Biz hekimler için bir meslektaşımızın, arkadaşımızın, ailesi, yakınları için sevgili Melike'nin yaşamından vazgeçerek yükselttiği çığlık, tükenmişliği ile giderek boşalan iç dünyamızda yankılanmaya, yüreğimizi yakmaya devam ederken...
Neden sonuç ilişkisi kurmak bağlamında biyopsi alınmasıyla hastalığın kötüleşip, yayıldığını düşünen hasta ve hasta yakını ile 'SABİM'i hedef alan eylem hattının zihinsel akrabalığı olabilir mi?
SABİM içinde yüzdüğümüz, battığımız ticari sağlık ortamında, müşterilerin, işverene, işçilerden memnuniyetsizliğini aktarım hattıdır. Müşteri talepleri pek incelenmeden, sık dokumaya gerek görülmeden "müşteri her halükârda haklıdır" prensibi uyarınca işleme alınıyor. Müşteri memnuniyetini gözeten ama "insan"ı içermeyen süreç başlatılıyor. Hak arama süreçlerinin kazanımı olarak belirmiş bir uygulama "neo-liberal sağlık uygulamalarının" ihbar hattı olarak araçsallaştırıldı.
Neo-liberal uygulamalarla ticarileşen sağlık ortamından satır başları:
Poliklinikten, ameliyattan, laboratuardan, radyoloji departmanından çeşitli uygulama ve girdilerle işleme tabi tutularak akıp giden "müşterinin (hastanın)" sisteme minimal maliyet getirmesi, kârlılık, sürdürülebilirlik bağlamında endüstriyel üretim bandı ile benzer işleyişi. Bu durum endüstriyel tıp aşaması mıdır? Ya da bir işletme, pazarlama alanı olarak tıp sunumu mu?
Meslek andınızda kardeşiniz olarak belirttiğiniz meslektaşlarınız artık sadece rakiplerinizdir
Mesleki saygınlığınız kurumsal kârlılığın arttırılmasına katkınız varsa vardır. Aksi halde 14 Mart günü elinde bir çiçekle beliren ilköğretim öğrencilerini bekleyiniz.
Beyaz yakalı, önlüklü çalışanlar olarak özlük haklarınız budanırken verimlilik, rekabet, esnek çalışma kavramları neo-liberal iktisat kuramlarından süzülüp çalışma hayatınızın cenderesi, gerçeği oluvermiştir.
Uzmanlık dernekleri, kendi alanlarında ki kimi tıbbi uygulamaların diğer tıp dallarınca da yapılarak, halk sağlığını geliştirebilmek yolunda uygulaması perspektifi ile 'performans puanından, parasından' olan kendi üyelerinin serzenişleri arasında arafta kalmıştır.
Tıp öğrencisi iken altı kalın çizilerek belletilen halk sağlığı öncelikleri ve koruyucu hekimlik uygulamalarının önemi, belirleyiciliği zihninizde durmaktadır. İhaleye çıkılırken yüzde 70 doluluk güvencesiyle sunulan sağlık kurumları haberlerini okursunuz. Koruyucu hekimlik temelli sağlık politikaları hastalık ve hasta "sağlanma güvencesi" sunan kapitalist tıp ile ikame edilmiştir.
Bir kısım meslektaşımız çağın yönelimi saydıkları bu dönüşüme pozisyon tutunmalarıyla adapte olmuştur. Rekabetin dili üzerinden kendi meslektaşlarına karşı konum, unvan, tedavi yaklaşımları üzerinden hasta karşısında öğrenegeldiğimiz temel tıbbi normların hilafına müstehzi bir tebessüm, imalı bir mimik eşlikli etiketleme pratiği yaygınlaşmıştır
Pizzacılardan ne eksiğimiz var? 30 dakikada doktorunuza erişim güvencesi bir tıbbi zaruret midir? İşletmenin müşteri nezdinde bir pazarlama tekniği midir? Strateji, planlama, eğitim, SWOT* analizi... Yığınla fiyakalı sözcük havada uçuşmuş ziyan edilmiş ağaçlarda basılı kalmış. Aile hekimliğine geçilmesi ile acil servislerde oluşan pratisyen hekim boşluğu doldurulmuş! Hem de en uzman tarafından! Altı aylık bebesine acil serviste göğüs hastalıkları uzmanı, travmalı hastasına dermatolog bakan vatandaşın asayiş berkemal iken memnuniyeti trajik olarak sağlanmış. İşler sarpa sardığında şirazesinden çıkmış öfke, yeni üçüncü sayfa haberlerine yol açmış.
Kendi kurumumuzda, hastanemizde tıbbi etiğe aykırı gördüklerimize seçici körlük hâli meslek kurumlarımıza ulaştırılan şikâyetlerde "nasılsa bir şey çıkmaz" algısını pekiştiren bir atalete terkedilmiş görünüyor.
Giderek artan özlük haklarında ki aşınma tahammül sınırlarını aşınca, tabip odalarının kapısından adım atmaksızın "zaten ne yapıyorlar ki" yargısı ile infaz edilen meslek örgütlerimiz için "bizim" dışımızda ama "bizim için" çalışan; bakanlık uygulamaları ile uyumlu ama haklarımızı koruyan(!), yeni bir hekim örgütü arayışı dillendirilir oldu: Majestelerinin hekim örgütü.
