2013 yılını yolcu etmeye üç gün kaldı.
Hapishanede eskittiğim 8. yıl olacak bu.
Hey yılbaşında ne kadar eğlenirsek eğlenelim, saat gecenin on ikisine vardığında, demir parmaklıklar ardından lacivert gecede payımıza düşen bir avuç gökyüzüne şen kahkahalar gönderip, zılgıtlar çeksek de…
Yaşayarak gördüm ki, her yılbaşında mapusların yol arkadaşlarıdır hüzün.
Yeni bir yıla girerken birikmiş hasretlerin bir başka ayaklandığını, hapiste olmanın tüm ağırlığıyla kendini nasıl hissettirdiğini iyi bilirim.
Aklında, yüreğinde yarısı, bazen hepsi illaki firardadır.
Kimi anılarda dolaşıp, birikmiş özlemlerini dindirmenin çaresini ararken…
Kimi geleceğe dair uslanmaz düşler kurmanın peşindedir.
Böyle zamanların en güzel yol arkadaşıdır şiir.
Bu nedenle 2013’ün son Cumartesi’nde şiiriyle sevgili Sara’yı konuk etmek istedim.
Diyarbakır E Tipi Hapishanesi’nde tutsak Sara Aktaş’ın “Aksi Yalandır” şiir kitabı Mart 2013’de Aram Yayınları’ndan çıkmış.
Kitaba da ismini veren “Aksi Yalan”da şair:
“…Her kurşun sahibini bulurmuş er ya da geç / Ya bu şehir bana alışacak / Ya da ben aykırı yüzüme / Aksi yalandır…” dizeleriyle hayata bakışını özetler.
Tüm şiirlerde kadın bakış açısı dikkat çeker.
Arzel’de:
“…Bu gece / Giydin ya kanlı oğul gömleğini / Serinletmez hiçbir şey / Yangına uğrayan yüreğini / Gözlerinden geçen nehri durduramaz kimse / Sahi kaç kez kırıldı o kadın testi? / Kaç uçurum taşıdın kendinde? / Kaç kez öldün Arzel? /…” dizeleriyle savaş gerçeğini ve annelerin acısı, isyanı dile gelir.
Ateşin Kızı’nda şairin seslenişi kadınlaradır.
Bunun için; “…bil ki / Sesini yitirdiğin yerde başlar kıyım /…”
“Her şeye ruhunu veren sen / Diriltmelisin ateşin kızını / Karanlığa akıtmalısın / Memenden ışığın sütünü / Ve bil ki / Ateşi soyumuzun en eski kanıtı / Zilani bir isyansın” dizeleriyle isyana çağırır kadınları.
Töre cinayetlerinde katledilen kadınlar için yazılmış şiirler, birer ağıt tadındadır.
“Öyle Yalnızım ki” şiirinde Sara;
“…Ey beni terk eden ömrüm / Öyle yalnız / Öyle yalnızım ki / Gözlerimde siyahlı mavili kırık bir düş / Köklerimi saldığım toprak / Çizilmiş kaderimin döngüsü / Ruhumu size bırakıyorum / Yaralı ve kırgın / Masum bakışlarımla gidiyorum / Düşlerim / Ve yaşanmamış ömrüm size…” Medine’nin dilinden insanlığa seslenir.
“Senem Kendini İğde Ağacına Astığında” şiirinde intihar görüntüsü vermiş kadın cinayetleridir teşhir tahtasında. Aynı zamanda dizelere sinmiş kız kardeşlik duygusu yüzünüzü okşayıp geçerken.
“Senem kendini iğde ağacına astığında /İğde ağacı olmak istedim dizeleriyle yüreğiniz aydınlanır.
Şairin annesine seslenişine eşlik eder ülke ve halk sevgisi.
Her bir özne kopmaz bir bütünün parçaları gibi Sara’nın şiirinde ışıldar.
39 şiirin toplandığı “Aksi Yalandır” kitabının Önsöz’ünü yazan Sennur Sezer, Sara’nın şiirini:
“…bir film izler gibi izlersiniz bir Kürt kızının yazgısını” diye tarif etmiş
Umut Yayıncılık’tan 2005 yılında çıkan “Savaş Yıkıntıları” şiir kitabından sonra ikinci kitabı bu.
Büyük çoğunlukla onu Diyarbakır E Tipi Hapishane’den Gündem Gazetesi’ne yazdığı makalelerinden tanıyor.
1990 sonrası yüzünü halkının özgürlük mücadelesine dönen Sara Aktaş 10 yıl hapishanede kalır.
2004 yılında tahliye olduğunda, “nerde kalmıştık” demeden hayatın tam ortasında olmayı tercih eder.
2009 yılında KCK operasyonlarında birinde yeniden tutsak düşer.
Hapishanelerde her tutsağın temel amacı üretmek olması gerektiğine inanıyorum.
Özellikle de kadınların bu alandaki yönelimlerini desteklemek ilkesel bir tutum olmalı.
Öykü, roman, araştırma-inceleme kitaplarının yanı sıra kadın şairlerin çıkması ve çoğalması dileğiyle sevgili Sara’ya başarılar diliyorum.
Yüreğine, kalemine sağlık.
2014’de Kütüphanenize alacağınız şiir kitaplarından biri mutlaka Sara Aktaş’ın Aram Yayınları’ndan çıkan şiir kitabı “Aksi Yalandır” olmalı!
Hepinize şiir tadında bir yıl diliyorum.
İyi seneler…
Füsun Erdoğan, 28 Aralık 2013, Gebze Kadın Kapalı Hapishane