Gerilim kimi zaman o denli tırmanıyor ki, bazı şehirlerde siyasi rakipler bir araya gelmekten bile çekiniyor. Bu kentlerden biri Adana... 1984'den bu yana merkez sağın iki partisi Anavatan Partisi (ANAP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) arasında mekik dokuyan ve şu anda da Adana Büyükşehir Belediye Başkanı olan Aytaç Durak, ikisi üst üste olmak üzere üç dönem koltukta kalmayı başardı. Şimdi de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından aday gösterildi.
Durak, Adanalı diğer adaylarla kamuoyu önünde yan yana olmaktan imtina ediyor... Zira her ne zaman kendisinden söz açılsa Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı Bülent Özülkü ve yoğun göç alan kentin diğer güçlü adayı Sosyaldemokrat Halk Partili (SHP) Sedat Doğan, hali hazırdaki belediye başkanı hakkında açılan davaları gündeme taşıyor. Durak ise yolsuzluk iddialarına yanıtını mahkemelerde vermeye devam ettiğini söyleyerek tartışmaktan şimdilik uzak durmayı yeğliyor.
Adana sokaklarının sesi de rengarenk çıkıyor. Eski Adana'nın esnafı kararını vermiş; ama yan yana duran iki kişiden bir tek ismin telaffuz edildiğini duymak mümkün değil. AKP'yi destekleyen de var, CHP diyen de, varoşların eğilimini SHP'ye oy atacağını söyleyerek gösteren de.
Kısacası Adana'da seçmen kararlı. Ama sonuç ciddi bir siyasi çekişmenin ardından sandıkta belli olacak gibi görünüyor. Her ne kadar siyasi hayatındaki yalpalanmalar ve hakkındaki yolsuzluk iddiaları Aytaç Durak için dezavantaj gibi de görünse, seçime kısa bir süre kala "Yeni Adana"nın oylarıyla ibrenin ondan yana dönebileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Milli Görüşün Son Kalesi: Konya
Yerel Seçimlerde sonucun en çok merak uyandırdığı kentlerden biri de Konya. Zira 1970'li yıllardan bu yana Milli Görüş'ün kalesi olarak bilinen kentte Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın iki güçlü adayı var.
Yerel seçim rüzgarı Konya'da bir dönem Türkiye siyasetine damgasını vuran gelenekçi - yenilikçi tartışmasını yeniden alevlendirecek. Kısacası Konya'da seçim yarışı; iki dönem Karatay ilçesi, bir dönem de Büyükşehir olmak üzere 15 yıldır aralıksız belediye başkanlığı yapan 45 yaşındaki Saadet Partisi (SP) adayı Mustafa Özkafa ile kapatılan Fazilet Partisi'nin (FP) eski il başkanı şimdiki AKP adayı Tahir Akyürek arasında geçecek.
Konyalıların bir bölümü oylarını SP'ye değil; ama partinin adayı Özkafa'ya vereceklerini söylüyor. Bunun anlamı şu: SP kentte gücünü yitirse de aday üzerinde kısmi bir mutabakat var. Ama genç nüfusun aklı iktidar partisinin adayı Akyürek'e kayıyor.
Kent dokusunun kaçınılmaz olarak muhafazakarlaştırdığı yeni seçmenlerin iktidar partisinin kentteki adayını destekleme eğilimi göstermesi, "meslek lisesi" öğrencilerinin üniversiteye girmek için önündeki engellerin AKP tarafından kaldırılacağına inanmalarından kaynaklanıyor.
Eğitimdeki genel sorunlar nedeniyle 28 mart yerel seçimleri Konya'da genç seçmenin, yaşamı "faydacı" bakışla değerlendirecekleri bir ilk deneyim olacak. Ancak kentin geneli tarafından sevilen belediye başkanı Özkafa, seçimlerden seçmenin SP'ye değil, isme vereceği destekle Milli Görüş'ün son kalesini başarıyla savunan bir siyasetçi edasıyla çıkabilir.
Antalya'da işler karışık
CHP lideri Deniz Baykal'ın hemşehrileri ısınan havayla beraber gittikçe asabileşiyor gibi. Kendilerine kentteki siyasi durumun sorulmasından hiç haz etmedikleri görülüyor. Zira ortada karışık bir hal var.
AKP hükümetinin merkeze aldığı eski vali Ertuğrul Dokuzoğlu, iktidar partisinin karşısına bu kez ana muhalefet CHP'nin adayı olarak çıkıyor. Demokratik Sol Parti'den (DSP) bir dönem önce adaylığını koyarak belediye başkanlığını kazanan Bekir Kumbul yarışta yok. AKP, eski bakanlardan Sudi Türel'in yeğeni Menderes Türel'i aday gösterdi.
DYP'nin adayı ise daha önce de iki dönem belediye başkanlığı yapan Hasan Subaşı... Subaşı bir kez daha aday olmasını gerektirecek tüm koşulların geçen dönemde yeşerdiğini söylüyor. Üstelik seçime de iddialı hazırlanıyor.
Eski vali Dokuzoğlu da kendine güveniyor. Ama sokakta kendisini gören halkta uyandırdığı hissiyat farklı. Oy istediği insanların pek çoğu hala önünü ilikleyip "peki sayın valim" diyor. Yani Antalyalı, Dokuzoğlu'nu odasına "çatkapı" girebileceği bir belediye başkanı gibi değil, mülki amir gibi görüyor.
Sorularımıza cevap vermeyi kabul edenlerin bir çoğu da kararsız olduğunu söylüyor, "hele bir gidelim şu sandığın başına".
Asıl sorun Attalos
Bu arada Antalya'ya adını veren Attalos'un heykeli ile ilgili tartışmalar da aralıksız devam ediyor. Kente dışarıdan gelenler "Kale Kapısı Mahallesi"ndeki heykelin başında toplanıp kitabeyi okuyor, Attalos'un biyografisini ve kenti nasıl kurduğunu...
Kendisinin eşcinsel olması, gazete ve televizyonların konuyu uzun uzun işlemesi bazı Antalyalıları fena halde hayal kırıklığına uğratmış, hatta kızdırmış. Tam biz de üzerimizde gazeteci olduğumuzu gösteren bir takım emarelerle heykeli incelerken birisi yanımıza yaklaşıp "Bu heykel buradan kalkacak" diyor.
Gayet basit cümlelerle kentin onun tarafından kurulduğunu anlatmaya çalışırken yanıt üstenci bir tavırla geliveriyor: "Neyi kurmuş kardeşim, Türk vatandaşı bile değil"...
Antalya'dan ayrılıyoruz...
(BB/YS)