Çanakkale’nin il milli eğitim müdürüne göre 2. Uluslararası Çanakkale Çocuk Bienali’ndeki bazı işler çocuklara uygun değil.
Nereden biliyoruz?
Müdürün imzasıyla Çanakkale Belediyesi'ne gönderilen yazıdan…
“9 Mayıs 2015 tarihinde açılışı yapılan Bienal sergisine katıldığımızda 1. katta Barış Yapan Parkalar videosunda 'Yaşasın Halkların Kardeşliği' ifadesi, yine 1. kattaki video odasında Teneffüs videosunda ayağa kalkan genç 'Artık bu duruma son vermeliyiz, artık hakkımızı aramalıyız, yürüyün arkadaşlar' sözleri, 2. katta Deniz Ocal Stop Motion Atölyesi Videosunda 'Berkin ve Uçurtması, Berkin Elvan Ölümsüzdür' yazısı ilkokul 3. sınıf öğrencilerinin pedagojik olarak yaş gruplarına uygun olmadığından öğrencilerimizin bienal sergisini gezmeleri uygun görülmemektedir.
“Yukarıda bahsedilen videolardan ifade, sözler ve yazılar çıkarıldığı takdirde, ilkokul üçüncü sınıf öğrencilerimizin bienal sergisini gezmelerine müdürlüğümüzde izin verilecektir.”
Bunun anlamı şu: İki yıldan daha fazla zaman emek harcanan, sadece Türkiye’den değil dünyanın çeşitli ülkelerinden çocukların ürettikleri eserlerle katıldıkları Türkiye’nin bu kapsamdaki tek çocuk bienalinden Çanakkaleli çocuklar yeterince faydalanamayacak. Ya da şöyle diyelim, aileleri götürürse yaratıcıklarını ve özgür düşüncelerini geliştirebilecekleri bu zenginlikle tanışabilecek. Ama onlara bunları kazandırmakla yükümlü olan kurum muhteşem bir imkanı çocuklardan esirgeyecek.
Uzun Çorap Pippi’nin anlattığı hayali hikayelerde bile görülemeyecek bir tuhaflık bu.
Pippi malum, aklına estiği zamanlar uzak ülkelerden olmadık hikayeler anlatan bir çocuk romanı karakteri.
Ama onun da sınırları var işte. Bir milli eğitim müdürü değil sonuçta!
Pedagojik parmak
Zaten kitaplar sanat eserleri gibi… Söyleyecek sözleri falan oluyor bazen, ki sakıncaları dünya tarihinde farklı kademelerdeki müdürlerce hep dile getirilmiştir.
Mesela bir başka kitapta, Alain Serres’in Çocuk Olmaya Hakkım Var’ında çocuklar varoluşlarından gelen haklarını anlatırken “Oyun oynamaya, yaratıcılığımı ortaya koymaya, hayal etmeye, yüzümü şekilden şekle sokarak komiklik yapmaya, hoplayıp zıplamaya, arkadaşlarımın olmasına hakkım var” diyor.
Neymiş; yaratıcılıklarını ortaya koymaya hakları varmış. Bak sen!
Öyle her konuda düşünüp, hayal edip, yetmezmiş gibi bir de ortaya koyup alenileştirmek ha? Hayallerini kendilerine saklamayı kimse öğretmemiş bunlara. Hele hele sözlerini olur olmadık yerlerde, olmadık şekillerde söylemek… Ne sanatta ne sepette yeri var bunun. Hem pedagojiye uygun mu bakalım?..
Unutmayalım ki her şeyi pedagojik okumak lazım. Mesela, “Barış Yapan Parmaklar” diye yazılır ama Milli Eğitim’in söylediği gibi pedagojik olarak “Barış Yapan Parkalar” diye okunur.
Bugün teneffüs isteyen...
Çocuk dediğin bir kere başlayınca durmaz. Nitekim aynı kitapta, daha iki sayfa sonra, “Kendimi özgürce ifade etmeye, her şey hakkında ne düşündüğümü söylemeye, ne hissettiğim anlatmaya hakkım var” diyorlar. Üstelik “annem, babam beğenmese de” diye not da düşmüşler.
Neymiş; özgürce ifade etmekmiş. Anneyi, babayı geçtik, bu işin Milli Eğitimi var bir defa…
Zaten niyetleri de belli. Ne diyor uzun teneffüs isteyen videoda: Yürüyün arkadaşlar!
Buyurun bakalım! Nereye yürüyorsun? Yürünecek yerler belli. İstanbul’da Kazlıçeşme var, Kadıköy’dekiler için Salı Pazarı var…
Böyle başlar bu işler. Bugün kalkıp teneffüslerin uzatılmasını isteyenler yarın okullarda lavaboları sağlam yapıp denetleyin, üstümüze düşüp bizi öldürmesin diye de tutturur.
Mili Eğitim’in bir bildiği var. Bunları Çanakkale’de durdurmazsak nerede durduracağız? (YY)
* Bienal Milli Eğitim'in uygun bulmadığı işlerle birlikte 7 Haziran'a kadar açık kalacak.