1.
Kayyım meselesinde “Ama dosyası varmış” argümanı bilinçli şekilde köpürtülüyor.
Böylesi bir argümanın neden saçma ötesi olduğunu ve neden itimat edilmemesi gerektiğini, neyi ve kimi meşru kıldığını gözden kaçırmamak gerekiyor.
Hikâyeyi az geriden kurarak gidelim.
Öncelikle bilinmesinde fayda var: 2016 ve 2019 kayyım süreçlerinde görevden uzaklaştırılıp, yerine kayyım atanan belediye eş başkanlarının hukuksal durumu, eş başkanların tamamına atılı olan suçlamalar, belediye görevlerinin dışındaydı.
Yani yurttaşa hizmet sunma, haklarını koruma, katılımını etkinleştirme gibi belediyecilik çalışmalarını içermemekteydi.
Eş başkanların tutuklanma gerekçeleri ihtimaller üzerine kurgulanmış, Yargıtay’ca kabul görmeyen gizli ya da açık tanık beyanlarına dayandırılmıştı.
Örneğin Selçuk Mızraklı üzerine yalan ifade veren ve ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle yargılanan açık tanık, yaptığı bu 'itiraf' sayesinde Eylül 2019’da serbest bırakıldı.
Kayyım gerekçesi yapılan suçlamaları ve bu suçlamalardan gözaltı/tutuklama yaşayan eş başkanlara isnat edilen ‘büyük’ suçlara bakalım:
- Kendi oğlunun cenazesine gitmek,
- Zor durumda olan bir vatandaşın mutfağını onarmak,
- Kendi aday tanıtımına katılmak,
- 8 Mart dünya kadınlar gününe katılmak,
- Partinin kongresine katılmak,
- Eş başkanların attığı twiti beğenmek,
- Seçim bürosu açılışına katılmak,
- Bayramda mezarlık ziyareti yapmak,
- Basına “savaş suçtur” demecini vermek,
Böyle uzayıp gidiyor kayyıma gerekçe yapılan suçlar…
Kendi aday tanıtımına katılması iddianamede yer alan bir suçlamaya dönüşüyor. Gerçekten kendine güvenen bir hukukçu gelsin de bu durumu açıklasın.
2.
Şimdi esas kısma geçelim.
Dosyası olmayan birini seçseydiniz demek, dosyası olmayan bir eş başkana kayyım atanmaması özgüvenini içeriyor. Gören de diyecek Norveç’te yaşıyoruz ve hukuka uyuluyor!
Örnekler üzerinden gidelim madem, bakalım neler olmuş:
- Mardin Nusaybin Belediyesi Eşbaşkanı Semire Nergiz,
- Van Başkale Belediyesi Eşbaşkanı Erkan Acar,
- Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Eşbaşkanı Belgin Diken,
- Siirt Baykan Belediyesi Eşbaşkanı Remzi Sarsılmaz,
- Diyarbakır Ergani Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Kaya,
- Urfa Suruç Belediyesi Eşbaşkanı Hatice Çevik
Burada ismini andığımız belediye eş başkanlarının hakkında, öncesinde yürütülen herhangi bir soruşturma dosyası yoktu. Belediye eşbaşkanı olduktan sonra hakkında soruşturma açıldı ve bu soruşturma dosyası kayyıma gerekçe yapıldı.
Evet, “dosyası olmayanlar” ile ilgili süreç böyle oldu.
Bir parantez açayım burada. Dün gözaltına alınan önceki dönem Ergani Belediye eş başkanı Ahmet Kaya’nın kayyım ve sonrasına dair süreç de öğretici:
Ahmet Kaya, Ergani’nin HDP’li seçilmiş belediye eş başkanıyken hakkında uyduruk bir soruşturma başlatıldı ve bu soruşturma gerekçe gösterilerek görevden uzaklaştırılıp belediyeye kayyım atandı. Ahmet Kaya, yerel mahkemede bu hukuk dışı suçlamalardan “beraat” etti. Üstelik Savcının mütalaası da aynı doğrultudaydı. Karara itiraz edilmedi ve kesinleşti.
Diyarbakır Valiliği, karar yerel mahkemede kesinleşmesine rağmen mahkemeye başvurarak kesinleşme şerhinin kaldırılmasını istedi. Mahkeme hukukta örneği olmayan bir gerekçe ile karar düzeltme yaparak dosyayı İstinafa yolladı.
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi beraat kararını onadı ve bu karar da kesinleşti. Bu sefer de Kaya ile ilgili verilen ve Yargıtay yolu kapalı olan karara Valilik nezdinde Yargıtay’a itirazda bulunacağı ifade edildi. Sonuç olarak Kaya ile ilgili bir yeni soruşturma gerekçe gösterildi ve göreve iade edilmedi.
Bakın, ‘dosyası olmayanların’ ve mahkeme kararı ile göreve dönmesi istenenlerin başına gelenler bunlar!
3.
Kayyım rejimi, iflas etmiş bir rejimdir. Kayyım rejimi, devlet aklının çözümden yana olmayan, Kürtlerin hukukunu yok saymanın da ötesinde en küçük kırıntısına bile şiddet fantazmaları besleyen kanadın varlık sebebidir. Bu hat bugün de ne yazık ki egemen hattır. Burada bu kısma detaylı girip tarif yapmaya gerek yok.
Gerçekten konunun dosya olduğunu düşünenler ciddi ise, durumun ciddiyetinin farkında değiller. Hakeza konunun hukuksal bir mesele olduğunu düşünenler de varsa sabır diliyorum herkese. Çünkü saç baş yolduran o kadar çok durum yaşanıyor ki.
Yukarıdaki örnekler dışında belki bazı sorular sormak gerekiyor:
Devlet üç dönemdir haksız-hukuksuz bir yöntemde ısrar edip, keyfiyetin tüm sınırlarını test ediyor. Tüm bu kıyamet hallerinin ortasında konu gerçekten dosyalar mıdır?
Dosyası olmayanlara kayyım atanmışsa neye ve kime göre bu argüman böyle güncel tutuluyor? Haydi iktidar bu söylemi yayarak yandaş ve meşruluk bulmaya çalıştı, sana ne oluyor kardeşim?
Hele önce hıyarı göreydin sonra tuzlukla koşardın. Acelen nedir?
Tamam bu konuda ikna olmadın. O zaman şunu sorarız:
80 yaşını aşmış Makbule Özer’in tutuklanıp, örgüt yöneticiliğinden yargılandığı bir ortamdayız.
Temizlik kampanyası başlatan Silopi Belediyesine polisin temizlik için izin vermediği, ablukaya aldığı ve belediyeden çıkışa zor kullandığı bir zamandan geçerken sence de konu dosya mıdır ey insan?
Yüzlerce soru, örnek vs. verilebilir.
Tüm bunların ortasında maalesef en rahat ve düşüncesiz argümana sarılmak büyük bir aldatmacaya da alet olmaktır.
MECLİS KAYYIMI REDDETTİ
Hakkâri Belediye Meclisi kanunu uyguladı, kendi başkan vekilini seçti
Hakkâri Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’a 19 yıl 6 ay hapis cezası
(ÖA/EMK)