Geçen hafta Diyarbakır’daki Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nde, Ensar Özdemir’in hazırladığı "Çürüme" isimli kitabın tanıtımı yapıldı. Kitap, desem de Ensar Özdemir’in de ifadesiyle, "Çürüme" aslında bir rapor.
Rapor, haber diliyle yazılmış kısacak metinlerle, son on beş yıldaki zırhlı araçlarla katledilen çoğu çocuk, 45 sivilin katledilmesine ilişkin olayların bir çetelesinden ibaret, demek haksızlık olmaz sanırım.
Zira rapordan, Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Mehdi Özdemir’in “Cezasızlık”, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Ercan Yılmaz’ın “Kurban” başlıklı yazılarını çekip aldığımızda, geriye sadece minik çocukların, koca zırhlı araçlarla katledilişine dair, haber diliyle yazılmış küçük, ruhsuz metinler kalıyor.
Raporun girişindeki editör notunda her ne kadar “Zırhlı araçlarla ezilerek öldürülen 45 sivilin anısına 45 çalışma ve hikâye bulacaksınız,” denilse de, içerikte toplanmış - işlenmiş bilgi ve belgelere (veya hiç olmazda edebi anlatımlara) rastlanmıyor.
Güvenlik güçlerinin işlediği suçlar
Raporun kitap olarak basılması, Avrupa Birliği’nin Sivil Düşün Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği yapılmış. Kitaptaki bilgiler ise İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’nden edinilmiş.
Kitap içeriğinde araştırmaya dair tek emare, Ensar Özdemir’in CİMER üzerinden Adalet Bakanlığı’na sorduğu sorular ve aldığı (aslında alamadığı) cevap. Bahsi geçen ölümlere ait adli ve idari soruşturmalara dair bir araştırma bulgusu yok kitapta.
Oysa bu çalışmanın en önemli yanı, güvenlik güçlerinin işlediği suçlar bakımından geçerli olan cezasızlık politikasını ifşa etmektir. Dolayısıyla böylesi bir çalışmada, bu politikayı adli soruşturma süreçlerine ilişkin bilgi ve belgelerle göstermek, ispatlamak gerekirdi. Yine, bu olayların diğer ülkelerdeki benzer vakalarla karşılaştırılması gerekirdi.
Zırhlı araçların kentlerde kullanılmasıyla ilgili bir yönetmelik, bir yasa var mı? Kitapta bu sorunun cevabı yok. Avrupa ülkelerinde var mı? Rapor bu sorunun cevabını da vermiyor.
Bahsi geçen avukatların yazılarında bahsi geçen, zırhlı araçların teknik incelenmesi, bununla ilgili bilirkişi, uzman raporlarının kitapta detaylı bir şekilde yer almaması ise başka önemli bir eksiklik olarak göze çarpıyor.
***
Kitabın tanıtım toplantısına büyük bir merakla gitmiştim. Nihayet bu konuda bir çalışma yapılmasına çok sevindim. Ama açıkçası ‘Çürüme’ beklentimin çok altında kaldı. Hatta hayal kırıklığı yarattı, diyebilirim.
Alelacele yazılmış hissi veriyor insana. Açıkçası, yukarıda dikkat çektiğim hususlardaki bilgi ve belgeleri içermemesi yönüyle, çok eksik ve yetersiz…
Soruşturma süreçleri beklenebilir, bilgi ve belgelerle “cezasızlık” politikası daha iyi gösterilebilirdi.
Uzman görüşleri rapor halinde eklenebilir, zırhlı araçların kullanımına ilişkin özensizlik, ihmal afişe edilebilirdi.
Diğer ülkelerdeki yasal durum, uygulama biçimleri incelenebilir, Türkiye’de durumun ne kadar ilkel bir düzeyde olduğu hissettirilebilirdi.
Umarım ‘Çürüme’ bir başlangıç olarak, tüm bu hususların da dahil edildiği, daha güzel çalışmalara ilham olur.
(BA/EMK)