Son günlerde, öğretmen alımlarında mülakat uygulamasına yönelik tartışmalar artıyor. Bu tartışmaların temelini oluşturan, mülakatın eğitim fakültelerinde verilen akademik eğitimi ve KPSS gibi sınav sonuçlarını yok sayıyor olması endişesi.
Eğitim fakülteleri, öğretmenlik mesleği için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmak üzere tasarlanmış özel programlardır. Bu programlarda, öğretmen adayları pedagoji, psikoloji, alan bilgisi ve öğretmenlik uygulamaları gibi birçok konuda yoğun bir eğitim alırlar. KPSS gibi sınavlar ise, adayların genel yetkinliklerini ve bilgi seviyelerini ölçmeye yönelik olarak yapılır.
Eğitim fakülteleri ve KPSS, öğretmen olmak isteyenler için iki önemli aşamadır. Her iki aşama da öğretmenlik mesleği için gerekli bilgi, beceri ve donanıma sahip adayların belirlenmesinde önemli rol oynar.
Eğitim fakültelerinde verilen eğitim:
Eğitim fakülteleri, dört yıllık lisans programları sunarak öğretmenlik mesleği için gerekli teorik ve uygulamalı bilgi ve becerileri kazandırmayı amaçlar. Bu programlarda öğrenciler, pedagoji, psikoloji, alan bilgisi ve öğretmenlik uygulamaları gibi birçok farklı ders alırlar.
Pedagoji: Öğretmenlik biliminin temelini oluşturan pedagoji derslerinde, öğrenme kuramları, öğretim yöntem ve teknikleri, sınıf yönetimi ve değerlendirme gibi konular ele alınır.
Psikoloji: Öğrenci psikolojisi ve gelişim psikolojisi gibi dersler, öğretmenlerin öğrencilerini daha iyi anlamalarına ve onlara uygun öğrenme ortamları oluşturmalarına yardımcı olur.
Alan Bilgisi: Öğretmen adayları, hangi branşta öğretmen olmak istiyorlarsa o alana özgü bilgi ve becerileri de bu programlarda edinirler. Örneğin, Türkçe öğretmen adayları dil bilgisi, edebiyat ve metin yazma gibi konularda bilgi sahibi olurlar.
Öğretmenlik Uygulamaları: Eğitim fakültelerinde teorik derslerin yanında, uygulama dersleri de önemli bir yer tutar. Bu derslerde öğrenciler, kazandıkları bilgileri pratikte uygulama imkanı bulurlar. Öğretmenlik uygulamaları kapsamında, stajlar, gözlemler ve mikro öğretim gibi çeşitli etkinlikler yer alır.
KPSS Sınavı:
Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), öğretmenlik gibi kamu kurumlarında çalışmak isteyen adayların girmesi gereken bir sınavdır. Bu sınavda, genel yetkinlik testi (GYT) ve alan bilgisi testi (AYT) olmak üzere iki test uygulanır. GYT'de genel kültür ve muhakeme yeteneği gibi konularda sorular yer alırken, AYT'de ise adayların seçtiği alana özgü bilgi ve becerileri ölçen sorular sorulur.
Aslında Eğitim Fakültelerinden başarılı bir şekilde mezun olan bir öğretmen adayını KPSS’ye tabi tutmak da abesle iştigaldir. Okul mezuniyet puanına göre sıralama yapılıp atamalar yapılabilir.
Mülakat uygulaması, bu iki önemli değerlendirme kriterinin yerine geçerek, öğretmen adaylarının kişisel özelliklerine ve görüşlerine göre değerlendirilmesine yol açar. Bu durum, liyakat ve objektiflikten uzak bir alım sistemi oluşturur.
Mülakatın dezavantajları:
Mülakat, değerlendirmeciye bağlı olarak öznel değerlendirmelere açık bir yöntem. Farklı değerlendiricilerin farklı adaylara farklı puanlar vermesi, objektif bir değerlendirme yapılmasını zorlaştırabilir.
Mülakat sırasında değerlendiriciler, adayların etnik kökeni, cinsiyeti, sosyoekonomik durumu veya dini inançları gibi faktörlerden etkilenebilir ve bu durum değerlendirmeyi etkileyebilir.
Mülakat ortamı adaylarda stres ve kaygı yaratabilir ve bu durum performanslarını olumsuz etkileyebilir.
Mülakat uygulamasının savunucuları, bu yöntemin adayların iletişim becerilerini, motivasyonlarını ve kişilik özelliklerini daha iyi değerlendirmeye imkan sağladığını öne sürüyor. Fakat, mülakatlar öznel değerlendirmelere açık olduğundan, adayların torpil veya siyasi bağlantı gibi faktörlerden etkilenme riski de yüksektir.
Eğitim fakültelerinde verilen akademik eğitimin ve KPSS gibi sınav sonuçlarının göz ardı edilmesi, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını ve itibarını zedeler. Öğretmenlik, her şeyden önce bir bilgi ve beceri mesleğidir. Bu mesleğin icracıları, gerekli bilgi ve becerilere sahip olduklarını akademik eğitim ve sınavlarla kanıtlamış kişiler olmalıdır.
Öğretmen alımlarında liyakat ve objektifliğin sağlanması için, mülakat uygulamasına son verilerek, eğitim fakültelerinde verilen akademik eğitime ve KPSS gibi sınav sonuçlarına daha fazla önem verilmelidir. Bu sayede, eğitim sistemimizde daha donanımlı ve nitelikli öğretmenlerin görev yapması sağlanabilir.
Özetle, öğretmen alımlarında mülakat uygulaması, eğitim fakültelerinde verilen akademik eğitimi ve KPSS gibi sınav sonuçlarını yok sayıyor. Bu durum, liyakat ve objektiflikten uzak bir alım sistemi oluşturuyor ve öğretmenlik mesleğinin saygınlığını zedeliyor. Öğretmen alımlarında liyakat ve objektifliğin sağlanması için, mülakat uygulamasına son verilerek, eğitim fakültelerinde verilen akademik eğitime ve KPSS gibi sınav sonuçlarına daha fazla önem verilmeli ve atamalar buna göre yapılmalıdır.
(AÖ/AS)