Avrupa sokakları “hareketli” bir haftaya hazırlanıyor. 14 – 15 Mart’ta Brüksel’de toplanacak Avrupa Birliği (AB) zirvesine karşı, farklı şehirlerde eylemler, forumlar ve çalıştaylar düzenlenecek. Böylece Avrupa’nın iki farklı yüzü, elitleri ve kitleleri, Brüksel’de “nasıl bir Avrupa” sorusunun iki farklı yanını ortaya koyacak. Sosyal ve tabandan bir Avrupa için mücadele eden hareketler, kapalı kapılar ardında şekillenen elitist Avrupa’nın pazar merkezli birliğine karşı çıkışlarını bir kez daha ortaya koyacaklar.
İspanya’da bir haftaya yayılan etkinlikler 11 – 17 mart arasını kapsayacak, İspanya’daki eylemlerin ortak sloganı, “AB’nin piyasalarına karşı halkların Avrupası”.
15 Mayıs (15M) hareketinin şekillendirdiği “Citizen’s Re-Action Taskforce”, çeşitli organizasyon, birlik ve hareketlerin koalisyonu olarak bu ülkedeki eylemleri kolektif biçimde örgütlüyor. Eylemlerin çağrı metninde, AB’nin demokratik olmayan kurumlarınca belirlenip halklara dayatılmış baskıcı ekonomi politikalarına karşı, vatandaşların karar verme mekanizmalarına doğrudan katılımı ve gerçek demokrasi vurgusu yapılıyor. Eylemler, 16 Mart’taki büyük yürüyüş ile zirvesine ulaşacak; yürüyüş Madrid’te Plaza de España’dan, 15M hareketinin doğduğu Puerta de Sol’a doğru gerçekleşecek.
15M hareketi, 2011 genel seçimlerini protesto amacıyla toplanıp Madrid ve Barcelona’da meydanları işgal eden, daha sonradan “Öfkeliler” olarak adlandırılmaya başlanan kitleleri ifade etmek için kullanılıyor. Bu hareket, daha sonra 2011 sonbaharında ABD’den tüm dünyaya yayılan “İşgal Et” hareketinin de öncüsü olmuştu.
13 – 14 Mart’ta AB Zirvesine karşı Avrupa’nın diğer kentlerindeki eylemler için de “Avrupa Baharı İçin” sloganı öne çıkacak. Kasım ayında Floransa’da (Firenze) Avrupa Sosyal Forumu’nun 10. yılı nedeniyle toplanan muhalif hareketler, ajandalarına bugünü “Avrupa Eylem Günü” olarak kaydetmişti. “Onların kemer sıkmasına karşı bizim demokrasimiz” sloganıyla açıklanan çağrı metninde 13 Marttaki eylemler, yürüyüşler ve grevlerin ardından 14 Mart’ta Brüksel’de ortak eylem yapılacağı duyuruluyor.
Metinde adaletsiz politikalara karşı sınırlar, sektörler ve hareketler arası işbirliğinin gerekliliği ile sosyal adalet ve gerçek demokrasi talebi yineleniyor. Çağrı metnini farklı ülkelerden 50 kadar oluşum imzalamış durumda. Görünen o ki 14 Kasım 2012’de gerçekleşen Avrupa çapındaki grevden sonra, 14 Mart günü de Avrupa muhalefetinin bir araya geleceği önemli bir gün olarak hafızalarda yer edecek.
“Başka bir Avrupa” mücadelesinin taşıyıcıları toplumsal hareketlerin son 10 yıldaki evrimi ortak eylemlerin ve işbirliğinin öne çıkarıldığı bir zemine doğru gelişiyor. Sosyal Forum sürecinde temelleri atılan bu ortaklığın, sendikalar gibi üye tabanlı kuruluşlarla gönüllülük üzerinden işleyen yatay oluşumlarla bağını güçlendirmesi hedefleniyor. Kriz ve kemer sıkma politikalarına karşı tepki olarak sokağa çıkan ve haklarını savunan kitleler, son iki yılda Öfkeliler ve İşgal Et hareketleriyle demokrasi talebini daha güçlü bir şekilde ifade etmişti. Avrupa’nın toplumsal mücadele geleneği, bu tür ortak ve farklı ülkelerden geniş katılımlı eylemlerle tabanla temasını yeniden kurmaya çalışıyor. (YY/HK)