Cumhurbaşkanlığı adaylığını Amerikanvari görkemli bir törenle, gözyaşları arasında açıklayan Başbakan Erdoğan, bir saatten uzun süren konuşmasında sık sık ‘oy verenin de vermeyenin de cumhurbaşkanı olacağına’ vurgu yapsa da, 11 yıllık iktidarı ve muhtelif kucaklayıcı balkon konuşmalarının ardından gelen icraatları, hafızasıyla sorun yaşamayan bir kısım seçmende ikna yolları enfeksiyonuna sebep oluyor. Ne diyor şair: “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde"… İşte Erdoğan’ın 11 yıllık eserinden bazı bölümler:
* Almanya’da gerçekleştirdiği miting sırasında on binlerce kişinin katıldığı protesto gösterisi için "Almanya'da aynı gün toplantımızın yapıldığı muhteşem salonun yakınından bir nehir geçiyor; nehrin karşı tarafında da oradaki Ali'siz Alevilere orada miting yapma izni veriyorlar. Bizim yaptığımız veya yapacağımız o toplantıyı acaba nasıl sabote ederiz bunun gayreti içindeler" dedi.
* Gaziantep'te düzenlenen mitingte yaptığı konuşmada, Gezi olayları sırasında başına isabet eden gaz kapsülü ile yaralanan ve 269 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan ile ilgili "Kılıçdaroğlu her zaman ki gibi yalanını söylüyor, 'ekmek almaya giden çocuk' diyor. Dürüst ol, dürüst. Ne ekmek alması ne alakası var? Çok enteresan, annesi 'Evladımın katili başbakan' diyor. Ben evlada sevgiyi, muhabbeti bilirim ama sizin evladınızın mezarına karanfil ve demir bilyeler atışınızı pek anlamadım. O demir bilyeleri niçin atıyordu mezarına? Neyin mesajını veriyorsun" dedi.
* Avusturya’daki konuşmasında, “Ne diyordu “hala anlamıyor musun mesele ağaç değil” bunu diyen neydi? Sözde sanatçı, sevsinler sizin gibi sanatçıyı, ne sanatçısı” dedi.
* Birlik Vakfı, Milli Türk Talebe Birliği, Genç Birlik tarafından düzenlenen törende, “Artist görünümünde, sanatçı görünümünde bir takım müsveddeler yeni yıkımlar, yeni acılar yeni ölümler yaşansın diye isyan çağrıları yapıyorlar… İşte bu geziciler var ya geziciler onlar fikri olmayanlardır. Onlar düşüncesi olmayanlardır. Onlar dikili bir ağacı olmayanlardır. Siz öyle bir gençlik olmayacaksınız” dedi.
* Ankara'da ODTÜ'lü öğrencilerin eylemlerle karşı çıktığı 1071 adlı bulvarının açılışına dair "Ankara’da bir bulvar açtık. Kimlere rağmen o solculara rağmen, o ateistlere rağmen. Bunlar ateist, bunlar terörist. Ama CHP bunlara bizim gençler diyor. Bizim sevgili gençlerimizin elinde molotof kokteyli olmaz. Bilgisayarı, kalemi olur" dedi.
* Gezi eylemlerinin yıldönümünde canlı yayın sırasında gözaltına alınan CNN muhabiri Ivan Watson hakkında: “O CNN’nin dalkavuğu oralarda bir şeyler yapmaya çalışıyor. CNN International yerlisi, geçen yıl 8 saat aralıksız yayın yaptı. Niye? Ülkemi karıştırmak için. Şimdi de suçüstü yakalandı. Bunların böyle hani özgür tarafsız bağımsız basın diye bir şeyleri yok. Bunlar görevli görevli, bunlar adeta ajan görevi icra ediyorlar.”
* AKP Genel Merkez Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, sezaryenla doğuma karşı olduğunu söyledi. "Bunların planlı yapıldığını biliyorum ve bunun, ülke nufüsunun artmaması için atılan adımlar olduğunu biliyorum. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Bu ifademe karşı çıkan bazı çevrelere, medya mensuplarına da sesleniyorum. Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere'dir diyorum'' dedi.
* ATV'de gazetecilerin sorularını yanıtladı, kürtajla ilgili tartışılan iki konuya yanıt verdi. "Vücut benimdir" yaklaşımının ahlaki, felsefi ve dini bir temeli olmadığını savunan Başbakan, "Cenin artık senin olmaktan çıkmıştır. Çünkü o da artık bir candır. Sen onu öldüremezsin, öldürdüğün anda bu cinayettir. Sezaryen bir defa kadının kendi hakkı değildir aslında” dedi.
* Ankara Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, “Yaptıkları iş sadece vurup kırma. Kamunun binalarına saldırma, yakıp yıkma. Sivil vatandaşın halkın araçlarını yakıp yıkma. Bununla kalmadılar. Benim başörtülü kızlarıma saldırdılar. Bununla da kalmadılar. Dolmabahçe Camii’ne bira şişeleriyle girmek suretiyle, ayakkabıyla, onu da yaptılar” dedi. Çapulcu ifadesine de değinen Başbakan, “Ben bu ifadeyi kullanınca rahatsız olmuşlar. Eğer çok rahatsız olduysalar lügate bir baksınlar çapulcu kime denir diye. Oraya baktıkları zaman Başbakan’ın ne kadar isabetli bir ifade kullandıklarını görecekler. Yakan, yıkan, saldıranlara çapulcu denir. Dolayısıyla kusura bakmasınlar ama onlara destek verenler de aynı familyada yerini alır.
* Grup toplantısında çıkışta gazetecilerin Sivas Davası'nın zaman aşımından düşmesiyle ilgili sorularını yanıtladı. Erdoğan, ''Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun'' dedi.
* Yine bir grup toplantısında, “Zannedersiniz ki CHP’nin genel müdürü Paris’te Londra’da doğdu. Tunceli’de doğacak, orada büyüyecek, sonra Ortadoğu’ya bataklık diyeceksin” dedi. Tunceliler ayağa kalktı.
* Gaziantep Nizip'teki açılış töreninde,, atama isteyen öğretmene "O oy senin olsun. Al onu kendine sakla" dedi. Polisler, protestocu öğretmen ve yanındaki bir kişiyi derhal gözaltına aldı.
Başbakan, 11 yıllık iktidarında Alevileri, sosyalistleri, gençleri, kadınları, ateistleri, öğrencileri, işsizleri, memurları, sanatçıları, gazetecileri, işadamlarını, Kürtleri, çevrecileri, toplumun kendi gibi düşünmeyen pek çok kesimini hedef aldı, hedef gösterdi, kendi kitlesinin karşısında ötekileştirdi, meydanlarda yuhalattı…
Şimdi yine bir seçim arifesindeyiz ve toplumun tüm kesimlerini kucaklamaktan bahsediyor. Yürekten merak ediyorum, inanmamızı mı bekliyor?
Ne mutludur günahsız bakirenin kaderi
unutulan dünyada dünyanın unuttuğu
lekesiz zihnin sonsuz gün ışığı
her arzusu unutulmuş ama kabul görmüş her duası *
* Eternal Sunshine Of a Spotless Mind filmine ismini veren Alexander Pope’un “Eloisa to Abelard” şiirden…(BT/HK)