Önceki gün haftalık 10 dakikalık telefon görüşmesini Akocan’la yaptım.
Her telefon görüşmesinde birbirimizden güç alıp, bir birimize moral veririz oğlumla.
O lanetli 4 Kasım 2013 gecesi Akocan’la, ailemle, tüm sevdiklerime yaşatılan kâbusu asla unutmayacağım!
Tutsaklığım boyunca Akocan’ın, Şengül ablamın, Belgin’in ve diğer aile fertlerinin benimle ilgili bir şeyler yaptıkları zamanlar en sevinçli, mutlu oldukları anlar olduğunu farkındayım.
Karşı karşıya kaldığım hukuk cinayetinden bu yana oğlum, ablam ve yeğenimin omuz omuza yürüttükleri dayanışma kampanyası adaletin tecelli etmesini sağlar mı?
Bilemiyorum!
Ancak sonuç ne olursa olsun, onların emek ve çabalarının bana büyük moral ve güç verdiği kesin!
Perşembe günü Akocan’la yaptığım telefon görüşmesinde, oğlumun 12,13 ve 14 Mart’ta Den Haaag’ta benimle dayanışmak için bir eylem hazırlığı içerisinde olduğunu öğrendim.
Her zamanki gibi sesinin tınısında benim için bir şeyler yapacak olmanın sevinci vardı.
Otomatiğe bağlanmış gibi 10 dakikalık telefon görüşmesinde zamanla yarışırcasına hızla yapacaklarını anlattı.
12 Mart’ta Hollanda Dışişleri Bakanlığı, 13 ve 14 Mart’ta da Hollanda Parlamentosu önünde çadır kurup adalet için açlık grevi yapacak oğlum.
Aktaş’ın eylemini sosyal medyadan öğrenen farklı uluslardan onlarca kişi eyleme katılmak istediklerini ifade eden e-mailler göndermişler Akocan’a.
Kuracakları çadırda eyleme katılanlarla birlikte değişik etkinlikler planlamışlar.
Sesimi, adalet arayışımızı Hollanda kamuoyuna taşımakta çok kararlı.
Bu konuda hayli başarı da kaydetti.
Aynı zamanda Hollanda vatandaşı da olduğum için Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın uğratıldığım hukuk cinayetini görmesini sağladı.
Benim için bedeninin açlığa yatıran canım oğlumun yanında olabilmemin tek koşulu bu hafta ona yazmak.
Ama biliyorum ki, bu yazıya Ako’nun eyleminin son gününde ya da eylemeden sonra adrese ulaşacak.
Her şeye rağmen yazmak ve tutsaklığım boyunca hep yanımda olan canım oğlum Akocan’a başarılar dilemek istedim.
Dilerim emek ve çabalarınız boşa gitmez gülüm…
Bir gün mutlaka adaletin tecelli edeceğine ve özgür günlerde buluşacağımıza yürekten inanıyorum!
Sana, Thessa’ya, Belgin’e, Şengül’e ve size destek olan, benimle dayanışan, emek veren herkese, hepinize teşekkürler canımın içi.
Bir gün mutlaka bizim de günümüz gelecek Akocan…
Seni çok seviyorum bir tanem…
Dün öğlenden sonra hapishanede 8 Mart kutlaması vardı.
Bir kez daha rengârenk giysilerimizle hapishanenin soğuk gri duvarlarına inat; geçtiğimiz her yere baharı taşıdık.
Loş duvarlara baharın renklerini nakşettik, tam bir renk cümbüşüyle donattık hapishaneyi.
Malta, konferans salonu, koğuşlar, hücreler kahkahalarımızla şenlendi!
Bugün 8 Mart!
8 Mart’ı yaratan ve yaşatan tüm kadınların anısı önünde sevgi ve saygıyla eğiliyorum.
8 Mart’ların devlet ve erkek egemenliğine karşı mücadelemizde bir kaldıraç olması dileğiyle.
Tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum! (FE/HK)
(*) ÖYM İmzalı Hukuksuzluk Örneklerine anlayış göstereceğinizi düşünerek bu haftalık Akocan’a seslenmek için ara verdim. Haftaya kaldığım yerden devam edeceğim.
Füsun Erdoğan, Gebze Kadın Kapalı Hapishane, 8 Mart 2014