Son bir aydır banka hesabıma konulan blokeyi kaldırmakla uğraşıyorum. Hâlâ kaldıramadım; çünkü kaldırılabilmesi için mahkeme kararı gerekiyor.
Bloke, 2011 yılında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önce kesinleşen, sonra itiraz üzerine iptal edilen 5 yıllık hapis cezası kararıyla birlikte Gelirler İdaresi Başkanlığı'na (GİB) yazılan Yargı Harcı Tahsil Müzakeresi ve (yine kararın kesinleşmesine bağlı olarak) tutuklulardan hüküm kesinleştikten sonra istenen; adına 'İaşe Bedeli' denen bedelin tahsil edilmesi için hapishane idaresinin GİB'e yazdığı yazıyla ilgili...
Sorun şu ki; kararın iptalinden sonra, Yargı Harcı'nın tahsiline ilişkin GİB'e, yazının işlemsiz sayılması için ikinci bir yazı yazılmamış. İkincisi; söz konusu kararın kesinleşmesiyle birlikte, hapishanedeki statüm "hükümlü" olarak değişmişti ve bu yüzden hapishane idaresi, Cezaevleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar Ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun'a dayanarak, GİB'e iaşe bedelinin tahsili açın yazı yazmış.
Oysa hem mahkemenin, hem de hapishane idaresinin yazdığı yazılar, kararın iptaliyle birlikte hükümsüz hale gelmiş ve re'sen, alt kararların iptalinin yapılması gerekirdi.
Yapılmamış... Bu yüzden de pat diye hesabıma bloke koyulmuş ve şimdi devlet kurumlarının müthiş bir dayanışma ruhuyla yaptıkları yanlışı düzeltmek, gidip ilgili yerlere dert anlatmak bana düşüyor.
GİB'e bağlı vergi dairesi, blokenin kaldırılması için, söz konusu yazıların işlemsiz sayılması için kendilerine yazı yazılması gerektiğini ifade ediyorlar ki haklılar; çünkü hatanın kaynağı, mahkemenin iptal ettiği kararla ilgili yaptığı yazışmaları iptal etmemesi...
Alınan bu harç ve bedellerin cezaevlerinin yapımına harcanması, 'hükümlü'lere verilen yiyeceklerin bedelinin ödettirilmesi ayrı bir tartışma konusu tabi ama benim dikkat çekmek istediğim, söz konusu bir şeyler tahsil etmek olunca tıkır tıkır işleyen devlet kurumlarının, söz konusu bir hatanın düzeltilmesi olunca hantallaşması ve mağdur olanın yine vatandaş olması...
Aziz Nesin'in Yaşar Ne Yaşar, Ne Yaşamaz hikâyesine benziyor bu durum. Devlet işine geldiğinde yaşıyor, gelmediğinde "Sen ölüsün," diyor...
Bir ara bu duruma öyle canım sıkıldı ki, ne istiyorlarsa ödeyeyim de kurtulayım, diye düşündüm ama göz göre göre bu hatanın bana fatura edilmesini kabul edemedim. Kabul etmedim de ne oldu? Hâlâ bir sonuç alabilmiş değilim...
Son gittiğimde Bağlar KCK Davası nedeniyle yoğunluk var, ancak haftaya bakabiliriz, denilmişti.
Artık gitmiyorum. Arada telefon açıyorum; yine benzer cevaplar alıyorum.
En son konuştuğum memur benden sıkılmış olacak ki, telefon numaramı istedi, karar çıktığında ben seni ararım, dedi. Sağolsun! Aramasa aramaz yani... (BA/HK)