* Fotoğraf: Chokniti Khongchum / Pexels
COVID-19 ile ilgili son gelişmeler, “laboratuvar sızıntısı” tezini yeniden canlandırdı. Ancak araştırmacılar bu hikâyenin sonunu öğrenip öğrenmeyeceklerini bilmiyorlar.
Bir uçtan diğerine mi savrulduk? Bu soru Çin'deki Wuhan Viroloji Enstitüsü'nün (WIV) şeffaflığını sorgulayan yeni makalelerin soruları arasında yer alıyor. Ancak uzmanlar bu konuda dikkatli olmaya devam ediyor.
Salgının olası kökenleri nelerdir?
SARS-CoV-2'nin (COVID-19) seyrini izlemek, önce ortaya çıkışını, ardından yayılmasını açıklamayı hedefler. Bu alan bize birkaç olasılık sunar:
- Virüsün ortaya çıkması ve ardından doğal yollarla yayılması (zoonoz);
- Laboratuvarda incelenen bir virüsün kazara yayılması (kaçış);
- Bir virüsün laboratuvarda değiştirilmesi, ona yeni özellikler kazandırılması, ardından istemli ya da istem dışı yayılması.
Bu soruları cevaplamak bilimsel bir araştırma gerektirir. Bunun için uzmanlar bir buçuk yıldır virüsün genom dizilerini diğerleriyle karşılaştırmak için analizler yapıyorlar. Ayrıca ilk COVID-19 hastalarını belirlemek ve çevrelerini özellikle de temas halinde oldukları hayvanları incelemek için çalışıyorlar.
Kökeni neden hala belirlenemedi?
Zoonotik bulguların izini sürmek şans gerektirir. Pasteur Enstitüsü’nde viroloji alanında araştırmacı olarak çalışan Etienne Simon-Lorière, "konakçı hayvanı bulmak, samanlıkta iğne aramak gibidir" diyor. “Özellikle de Çin'de çok geniş bir alanın incelenmesi gerekir" diye ekliyor.
Ek olarak, pandeminin “sıfırıncı (ilk) hastası” hala bilinmiyor. Bilinen en eski hasta, Wuhan'da Aralık 2019'un başında tespit edilen bir kişi. Bununla birlikte filogenetik analizler, orijinal suşun aynı yılın Eylül veya Ekim aylarına dayandığını da gösteriyor. İlk olarak nerede göründüğünü bilmiyoruz. Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nde (CNRS) biyoloji araştırma direktörü olan Virginie Courtier, “ilk enfekte olan insanlar genç insanlarsa eğer, belki de hiçbir semptomları olmadı" diyor. “Daha da kötüsü, RNA virüsü enfeksiyonları genellikle uzun vadeli bir iz bırakmazlar”.
Hayvan kökenli olma olasılığı neden kabul edildi?
Bir hayvan virüsünün insanlara bulaşması en yaygın gerçekleşen virüs bulaşma olayıdır. Uzmanlar, SARS-CoV-1 koronavirüsünün insanlara misk kedisi yoluyla, MERS-CoV virüsünün ise tek hörgüçlü deve aracılığıyla bulaştığını tahmin ediyor. Ebola, Marburg virüsü veya Nipah virüsünün yarasalardan kaynaklandığı düşünülüyor.
Wuhan Viroloji Enstitüsü de 2017'de yarasalarla bağlantılı yeni hastalıkların riskleri konusunda çoktan uyarıda bulunmuştu. Nitekim salgının merkez üssüne komşu bölgelerde, insanların koronavirüslere doğal olarak maruz kaldığı birçok kırsal alan var. SARS-CoV-2 de, bunların içinden RaTG13 adı verilen virüse çok yakın bir virüs.
Bu önerme Tayland, Kamboçya ve Güney Çin'de SARS-CoV-2'ye yakın birkaç koronavirüsün keşfedilmesiyle desteklendi. Virginie Courtier, "virüsün atalarının on yıllar önce yarasalarda dolaştığını söyleyebiliriz" diye açıklama yaptı.
Neden bu tez, artık savunulan tek tez değil?
