Küçükken “Fenni Sünnetçi” diye bir tabela görmüş ve çok şaşırmıştım.
Fen dersiyle bir alakası var mı, diye de düşündüm sanırım.
Fenni Sünnetçi…
O vakitler google da yok ki sorasın. Bir hayat bilgisi ansiklopedisi var, oda herkeste yok.
Neyse bizde sözlük vardı, açtım baktım.
Bilimsel demekmiş.
Demek ki dedim bilimsel olmayan sünnetçilerde var.
Anneme sordum; Ana, dedim, beni sünnet eden sünnetçi, fennimiydi?
—Ne bilim, berberdi, dedi.
—Fennimiydi ben onu soruyorum?
—Eee tokatı yersin ha, dedi annem, ben ne bilim fennimiydi değil miydi, berberdi işte, deden aldı getirdi. Berber Ahmet derlerdi…
Anladım ki bu noktada da bilimsellik nasip olmamış bize.
***
Kendi kendime bir söz verdim ben de, fenni yaklaşayım yaşama…
Öyle ya çoluk çocuk fenni mi değil mi belli olmayan berberlere kalmasın, övünmek gibi olmasın oğlanı sünnet ettirirken fenni sünnetçiyi geçtim, bir ürolog doktora kestirdik.
Çağ atladık yani fenniden, tıbbiye…
Söylemesi ayıp hassasımdır oğlana karşı.
Neyse uzatmayalım daha küçükken karar verdim meslek seçiminde de fenni bir yaklaşım göstereyim diye.
Okulda en çok fen laboratuarına ilgi gösterdim.
Mikroskoba bir yaklaşımım var, sanırsınız arşı alayı yeniden keşfedeceğim.
Altı üstü soğan zarı baktığımız.
E sünnetten kompleksliyiz ya, farkı kapacağız.
***
Efendim o vakitler tıbbiye kimin haddine, biz olsak olsak tıbbi bişey oluruz dedik ve girdik sağlık meslek lisesine… Sağlık koleji diyorduk soranlara, daha havalı olsun diye…
Şimdilerde tahlilciliktir işimiz. Fenni adı ise tıbbi laborant…
Nerden geldik konuya diyecek olursanız. Hani berberden fenniye, fenniden tıbbiye diye gelişiyoruz ya…
Geçenlerde fark ettim bu ara bu gelişme, demiryolcu deyimiyle, makas değiştirmiş ülke sathında…
Sağlık Bakanlığında yeni bir daire başkanlığı açılmış.
Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Daire başkanlığı…
***
Düşünebiliyor musunuz tıbba alternatif bir uygulama, üstelik sağlık bakanlığında daire başkanlığı düzeyinde…
Bir çeşit paralel tıp…
Yahu tıbbın alternatifi mi olur?
Bir şey eğer bilimselliği kanıtlanmışsa tıbbın ilgisine girer ve insanlığın hizmetine sunulur.
Esasında söylenmek istenen şu; bizim atadan kalma bir yöntemimiz var, bilimselliğini kanıtlayamadık ama para kazandıracak gibi duruyor, birçok kronik hasta var şifa arayan, biz bir merkez açalım sizde buna kılıf hazırlayın.
İster inanın ister inanmayın kılıfı da hazırlanmış.
Yönetmelik çıkarmışlar. Alternatif kelimesine çok eleştiri almış olacaklar, yönetmelikte alternatif kelimesini kullanmamışlar.
Yönetmeliğin adı: “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği.”
Tıbbın eksiğini tamamlayacaklar zaar.
***
Belli ki fennilik, tıbbilik hikâye, işi talebe uygun bir arz mantığıyla yapmış geçmişler. İşin piyasası da oluşmuş ama isimler çok fenni.
Hacamat var mesela, deri altında birikmiş, vücutta hastalıklara neden olan toksik kanın vakumlanarak dışarı alınması işlemidir, diye de bir tanım kullanmışlar.
Bunu diyende bir doktor...
Deri altına birikmiş toksik kan…
Demek bazı kan dolaşımdan ayrılıp deri altına birikiyorsa, ondan olacak toksik oluyo... E sürüden ayrılanı kurt kapar misali, dolaşımdan ayrılanı da hacamat ediyor, tamamlayıcı tıbbımız. Eksiktik tam oluyoruz yani…
Bir de sülük tedavisi var.
Tıbbi sülük diyorlar web sayfalarında, doktor sülük diyeni de var, medikal sülük diyeni de. Yakında prof sülük de çıkar, demedi demeyin.
***
Ne diyebilirim ki?
Demek sülükler de farklı farklıymış; tıbbi olanı varsa alaylısı da var bunun.
Bundan sonra pazaryerlerinde kavanozlar içerisinde yüzen sülükler görürseniz, bilin ki o sülükler tıbbi değil.
Tıbbi olanı nasıl ola ki derseniz, henüz teşrif etmedi bizim sağlık ocağına, yönetmeliği falan çıkarıldığına göre kod falan da verirler kendisine en SUT’undan…
Yakında damlar.
—Merhaba ben sülük, tıbbi sülük… Kan emerim ama öyle rastgele değil, tıbben…
—Merhaba ben de laborant, tıbbi laborant... Ben de kan alırım insanlardan, tahlil etmek için. Benimki de tıbben ama seninki kadar tamamlayıcı değil…
Sağlıcakla… (ZAK/HK)