinin ait olduğu gruba yönelik düşmanca düşünceler veya duygulara sahiptir, kalan tüm sarı ırktan olan kişilere düşmanca duygular besliyor olabilir.
Diğer yandan, burada altı çizilmesi gereken, bir suça nefret suçu diyebilmek için sırf ön yargının varlığı değil aynı zamanda suçu işleme nedenlerinin de o önyargılar olduğunun kanıtlanması gerektiği hususudur.
Kendimin bizzat tanıklığı ettiği bir olaya dayanarak, nefretin yalnız Çinlilere karşı değil aynı zamanda İtalyan turistlere de yöneltildiğini söylemek isterim. Şubat ayında Londra metrosunda bir İngiliz, aynı metroda bulunduğumuz İtalyan yolcuları hedef alarak, “Bunlar ülkemize gelip bizlere virüsü bulaştıracaklar aman dikkat edin zira hepsi mikroplu” diye bağırdı. Halbuki o dönemde Avrupa’da henüz sadece İtalya’da vaka sayısı yeni yeni yükselmeye başlamıştı.
Cezasızlık
Cezasızlık sadece mağduru değil, tüm toplumu ilgilendiren bir demokrasi meselesi. Cezasızlık kültürü geliştikçe, “kabullenme ve korkudan dolayı her şeye biat etme normalleşir.
Cezasızlık, hayatta kalanlar arasında öfke, güvensizlik ve saldırganlık yaratır, hatta çoğu saldırganlıklarını da kendilerine yöneltiyor. Farklı ülkelerden, hayatta kalanlara karşı sosyal damgalamanın devam ettiğini ve toplumdan dışlanmasının sürdürüldüğünü ortaya çıkaran sayısız rapor var.
Sanatta da ırkçılık var
Kanada’da yaşayan Vietnamlı bir küratör olan An Nguyen’e, Londra'da 19-22 Mart arasında katılmaya hazırlandığı, çağdaş sanat eserlerinin uygun fiyata satışa çıktığı (Affordable Art Fair)’den bir e-posta geldi. Fuar yönetiminin, “Koronavirüs her yerde çok endişe yaratıyor, Asyalılar virüsün taşıyıcısı olarak görülüyor, sizin sergideki varlığınız maalesef ziyaretçilerin sergi alanına girmesi konusunda tereddüt yaratacaktır” açıklamasını sosyal medyada paylaşan Nguyen koronavirüsün çağdaş sanatta başlattığı ırkçılığı gözler önüne sermiş oldu.
Bu gelişen son ırkçı olaylardan sonra bir grup Asyalı Amerikalı, koronavirüs ile ilgili olarak ortaya çıkan yabancı düşmanlığıyla mücadele etmek amacıyla #WashTheHate adlı bir sosyal medya kampanyası başlattı. Destekçiler, virüsle beslenen ırkçılıktan nasıl etkilendiklerini yirmi saniye boyunca ellerini yıkadıkları videolarında anlattılar.
Siyasetçiler
Politikacılar, ihtilaflara veya anlaşmazlıklara neden olabilecek kamusal konuşmalar yapmaktan kaçınmalılar, özellikle de ayrımcılık, nefret ve şiddete özendirici içerikteki ifadeleri kullanmamalılar. Trump’ın kullandığı “Çin virüsü” ifadesi adeta nefret suçunun potansiyel kurbanları olan Çinlileri kişiliksizleştirip, bu virüsle eş değerde tutmakta, bir başka deyişle, her bir Çinlinin, potansiyel Korona virüs taşıyıcısı olarak algılanmasına yol açmakta, onları hedef göstermekte, yaftalamakta ve değersizleştirmekte. Bu söylemin birden çok kez hatta sıklıkla ve ısrarla tekrarlanması, belirli bir şiddet eylemini harekete geçirmeye olanak sunuyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, siyasetçilerin kullandıkları nefret içerikli ifadelere yönelik yaklaşımını burada anımsatmakta yarar var. Siyasetçilerin kamuoyu üzerinde bıraktıkları etkiye bir de hedef kitlenin otoriteye karşı duyduğu saygıyı da ekleyecek olduğumuzda ne gibi vahim sonuçlarla karşılaşacağımızı öngörmek hiç zor değil.
Nefreti üretmek ve yaymak virüsün bulaşmasından çok daha tehlikeli, virüsten kurtulabiliriz ama nefret öldürür! (YGİ/DB)