Bu tezdeki eksik halka hala bilinmiyor. Yarasalarla aynı ekosistemi paylaşmayan pangolinlerin izleri ise daha uzak bir ihtimal. İnsanların kendilerini doğrudan yarasalardan enfekte ettiği fikri, birbirine karışan iki virüsün neden olduğu enfeksiyon gibi de düşünülüyor. Fakat bu üzerinde çalışılan vakalarla desteklenmeyen çok teorik bir açıklama olarak ortada duruyor.
CNRS viroloji araştırma direktörü Etienne Decroly, "Zoonoz hipotezi, salgının başlangıcında favoriydi," diyor. “Ancak bir yıl sonra, ara konakçı için 80 bin örnek test edildi ve bu analizler, zoonozdan sorumlu hayvanı tanımlamada başarısız oldu. Bu nedenle bilimsel titizlik, başlangıçta daha az olası olduğu düşünülen diğer hipotezleri açıklamamızı gerektiriyor.”
Laboratuvar tezinin argümanları neler?
1979'dan bu yana varolan Wuhan Viroloji Enstitüsü, 2018'de "Asya'daki en büyük virüs bankası" olarak açılan Çin Virüs Kültürü Koleksiyonu’nu içinde barındırıyor.
Çin, 2002-2004'teki SARS-CoV-1 salgınından bu yana koronavirüsleri daha da yakından inceliyor. Bununla birlikte, 2012'de Yunnan dağlarındaki bir mağarada yarasa dışkısını temizlemek için bulunan altı madencinin, bir koronavirüse bağlı şiddetli zatürre geçirdiğini 2020'nin başlarında Wuhan Viroloji Enstitüsü ortaya çıkardı. Enstitü, genetik olarak SARS-CoV-2'ye çok yakın olan RaTG13'ün bu vesileyle toplandığını kabul etti. Virginie Courtier, "bunu önceden söylemeliydiler" diyor.
“The Seeker”ın WIV koronavirüslerinin sayısı ve türlerin geçişi deneyimlerinin varlığı hakkında şüphe uyandıran üç bilimsel makaleyi ifşa etmesinin ardından Mayıs ayı ortalarında şüpheler arttı.
M. Decroly, "Bunlar, zoonozun moleküler bir bakış açısından nasıl oluştuğunu anlamamıza olanak tanıyor, bu da insanlar için sorunlu yarasa virüslerinin izlenmesine olanak tanıyacak ve karşı önlemleri uygulamaya koyacak, ancak bu deneyler bilim camiasının bir kısmını endişelendiriyor” diyor.
Bir virüs laboratuvardan nasıl kaçabilir?
Virüsün WIV çalışanlarını doğal olarak enfekte ettiği göz ardı edilmiyor. “İnsanlar bir mağaraya giriyor, virüsleri topluyor, aynı zamanda onları kültüre koyuyor, rekombinasyonlar oluyor - ya da olmuyor - ve biri kaçıyor. “Böyle olması mümkün” diyor Simon-Lorière.
“Bu olasılıkta çoğu zaman insan hatası söz konusudur; örneğin bir laboratuvar teknisyeni yanlışlıkla üzerine bir şişe döktüğünde ve kendini kötü bir şekilde dezenfekte ettiğinde bu gerçekleşebilir. 2004 yılında SARS-CoV-1, önemsiz bir ihmalin ardından Pekin Viroloji Enstitüsü'nden iki kez kaçmıştı.”
Ayrıca, kirli bir alana atık atan bir çalışan veya bir hayvanın cesedini ücret elde etmek için satan bir teknisyen, vb. yollarla da olabilir. Yarasa koronavirüsleri P3 hatta P2 laboratuvarlarında P4'ten daha az sıkı güvenlik ile ele alındığından, bu risk daha da olası.
2018'de ABD’li uzmanlar, Wuhan'da yürütülen çalışmalar ve güvenlik kusurları konusunda Pentagon'u uyardı. Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, 2019 yılında laboratuvarlarının güvenilirliğinin kontrolünün kusurlu olduğunu kabul etti.
Peki, komplo teorileri adil miydi?