Unutmadan, bugüne itiraz dünü meşru kılma arayışı değil, yarını sağlıklı kılabilmek için zaruri bir sorgulama çabasıdır. Sağlıkta dönüşüm projesi öncesinde sağlıksız bir sağlık ortamı vardı. Bugün dönüştüğü hali ise sağlık çalışanlarının sürdürülemez çöküşünü yapısallaşan bir dizi sorununun önemli bir parçası kıldı. Dönüşen sistem çalışanlarını öğüterek yola koyuldu.
Sosyal bilimler gözüyle bakmadığımızda dahi, etyopatogenez, predispozan faktörler, genetik yatkınlık, çevresel faktörler türünden süreç ve dinamiklerle okuduğumuz bir formasyonumuz hatırına çizgisel, düz değil de katmanlı, etkileşimli, analitik bir ortam çözümlemesi daha makul değil midir?
SABİM'in "mobbing (bezdiri)" süreci olarak kullanıldığı konusunda hemfikirim. Ancak verili koşullarda bu hatların tasfiyesi talebi, içimizdeki canavarı engelleyerek trafik kazaları ile başetmek ya da çok sıcak bir günde meteoroloji istasyonuna telefon açıp "kardeşim bu ne sıcak!" serzenişi kadar anlamlıdır.
Sağlık çalışanları ile hastaların haklarını iki ayrı küme olarak kategorizasyona hizmet etmesiyle de "sağlıklı sağlık ortamı" mücadelemizi aşındırıp, sistemin sorgulanmasına dönük olarak hedeften uzak düşmektir. Bir kez daha ortalama vatandaş algısı ile ortalama sağlık çalışanı algısı arasında, politik olarak ustalıkla manipüle edilebilen kamplaştırma zemininde "vatandaşın sağlıkta hak talebine beyaz itiraz" çarpıtması kapıdadır. "Elleri hastanın cebinden çektirilenlerin" yeni teşebbüsleri olarak yansıtılacak bildik ağulu/kirli dil muhtemeldir.
Kadına şiddet uygulamaları karşısından mağdurelere silahlı eğitim verilmesi, polisin performans uygulamasıyla keseceği ceza ölçüsünde ödüllendirilmesi, İskandinav ülkelerinin yüzyıllardır uyguladığı ombudsmanlık kurumunun daha atama sürecinde tartışmalı hâli, bütün toplumsal yaşama yansımaları kaçınılmaz yasal düzenlemelerin tartışılma süreci, hukuk ile yasal zemin arasında gelişen açılanmanın evrensel hukuka göre değil aidiyet kampınıza göre yorumlanması içinde yaşadığımız toplumsal ortamın sosyal, kültürel nitelikleri.
Peki sağlığın bu nevi sosyal belirleyicilerinden bağımsız ele alınabilmesi olası mıdır?
Bir hak arama imkânı olarak kurgulandı ise SABİM sürecinin temel hukuk normlarına biçim ve içerik olarak uygun işlemesi gerekirdi. Ama işleyiş, hak arama sürecinin araçsallaştığı bir "müşteri velinimetimizdir" pragmatizmi ve nobranlığı ile sürdürülüyor. Bu durumda da az ilkesellik ama bol mevzuat hükmünü icra ediyor.
Ne yapalım? Nasıl uygulayalım? Bu konuda asgari hukuk ilkelerinin işletilmesi bazal bir başlangıç olabilir mi? Hak talebi haksız/hukuksuz işletilemez. Dahası hak aramanın bizatihi kendisi bir haksızlık aracına indirgenip içeriği boşaltılamaz. Bu durumdan bizim hak temelli taleplerimiz de yaralanır. Herhangi bir güvenlik görevlisi tarafından kötü muameleye maruz kalınması durumunda ağır, çok ağır, gönülsüz işletilen hukuki prosedür (gizli öznenin deşifre olmaya direnci de sayılabilir) konu sağlık çalışanı olunca "görünür öfke nesnesi ve öznesini" koca bir sistemin iç basıncını düşürmek, sorgulanabilirlikten azade kılabilmek adına şevk, hız ve iştah ile "müşteri memnuniyeti onarımında" kullanabilmektedir. Hekimin/ sağlık çalışanının insan olduğunu ıskalayan, sorumluluklarına abanan, çalışma ortamına, mesleki olanaklarına, özlük haklarına kör/sağır kalan bir ortam için ne denebilir?
"Abyssus abyssum invocat"**
Halimiz ahvalimiz. Durumun tespitini takiben, güncel ve yakıcı soru: Ne yapmalı? Nasıl? Yanıtlarımız durumu nasıl gördüğümüz üzerinden şekillenecek sanırım.
İçimizde taşıdığımız idealist genç tıbbiyeli hayal kırıklıklarıyla, Sevgili Melike'nin aziz hatırasına... (LA/HK)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Levent Akyıldız, tıp doktoru
* SWOT'un açılımı: S (Strenghts-Kuvvetli taraflar) W (Weaknesses-Güçsüz yanlar) O (Opportunities-Olanaklar), T (Threats-Tehlikeler).
** Uçurum uçurumu çağırır.