"Hayata Dönüş" cezaevi operasyonları sırasında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü olan HSYK üyesi Ertosun'un, ''Ali Suat Ertosun'un yeri HSYK koltuğu değil, sanık sandalyesidir'' başlıklı yazı nedeniyle ÇHD Şube Başkanı Tanay ile bianet sitesi koordinatörü Kürkçü aleyhine açtığı manevi tazminat davası reddedildi.

Adana’da gazeteci Aladağ’a düzenlenen saldırının azmettiricisi olmakla suçlanan Belediye Meclisi üyesi Özer, kendisini “Hakkımda daha kötü yazanları dövdürtmedim ki, bu arkadaşı dövdürteyim” diye savundu.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde konuşan Erdoğan, Avrupalı parlamenterlerin sorularını yanıtladı. "İmamın Ordusu"nun basılmadan toplatılması ile ilgili soruya, Erdoğan şu yanıtı verdi: "Bomba kullanmak suçtur, bombanın yapılacağı maddeleri kullanmak da suçtur. Bomba ihbarı gelmişse, güvenlik güçleri bunları toplamaz mı?"

Seçimlerin yaklaşmasıyla sosyal ağlardaki tartışmalar da hararetlenmeye başladı. Üslup tatsızlaştı. Kontrol kaybı başladı. Ulusalcı reflekslerle hareket eden ve kantarın topuzunu faşizmin ve kişisel hakaretin ellerine bırakacak kadar ölçüyü kaçıranları tehlikeli buluyorum.

Mavioğlu ve Şık'ın yazdıkları "Ergenekon'u Anlama Kılavuzu-Kırk Katır Kırk Satır" adlı kitap nedeniyle Kasım 2010'dan beri yargılandıkları dava yarın Kadıköy Adliyesi'nde sonuçlanacak. Şık'ın meslektaşları ve sevenleri sembolik olarak fenerleri ile karanlığı aydınlatarak Boğa heykelinden Adliye'ye yürüyecek.

ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone, gazetecilerin tutuklanması ve Ahmet Şık'ın yayınlanmamış kitabının toplatılmasıyla ilgili soruları yanıtlarken Türkçe olarak "Anlamaya çalışıyoruz, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" dedi.

14. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu. Geçmiş yılarda bu ödülün sahibi olan Ahmet Şık ve Nedim Şener unutulmadı. "Ahmet Şık-Nedim Şener" ödülüne Evrensel Gazetesi'nden Hilal Yağız, "Bu manşet 301'lik olurdu" haberiyle layık görüldü. Yağız'ın ödülünü Fadime Göktepe verdi.

Ama biliyorsunuz yargı tavsiyelere uymaz, kendi bildiğini yapar. Zaten kimse yargıya emir ve talimat veremez ve hele, telkin ve tavsiyelerde hiç bulunamaz (!) Tutukluluk halleri ve gazeteciler kimin umurunda ki, nasıl olsa yargı artık tam bağımsız ve tam tarafsız...

Nöbetçi Hakimlik, Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutukluluğuna yapılan itirazı ikinci kez reddetti; Küçük, Yurdakul, Musluk, Çakır, Uğur, Kozinoğlu ve Avcı'nın da tutukluluklarının sürmesine karar verdi.

Yazar Bekir Coşkun ve Cumhuriyet gazetesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu'' iddiasıyla 5 bin lira tazminata mahkum oldu.

Gazeteciler Şık ve Şener'in tutuklanmasına ve Şık'ın kitabının basılmasının engellenmesine yurtdışından da tepki geliyor. Avrupa ve ABD basını, gazetecilik faaliyetinin yargılanmasını ve Hükümet'i sert bir dille eleştiriyor.

Azadiya Welat gazetesinin eski yetkilisi Ozan Kılınç hakkında, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi "örgüt propagandası" ve "örgüt adına suç işlemek"ten 6 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Yargıtay, Kılınç hakkında daha önce verilen 21 yıllık cezanın "fazla" olduğuna hükmetmişti.

Azadiya Welat gazetesinden Deniz Kılıç Roj TV'de görüşlerini açıkladığı için 10 ay hapis yattı, yetmedi; 2 yıl 1 ay hapse mahkum edilince geriye kalan cezayı geçmesi için yeniden tutuklandı. Batman Mezopotamya Gazeteciler Cemiyet kınadı.

Anne Weber'in yazdığı ve Avrupa Konseyi tarafından yayımlanan Nefret Söylemi El Kitabı, İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından ücretsiz olarak dağıtılmak üzere Türkçeleştirildi.

Kocaeli'nde gazeteciler, meslektaşları Ahmet Şık'ın kitap taslağının yasaklanmasını internete düşen taslak sayfalarını ağaçlara asarak ve imza kampanyası başlatarak kınadı. Polis "işlem yaparız" diye uyarsa da eylemciler Uğur Mumcu parkına kadar yürüdü.

Eskişehir'de bir mahkeme, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'a yumurta attıkları için iki öğrenciyi 7 bin 80'er lira para cezasına, bir diğeri de sekiz kişiyi Başbakanı "Gerici, hırsız Başbakan'ı istemiyoruz" sözleriyle protesto ettikleri için 11 ay 20 gün hapse mahkum etti.

İHD Başkanı Türkdoğan, Terörle Mücadele Kanunu'nun ifade ve basın özgürlüğü önündeki en büyük engel olduğunu ve birçok gazetecinin bu kanun nedeniyle cezaevinde olduğunu açıkladı.

BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, "Buradan yurttaşlarımıza sivil itaatsizlik çağrısında bulunuyorum. Çocuklarınızı bu ırkçı anda göndermeyin" diyerek partinin Öğrenci Andı'nı boykot için kampanya başlatacağını söyledi.

AİHM, "PKK üyesi olmak" iddiasıyla yargılanan Sultan Şaman'ın gözaltında tutulduğu sırada avukat ve tercüman desteğinden mahrum bırakılmasını AİHS'nin ihlali olarak değerlendirdi; Türkiye'nin 6 bin 160 TL tazminata mahkum etti.

AİHM, Fatih Taş'ın yayımladığı bir kitapta "terörle mücadele edenlerin kimliklerini açıkladığı" için yargılandığı bir davadan mahkum edilmesini, "kimlikleri zaten Meclise sunulan raporda açık edilmişti" diyerek hukuka aykırı buldu; Türkiye'yi mahkum etti.