Znet sitesinde 22 Nisan 2002 tarihinde de yayınlanan "The Odd Man Out" başlıklı yazımda bahsetmiştim:
"Açık avuç içi işareti... bütün parmaklar iyice açılarak yapılınca... ('moutza' olarak bilinir, Bizans ya da Fransız yahut Venedik'ten gelmedir) Yunanlar tarafından bir insana yapılabilecek en büyük küfür olarak kabul edilir. Bir trafik kazasında bu tür bir küfürleşmenin ardından bir şoförün diğerini öldürdüğü vakalar vardır."
Smedley D. Butler ('matkap gözlü ihtiyar' olarak da bilinir.) Amerikan ulusunun bir benzeri daha olmayan en iyi askeri olarak bilinir. ABD tarihinde en çok madalya alan askerdir.
Ocak 1931'de Butler Philadelphia'da bir konuşma yaptı ve konuşmasında bir arkadaşının kendisine anlattığı bir hikayeden bahsetti; arkadaşı Mussolini'nin (O zamanlar Mussolini ABD elitleri tarafında "onurlu bir centilmen" olarak görülüyordu) misafiri olarak İtalya kırlarında son model bir otomobille bir hız denemesine katılmıştı.
Mussolini bir çocuğa çarpmış ama hiç önemsememişti. Amerikan misafirinin şaşkın bakışlarını görünce Mussolini "mevzubahis devlet meseleleri olunca bir canın ne önemi var" demişti. Mussolini çocuğa çarptığını kabul etmedi ve durumu protesto etti. General Smedley D. Butler hemen tutuklandı ve bir hafta boyunca neredeyse tecritte tutuldu ve Mussolini'den onun namına özür dileyen Başkan Hoover tarafında askeri mahkemeye sevk edildi.
28 Ekim 1940'ta Mussolini Yunanistan'a saldırdı, Yunanlar aylarca direndi ve İtalyanları neredeyse o zamanlar yine İtalyanların işgali altında olan Arnavutluk sınırından içerlere kadar püskürttüler. Mussolini kankası Hitler'den yardım istedi ve sonra Naziler ve İtalyanlar zafer alaylarıyla Atina'ya girdiler.
Bu işgal 1941'de yüz binlerce Yunanın açlıktan ölmesiyle sonuçlandı. Ben on yaşındaydım ve hepsini yaşadım. Dört yıl sonra 1945'te Mussolini metresiyle beraber silahla öldürüldükten sonra ayak bileklerinden baş aşağı asıldı. Kaddafi onun kadar şanslı olmadı. İşte bu yüzden, Yunanlar her 28 Ekim'de İtalyanlara karşı direnişlerini ülkenin bütün şehir ve kasabalarında çocukların, öğrencilerin ve askerlerin katıldıkları geçit törenleriyle kutlarlar.
Larissa Yunanistan'ın orta kısmındaki düzlük kesim olan Tesalya'nın en önemli şehridir. Aşağıdaki fotoğraf geçen hafta 28 Ekim 2011'de Larissalı lise öğrencileri "resmi" devlet temsilcilerinin önünden geçerken olanları gösteriyor.
Subayların göğüslerinde Hıristiyan haçları, omuzlarda altın rengi apoletleri ve başka süslerle bezeli üniformalarına dikkat edin. Ayrıca, sağdaki kırlaşmış bıyıklı en yaşlı subay 1967'deki ABD destekli askeri diktatörlük döneminde de iş başında olacak kadar yaşlı. Genç lise öğrencisi şimdiden Yunan halk kahramanı olarak görülüyor. Fotoğraf bütün Yunanistan'da, her evde mevcut. Sonuç: Ekim 1940 direniş kutlamaları boyunca fotoğraftaki gibi pek çok vaka, bütün (tekrar ediyorum: bütün) ülkede yaşandı. Bu bir halk ayaklanmasının başlangıcıdır.
* Çeviren: Bülent Kale - Tlaxcala
** Nikos Raptis, 1930 yılında Atina'da dünyaya geldi. İnşaat mühendisi. Son kırk yıldır Yunanistan'daki çeşitli gazete ve dergilere yazılar yazıyor. "Let Us Talk About Earthquakes, Floods and...the Streetcar" (1981) ve "The Nightmare of the Nukes"(1986) adlı kitapların yazarı. Noam Chomsky'nin "Year 501", "Rethinking Camelot" adlı kitaplarını Yunancaya çevirdi ve yayımladı. Michael Albert'ın "Parecon: Life After Capitalism" adlı kitabı da çevireleri arasında. Editörlüğünü Philip Hammond ve Edward S. Hermam'ın üstlendiği "The Media and the Kosovo Crisis" adlı kitabın yazarlarından. Atina'da yaşıyor.