Amazon, Muğla, Kanarya Adaları, İzmir, Sibirya, Kanada, Alaska, Siri Lanka ormanları alev alev yanıyor.
İstanbul, New York, Pencap, Yeni Delhi ve Myanmar’da ise sel suları etrafı yıkıp geçiyor.
Gazeteler ve resmi ağızlar aracılığıyla suçlu, dikkatsiz piknikçi sefalarında, sigara izmaritlerinde, sabotajlarda, rekor yağışlar karşısında dayanamayan altyapılarda aranıyor.
“Ciğerimiz yanıyor”, “Bu şehir bunu haketmiyor”, “Milyonlarca insana yazık oluyor.”
Sahi gerçekten suçlu kim?
Altyapısı gelişmiş şehirlerden kalkan modern yangın söndürme uçaklarının taşıdığı sular, mangaldan, izmaritten, sabotörlerden arındırılmış, yeniden yeşertilmeye çalışılan ormanların yanıbaşında, yeniden yanan ciğerlerimizin ateşinin söndürmeye yetecek mi?
Tarihte ölçülmüş en sıcak zamanların içinde artık ne ürünlere ne de fidelere hayat verebilen kurak toprakları hangi yağmurlar yeşertebilecek?
Minnet duygusundan azade bir şekilde yanan ciğerlerimize doldurduğumuz oksijen hangi yağmur ormanlarından gelecek?
Temmuz’da dolu, Ağustos’ta sel sularının götürdüğü beton ormanlarımıza musallat olacak ‘sürpriz’ kasırgalara hangi isimler konacak?
Kalp damarları tıkalı insanın gözü kapalı bir şeklide yattığı ameliyat masasına eğilen doktorun inandığı bilim gayet açık ve net bir şekilde uyarıyor.
Gezegeni kurtarmak için son 11 yıl!
Fosil yakıtlarla beslediğimiz mevcut tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmemiz için son 11 yıl!
Kömürlü termik santral, doğalgaz ile işleyen fabrika, petrol ile çalışan arabadan kurtulmamız için son 11 yıl!
Plastik paketler içinde, dünyanın suyunu tüketerek, şansımız varsa tarihte bir gün utanarak anacağımız beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmemiz için son 11 yıl!
Ev, iş, okul ve ülke diye bir şeyin olabilmesi için evden, işten, okuldan ve hatta ülkenin ve gezegenin kısa dönemli çıkarlarından feragat edilebilmesi için son 11 yıl!
11 yıl sonra ise, ya sıfır karbon gelecek ya da sıfır gelecek!
El kadar çoçuklar bu yüzden dünyanın sokaklarına çıkarak, büyüklerinden geleceklerini talep ediyor ve Dünyayı 20-27 Eylül’de Büyük İklim Grevine çağırıyor.
Yazar ve aktivist Bill McKibben tek bir grev iklim krizini elbette çözmeyeceğini ama bu konuda sebat eden öğrencilerin yetişkinlere örnek olacağını söylüyor ve Eylül Grevi’nin paha biçilmez değerde iki ilkeyi gözler önüne sereceğini belirtiyor:
“Bunlardan birincisi şu: iklim krizinin çözümü, işler böyle gelmiş böyle gider anlayışının yıkılmasını içerecektir. İnsan medeniyetinin gelmiş geçmiş en büyük fiziksel krizinin tam ortasındayken bile çoğumuz her sabah yataktan kalkıp bir gün önce yaptığımız şeylerin tıpkısını yapıyoruz. Bir acil durum, halinde olduğumuzu, hatta her geçen ayla birlikte daha da derinleşen bir aciliyet halinde yaşadığımızı gösteren en ufak bir işaret yok ortada. Yetişkinler iş bırakma eylemine katılmalarını, işleri aksatan dönüştürücü bir değişime kendilerini adadıklarını gösteren bir bildirim şekli olarak görmeliler.
İkinci ilke ise şu: Yetişkinler, yetişkinler gibi hareket etmelidirler. 15 yaşındaki çocukların en büyük sorunlarımızı kendi başlarına çözmeyi becereceklerini düşünmek için biz acaba hangi dünyada yaşıyoruz diye sormamız lazım kendimize. İklim krizi adalete karşı girişilmiş bir tecavüz anlamına geldiği gibi (onun meydana gelmesinde en az rol oynamış olanlar, cezasını en çok çekenler oluyor), aynı zamanda geleceğe karşı girişilen bir tecavüz anlamına da geliyor: bazıları sadece daha uzun zaman hayatta kalacak oldukları için bu gelecekte daha büyük paya sahip olacaklar çünkü. Geri kalan bizler için – yani iklim değişikliği cayır cayır yanan zirveye varmadan önce ölecekler için – bu grev çocuklarımıza ve onların çocuklarına gösterdiğimiz teorik şefkatin samimi olduğunu göstermek için iyi bir fırsat işte.”
Gelişmiş yangın uçakları ve modern altyapı sistemleri iklim krizine çözüm getiremeyecek.
Hatta çocuklarının sokaklara çıkarak geleceklerini talep etmeleri de işe yaramayabilir. Ama McKibben’ın dediği gibi, ‘bir çocuk yardım istiyorsa, ona yardım edilir.’
Çökmekte olan gök kubbeyi omuzlarında taşımakla cezalandırılmış 12 yaşındaki Atlas ve arkadaşlarına yardım etmek için 20 Eylül’de Küresel İklim Grevine! (CT/EKN)