Hani bir söz var, derler ya! Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir, diye. Aynen öyle. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin son düzlüğüne girerken Kürt siyaseti Amed Newrozu ile mührünü basmıştı da!
Yine de seçime bir günden az, saatler kala Diyarbekir’i baştan uca çepeçevre turlayan ve onbinlerlik araç konvoylu Barış ve Demokrasi Partisinin son hamlesi bir gün sonraki seçimin sonuçlarının okunmasına yetmişti.
Şehir “Özyönetimle Özgür Kimliğe” sloganıyla inledi.
Seçim sabahı bir anda en az on derece düşen ısının ardından şehir güne karla uyandı. Çamların, çimlerin, güllerin ve bilcümle ağaçların üzeri kartopu oynanacak kadar karla örtülmüştü.
En çok da Meşe ağacının yeşilinin apak karla kaplanması özlenen Barışa adeta çağrı niteliğindeydi.
Bir seçim ancak bu denli şehrin siyasal kimliğiyle buluşup örtüşebiliyordu. Mart, Meşe Ağacının dalları, erken göçüp gelen ve yuvalarını kuran Hacı Leylekler ve Kar: “Huvdê Adarê / Berf hat gulîya darê / Nema heya êvarê”.
Güne sessiz, sedasız sakin bir atmosferle başladı şehir. Bir önceki güne kadar bir aydır şehri harman yerine döndüren afişler, dövizler, pankartlar temizlenip toplanmıştı. Seçim bürolarının camlarında, kapılarındaki yazılar, afişler sökülmüştü.
Oğlum Dara ile birlikte oy kullanacağımız okuldaki seçim sandığına yollandık. Eşim görevli olduğu için erkenden gitmişti. Dara ondokuzuna girdi ve ilk oyunu kullandı. Bir önceki gün de seçim konvoyuna katılmıştı.
İki sandık, biri belediyeler ve meclis üyelikleri için, diğeri muhtarlık için. Muhtar üç dönemdir değişmedi. Yıllardır babadan dededen dostumuz ailenin çocuğu, Abdülkadir Aydınlar.
Partinin logosu Meşe ağacının altındaki glober’e mührü vurduk tamam da! Muhtar rakipsiz ona bir iki kelam etmek gerek. Nasıl bir beceridir ki; önceki seçimlerdeki rakiplerinden bir teki bile artık yok. Umuyor ve diliyorum ki, hayatın hep böyle desteklerle ve rakipsiz geçer muhtar, dedim telefonda.
Saat 16.00 (dört) itibariyle Kürdistan şehirlerinin içinde yer aldığı coğrafyada oy kullanma işlemleri tamamlanıp sandıklar kapatılıyor ve sayımlar başlıyor.
Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim sonuçlarını açıklamaya başlama saatine hayli zaman kala saat 16.30’dan itibaren Med Nuçe ve Sterk kanalları köylerden gelen ilk sonuçları paylaşmaya başlıyor. Sterk ve Med Nuçe televizyon kanalları Kürtlerin özgür basın geleneğinin otuz yıllık kazanımlarının ürünü.
İlk gelen sonuçlar Türkiye Kürdistanı’nın fiili sınırlarının siyasal çeperlerinin hayli genişlemesine fırsat yaratacağı beklentisi içinde olunan Urfa’dan geliyor.
Barış ve Demokrasi Partisi açık arayla önde gözüküyor. Ama asıl belirleyici olan Urfa Merkez, onun için henüz erken. Mardin, Kızıltepe ve Amed kırsallarından da benzer yüksek oranlı sonuçlar geliyor.
Ve bir başka önemli nokta, sandık başındaki sahtecilik meselesi. Oy hırsızlığı, sahte oy pusulaları gibi. Hiçbir seçimde olmadığı kadar “aman sandıklara ve oylara sahip çıkalım” uyarı ve önerileri her kanaldan yaygınlaşıyor. Bunda elbette 17 Aralık 2013’teki “hırsızlıkların” dikkat çekici olduğu gerçeği var.
Saat 18.00'den (Altı) itibaren Barış ve Demokrasi Partisi Amed İl Binasının önünde kitle toplanmaya ve coşkuyla, müzik ve halayın ritmiyle zafer kutlamasına başladı. Kürt renklerinin ahengi ve Serok Apo posterleriyle…
Haydi hayırlısı. Gece uzun. Bu gece geç saatlere kadar il, il, ilçe ilçe sonuçları izleyeceğiz. Yeni bir süreç başlayacak/başlıyor.
Sıcağı sıcağına söylenecek şudur ki; seçim öncesi dönemde bütün heyecanımızla Kürdün siyaseten başarısına endekslendik.
Halk gereğini yaptı.
Meşe ağacının taze sürgün vermiş ve henüz yeşermeye başlamış dallarına apak kar yağanda barış gelir mi?
Gelir elbet neden gelmesin. Artık içe dönüp yeni restorasyon sürecine odaklanmak zamanıdır. (ŞD/BA)