En baştan söyleyeyim; “Önce bir boşluk oldu kalp gidince ama şimdi iyi” son zamanlara izlediğim en iyi oyunlardan biri.
Lucy Kirkwood’ın yazdığı oyunu Seçil Honeywill uyarlamış. Mehmet Ergen yönetmiş, Esra Bezen Bilgin ve Güliz Gençoğlu da oynamış. Oyun Talimhane Tiyatrosu tarafından sahneleniyor.
Esra Bezen Bilgin’i geç keşfettim.
Oyun insan ticaretini anlatıyor. Türkiye de bu konuda bildiğiniz gibi epey sabıkalı. Çok büyük bilinmezlikleri yok hikâyenin. Ama biliyor olmanız etkilenmemenizi gerektirmiyor.
Hele ki Esra Bezen Bilgin’in muhteşem performansı ile etkilenmemek imkânsız.
Oyunun çok büyük bölümünde tek başına oynayan Bezen Bilgin’i izlerken görünmez karakterlerin de sahnede yürüdüğünü, konuştuğunu duyar gibi oluyorsunuz.
Aldığı ödüllerin ne kadar da hak edilmiş olduğunu da görüyorsunuz.
Esra Bezen Bilgen’i ilk kez bu oyunda izledim. Daha önce başka bir performansını izlemediğim için kendimi ayıpladım. Ama arayı kapatıp, Pencere oyununu ve Anayurdu filmini izledim. Performansının bu oyuna ait olmadığını görmüş oldum.
Aynı sahnede üç ayrı zaman ve mekan arasında ilerleyen oyunda Ukrayna’dan Türkiye’ye yeni bir yaşam için gelen Dijana’yı izliyoruz. Dijana önce sevgilisi sonra pezevengi olan Mustafa’ya kaptırdığı pasaportunu geri almak için fuhuşa zorlanmaktadır.
Mustafa’yı yer yer hala aşk dolu bakışlarla anlatır seyirciye. Ciddi boyutta dramın yer aldığı öykü mizahi bir dille sizi sarıyor. Dijana kimi zaman çocuk saflığı ile anlattığı yaşadığı dramı; Türkiye’ye gelişi, önce aşık sonra da tutsak oluşu, bebeğinin hikayesini dudaklarınızda bir gülümseme ile dinliyorsunuz ama kimi zaman da gözleriniz doluyor.
“Çünkü ben buna değerim”
Oyunun bence en vurucu yanı, Dijana’nın hikayesinden bahsederken markaların havada uçuşması. Arçelik, Tefal, Macro ile Şok ayrımı, Çetinkaya ile Beymen farkı…
Doğrudan söylenmese de buram buram “sınıf”ı anlatıyor oyun. Adı geçen markalarla dolu bir evin yeteceği bir hayatın bedelini.
Öyle ki Dijana sık sık, Loreal reklamına atıfta bulunarak “çünkü ben buna değerim” diyor. O bunu her dediğinde seyircilerin gülümsemesi bir yandan da yüreğinizi sızlatıyor.
Kapitalist sistemin marka döneminde yaşadığımızı “ben değerimi biliyorum, tam 2,5 iphone” diyerek de gösteriyor Dijana.
İtiraf edeyim ki giderken “Önce bir boşluk oldu kalp gidince ama şimdi iyi” olan isminden dolayı aşk üzerine bir oyun olduğunu düşünmüştüm. Ancak aşkın epey mazide kaldığı, hayatını değiştirmek için yola çıkan ama umduğunu bulamayan bir kadının hikâyesi çıktı karşıma.
Söylemeden de geçemeyeceğim; insan ticaretinin artık devletlerin mülteciler üzerinden yasal yollarla gerçekleştirmeye kalkıştığı bu günlerde, “Önce bir boşluk oldu kalp gidince ama şimdi iyi” konunun diğer yanını gösteriyor.
Sezonun son oyunu Oyun Atölyesi sahnesinde 11 Haziran Cumartesi 20.30’da sahneleniyor.
İyi seyirler, çünkü siz buna değersiniz. (BY/EKN)