O da sabahları yalnız. Ve geceleri. Yalnız ve sessiz ıssızlığının orta yerinde usulca gelen ve nerden geldiği bilinmeyen bitimsiz, dipsiz gecelerde, karanlığa alışmış gözleriyle bir kedi eşlik etmek ister ona. Öyle sürekli değil, arada bir. Sabahları. Ve geceleri.
Hangi zamanı yaşıyordur acaba. Ya da hangi zamanı yaşamak istiyordur ki. Dünden öncesini mi ya da yarından sonrasını mı? Belki de bugünü. İyi de neler onu mutlu eder ki. Nasıl bir yaşamda huzur bulabilir ki.
Bir an önce kurtulmak ister, yırtmak ister, çıkmak ister aynı sabahların ve öğleden sonralarının yalnızlığından.
Arada bir şarkı mırıldanır. Öylesine gelen şarkılar. Bildik dinlemelerden olmayan şarkılar. Bu zamanları kaçırmamalı diyen şarkılar.
Adı Gloria. Altmış yaşlarında. Tek başına yaşayan ama yalnızlığını bir şekilde dolduran bir kadın, hem de boşanmış bir kadın, bir anne, bir babaanne ve bir iş kadını.
Gloria, her ne kadar istediği gibi olmasa da bir şekilde yaşamaya devam eden biri. Yetişmek ister zamana. Yetişmek ister sevgiye. Bazen vazgeçer, bazen bekler, bazen sabreder, bazen pes edip bırakıp gitmek ister, bazen de günün birinde keşkelerde kalmamak adına boy ölçmek ister zamanla.
İşte Sebastian Lelio'nun yönettiği Paulina Garcia (Gloria), Sergio Hernandez (Rodolfo), Diego Fontecilla Pedro, Fabiola Zamora Ana gibi oyuncuların oynadığı "Gloria" filmi 58 yaşında bir kadının yeniden arayış içindeki yalnızlığından kendini bulmanın öyküsünü anlatır.
"Gloria" 63. Berlin Film Festivali'nde, Gloria rolünü canlandıran Paulina Garcia'ya “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü” dalında Gümüş Ayı ödülünü kazandırır.
Film, Şili'nin başkenti Santiago’da yaşayan bir kadının hikâyesini anlatıyor. Gloria kocasından ayrı, biri kız, diğeri erkek iki çocuk annesi, orta halli elli sekiz yaşında sıradan bir kadın. Evet, Gloria sinemada sıradan bir kadın. Çünkü sinemada nadiren rastladığımız bir kadın karaktere hayat veriyor. Hem de elli sekiz yaşında tutkuyla sevişen bir kadına.
Film, orta yaşın üzerindeki insanların içtiği, eğlendiği/eğlenmeye çalıştığı gürültülü bir müziğin bütün sesleri bastırdığı bir diskotek partisinde başlar. Gloria'yı da orta yaşın üzerindeki insanlardan oluşan kalabalığın arasında görürüz. Gloria gece boyunca dans eder, bakışlar atıp bakışlar alır, sarhoş olur ve yalnızlığını biriktirdiği evine döner. Evinde nerde geldiğini bilmediği ve başlarda sevmediği kediyi kapı dışarı eder.
Kalabalıklar arasında şikâyet etmediği yalnızlığını biriktirip biriktirip çoğaltan Gloria'nın hayatının merkezinde olmayan, ama kıyısında köşesinde kalmış bir de çevresi var. Bir oğul ve bir kız. Bu oğul ile kızın eşleri. Eski kocası ile onun genç eşi ve üst katında oturan sinir krizleri geçiren üst komşusu. Hepsi çift. Gloria ise tek. Evine davet etmeden gelen ve yalnızlığını paylaşmak isteyen kedi gibi.
Heyecan, sevgi, sevişme altmış yaşına gelmiş bir kadın için geri de bırakılması gereken duygular mı ki. Oysa Gloria geride bırakmak istemez. On sekiz yaşında bir gençmişçesine yaşamak ister. Hem de o duyguları yaşının en güzel hallerini sunarak.
Gittiği partilerden birinde gözlerini ondan ayırmayan Rodolfo'yu kırmızı rujlu dudaklı bakışlarıyla baştan çıkararak hayatına davet eder. Ancak Rodolfo Gloria'nın hayatında kapladığı yeri, bir partide tanıştığı ve kim olduğunu bilmediği bir adamla olan sevişmelerinin kapladığı yer kadardır.
Rodolfo, Gloria'ya şiirler okusa da, iltifatlarda bulunsa da, bedenine dokunarak hazlar verse de ayaklarını yerden kesse de, eski hayatından sıyrılamayan, birlikte olduğu o özel anlarda çalan telefonuyla habersiz ortadan kaybolan, yüzüstü bırakan, terk eden, kendini tamamlayamamış bir adamdır. Hem de yetmişlerinde bir adam.
Ve Gloria, Rodolfo terk edip yüz üstü bıraksa da onu her şeye rağmen kaldığı yerden yaşamaya devam eder. Dünden önceki günlerinde olduğu gibi. Rodolfo’nun bir kez daha aniden ortadan kayboluşunun ardından Gloria “intikam”ını da alır. Hem de hayata kahkaha tekmesi atarcasına.
Yönetmen Lelio, Şili’nin geçmişinden çok günümüz Şili’si üzerinden Gloria’nın öyküsünü anlatır. Ancak anlatılan Gloria’nın dünü değil bugünüdür. Bundan dolayı Gloria’nın geçmişine dair bir belirsizlik söz konusu. Bu belirsizlik zamansızlığından çıkış yolunu bizlere bırakır.
Son söz ve cümle olarak; filmin açılış sahnesindeki diskotek sahnesinde etraftaki erkeklere bakışlar atan, erkeklerle dans etmek isteyen, onlardan bir şey bekleyip, onların varlığı ile varoluşunu tamamlamak isteyen Gloria filmin son sahnesinde elli sekiz yaşındaki bir kadın olmanın çok ötesindedir artık. Şarkıda olduğu gibi;
"Gloria havada kayboluyorsun / Varlığın yok oluyor / Sıcak masumiyetin dudaklarımda kayboluyor / İstemeden seni çağırıyor, Gloria adıyla / Hikayemi yazacağım / Çünkü senin yanında sabahları pırıl oluyor / Gerçek ve yalanlar Gloria diye çağrılır / Gloria havada kaybolursun / Gökyüzünde kaybolursun / Ateşinle kavur beni / Karda erit beni ki göğsümü dondursun / Seni bekliyorum Gloria...” (KT/NV)