Hayır. Unutmayın, Wuhan P4'teki en eski "askeri biyolojik silah" söylentilerinden biri Yahudi milyarder ve “komplocu” olmakla suçlanan George Soros'la ilgiliydi. Bir diğeri "sarı yelekli" bir eylemci tarafından yayınlanan virüsün oluşumunu bilimsel bir patentin yanlış kurgulanması ardından Pasteur Enstitüsüne bağlayan bir teoriydi. Şimdilerde bilim insanlarınca dışlanan 2008 Nobel Tıp Ödülü sahibi Luc Montagnier’e gelince; o SARS-CoV-2 virüsünün HIV ile çaprazlanarak elde edildiği fikrini savundu.
COVID-19’un “Laboratuvarda çılgın bilim insanları tarafından yapılan küçük, canavarca bir virüs” olduğu düşünüldüğü zaman Pity- Salpêtrière hastanesinin immünoloji ve bulaşıcı hastalıklar merkezi başkanı Guy Gorochov ile 2020 yılındaki bu tezler üzerine konuştuk. Ona göre, “bu virüsün laboratuvar çalışanlarına bulaşmadan önce laboratuvara doğal olmayan bir yoldan girme olasılığı, göz ardı edilemeyecek bir hipotezdir."
Laboratuvar sızıntısı tezi yeni mi kuruldu?
Şey... Aslında hayır. Bayan Courtier şunları söylüyor: “Başlangıçta arkadaşlarıma şöyle dedim: 'Dikkatli olun, laboratuvar virüsü de olabilir.' Ama şimdi onlara ‘Dikkatli olun, bu da doğal olabilir’ diyorum. Kaçış tezi bir kez daha yükselişe geçerken, temelden yoksundur: Kesin kanıt yok. Ve muhtemelen elde etmek çok zor olacak.”
Etienne Decroly, virüsün genomuyla ilgili olarak, "virüsün manipüle edildiğine dair açık bir ipucu yok, diyor. Ancak “doğal bir virüsü, hafifçe değiştirilmiş doğal bir virüsten ayırmak kolay değildir" diye ekliyor.
SARS-CoV-2, WIV doğal koleksiyonlarıyla ilişkili mi? Bunu öğrenmek için bilim camiasının, Pekin'deki enstitünün örnek bankasına erişmesi gerekecek, ancak buna izin vermiyorlar. Çin'in bu tavrını "şüpheli" olarak gören Gorochov, mevcut haliyle "sonuca varmak imkânsız" diyor.
Çin, DSÖ soruşturmalarını neden engelliyor?
SARS-CoV-1 salgını küçümsenmişti. O zamandan beri, birçok yatırım Orta Krallık diye anılan Çin’i bir viroloji yuvası haline getirdi ve Wuhan şehri bir vitrin olarak kullanıldı. Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü araştırmacısı Marc Julienne, bir laboratuvar sızıntısı hipotezinin uluslararası veya yerel sahada doğrulanması halinde "Pekin için siyasi bir deprem olacağını" ileri sürüyor.
Özellikle Çin Komünist Partisi (ÇKP) 100. yıldönümünü kutlamak üzereyken, bu çok kötü bir izlenim yaratır. Ulusal Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Enstitüsü (Inalco) ile bağlantılı coğrafyacı Emmanuel Véron bu durumu, "hiçbir şey şahane geçecek olan o güzel şenlikleri lekeleyemez" diye açıklıyor. “Halihazırda şeffaflığa ve rekabete dayalı tartışmalara odaklanmayan ÇKP, onların içeri sızmasına kesinlikle izin vermeyecektir."
İronik bir biçimde kimse Pekin'in virüsün tam kökenini bildiğini, Wuhan'daki yerel gücün ilk vakaları bastırmaya çalıştığını ve birçok yetkilinin o bölgeden çıkarıldığı konusunda net değil. Araştırmacıları öfkelendiren de bu: çok bilinmezlik.
Decroly içinse esas olan şey "önümüzdeki on yıl içinde bir SARS-CoV-3 salgınını tanımak ve önlemek."
* William Audureau’nün Le Monde’de yayınlanan makalesi, Nurullah Yıldız tarafından Türkçeye çevrildi.
(NY/AS)