“Erişim engelleme kararları nitelik olarak ifade özgürlüğüne getirilen en sert sınırlandırmadır. Kanuna uygun olması yeterli değildir, hukuka ve insan haklarına, ifade özgürlüğüne uygunluk şarttır.
“En az ve son çare olarak başvurulması gereken erişim engellenmesi kararlarına ilk çare olarak başvurmak sansürdür.”
Yukarıdaki satırları Fikret İlkiz’in bianet’teki “Hukuk Gündemi” köşesinde 11 Kasım’da yayımlanan “Erişimin Engellenmesi Son Çaredir” başlıklı yazısından aldım. İlkiz, yazısında erişimin engellenmesi kararlarını mevzuat açışından değerlendirerek nasıl bir sansür mekanizmasına dönüştüğünü en anlaşılır haliyle anlatıyor.
Erişimin engellenmesi Türkiye’de yeni bir uygulama değil. Sulh ceza mahkemeleri başvuru üzerine ilgili habere erişimi yasaklıyor. Mahkemenin bu kararı hangi gerekçeyle aldığını da öğrenemiyorsunuz. Çünkü kararlar ya yasaktan çok sonra “toplu halde” tebliğ ediliyor ya da hiç tebliğ edilmiyor. Bu manidar zamanlama nedeniyle de kurumlar itirazlarını zamanında yapılamıyor ve aradığınız o habere bir daha ulaşılamıyor.
TIKLAYIN - "Sulh Ceza Hâkimlikleri Her Engelleme Talebini Kabul Ediyor"
TIKLAYIN - "Halkın Haber Alma Hakkına Müdahale"
Yargı paketinde “habere erişim yasağı” korunurken, tüm sitenin engellenmeyeceği maddesi eklenmiş, iktidar da bunu “ifade özgürlüğü” olarak duyurmuştu. Ancak böyle giderse haberlere gelen yasaklar tümden yasaklamadan farklı olmayacak.
Gündem dışı bırakılan haber/habercilik/medya ve ifade özgürlüğü meselelerini görünür kılmak için ağustos ayından beri yayımladığımız Bia Manifest’in dördüncüsünü internet yasaklarına ayırdık ve “keyfi yasakların durdurulması” talebimizi tüm meslektaşlarımız adına duyurduk.
Gazeteciler olarak kamu adına yazdığımız, her bir kelimesine, virgülüne emek verdiğimiz, mesleğimizin ürünü olan haber ve yazıların kamusal hafızadan silinmesini istemiyoruz.
Özel okul çıkmazı
Doğa Koleji, ekonomik sıkıntılar gerekçe gösterip öğretmenlerin maaşlarını ödemezken, Ataşehir’de geçen yıl eğitime başlayan Özgür Boza Okulları 22 Kasım’da bünyesinde kayıtlı öğrencileri olduğu halde eğitime son verdi. Doğa Koleji’ndeki öğrencilerin kaderi ise İTÜ’yle yapılan görüşmelerin sonucuna bağlı.
Devletin asli görevi olan eğitim yıllardır yerleşik bir sisteme geçemedi. Ruken Tuncel’in haberindeki verilere göre özel okul sayıları hızla artıyor. Dört yıl önce; özel okul sayısı 6 bin 710 iken 2019 verilerine göre bu sayı 12 bin 809. Bu okullarda eğitim alan öğrenci sayısı ise 1 milyon 440 bin 577 ulamış durumda.
Yüzbinlerce çocuğun geleceği oynak bir ekonomik sistem içinde özel sektörün eline bırakılmış durumda. Oysa eğitim devletin asli görevi. Kaliteli ve parasız eğitim ülkede tüm çocukların temel hakkı. Eğitim sistemi sağlam temellere oturtulmadığı sürece bir hak ihlali konusu olmaya devam edecek. MEB'in Özgür Boza Okulları'ndaki veliler şu sözlerine kulak vermesi gerekiyor: Her Köşe Başında Bir Özel Okul Açılmasına Son Verin
Beş dakikalık duruşma
Hemen hafta cezasızlık üzerinde bir paragraf yazıyorum. Ankara JİTEM davası, Hayata Dönüş davası, Kızıtepe JİTEM davası.. Hepsi beraat ya zamanaşımı kararlarıyla bitti. Geçen hafta Medeni Yıldırım’ın öldürülmesi davası vardı. Ayça Söylemez’in haberine göre henüz nihai karar çıkmadı ancak duruşma 5 dakikada başlayıp bitti ve ertelendi. Hak ihlali davalarında ısrarlı adalet talepleri ve umutları aç kapa davalarla yok oluyor.
Akademide taciz var
“Akademisyenin tacizcisi olur mu”… “Olur.”
Kültür politikaları, toplumsal cinsiyet, gündelik yaşam sosyolojisi alanında çalışmalar yapan Pınar Eldemir’in, “akademideki tacizi” konu alan ve anlatımlara dayanan araştırmasını geçen hafta yayımladı.
Eldemir, beş gün süren yazı dizisinde kademinin gündelik yaşamında gerçekleşen bazı psikolojik ve fiziksel taciz hikayelerini aktardı ve çözüm önerilerini sundu. Anlatımlar her zaman sayılardan daha kuvvetlidir. Ve akademideki bu mobingin ve tacizin de bir an önce sona erdirilmesi gerekiyor.
biamag'da Bu Hafta
"Kilise"si Meclis'i rahatsız eden şehir, Kırıkkale'nin ismini alış hikayesinden, iklim grevcisi bir çocuğun annesinin gözünden çocukların ne yapmaya çalıştıklarına, kitaptan, beyaz perdeye dosyalar Pınar Tarcan editörlüğünde hazırlanan biamag’da sizi bekliyor.