Bush ve Blairin özel mahkemesi, belki henüz işkenceyi yasallaştırmamıştır; ama bu mahkemenin gözaltının başlangıcından yargılamaya ve cezalandırmaya kadar bir bütün olarak işkence anlamına geldiği açıktır.

12 Eylülün Türkiyede sermayeye yarayan en önemli hamlesi, emek hareketine, örgütlenmelerine, etrafında örülen başka bir dünya özlemine vurduğu darbedir. 12 Eylül, 24 Ocakın eksik kalan yanlarını tamamlamak için atılmış adımdır.

Bilgi Üniversitesindeki 50. Yılında 6-7 Eylül Olayları panelinde, daha önce 6-7 Eylül Sergisine ve Osmanlı Ermenileri Konferansına da saldıran Ramazan Kırkık olay çıkardı. Kırkıkla dinleyicilerden Ağabeyoğlu arasında kavga çıktı.

İmam Boztaş, 8 Mart 2004 akşamı kar maskeli ve asker elbiseli en az iki tarafından yaylım ateşe tutularak öldürüldü. Olayla ilgili 18 aydır inceleme yürüten Mazgirt Cumhuriyet Başsavcılığı şüpheli yetkililer hakkında takipsizlik kararı verdi.

Avukat Özkan, 12 Eylül darbecilerinin yargılanabilmesi için Geçici 15. maddenin kaldırılmasını beklemeye gerek olmadığını söylüyor: İnsanlığa karşı suçlarda, uluslararası sözleşmelerde zaman aşımı yok. Anayasa 90. madde yargılamaya zemin oluşturabilir.

BM Zirvesine birkaç gün kala, UAÖ, hükümetlere insan haklarından taviz verilmemesi çağrısında bulundu: İnsan Hakları Kurulu kurulmalı; devletler uluslararası mahkemelerle işbirliği yapmalı, BMnin insan hakları birimlerinin mali gücü artırılmalı.

Batı Şeriadaki illegal duvarın yapımı sürüyor. Amacı ve işlevi tartışmalı olan bu duvar, özellikle graffiti sanatçıları ideal bir çalışma alanı. Filistinlilerin çoğu duvara graffiti ve resim yapılmasından rahatsız, çünkü bu duvarı kabullenmek...

ÖDP Başkanı Kozanoğlu, toplumsal çatışma ihtimalinin herkesi kaygılandırdığını söyledi: Birlikte yaşama iradesine uygun olmayan eylemler Türk ve Kürt milliyetçiliğini körükler; Herkesin çok kültürlü, çok kimlikli Türkiye gerçeğine saygılı olması gerekir

Bir ülkede bir grubu karşınıza ölümüne kadar almak için ne yaparsınız? Onlarla alışveriş etme! ve Onlardan kız alıp verme! dersiniz. Aynen, Nazi Almanyasındaki gibi. Bunlar, bir ülkede büyük grubun küçük gruba iç savaş ilanıdır. Buyurunuz, okuyunuz...

İstanbul Valiliği, Kadıköyde yapılması planlanan 12 Eylül mitingini provokasyona açık bir durum olduğu gerekçeleriyle 12 Ekime erteledi. 78liler Girişimi sözcüsü Can, Erteleme bir tür yasaklama anlamına geliyor dedi.

DİSKten Çelebi, ÖDPden Tahmaz, Avukat Cinmen ve Dev Maden-Senden Uygur, ertelenen 12 Eylül mitingini, demokratik muhalefetin etnik çatışma ihtimali karşısındaki durumunu ve 12 Eylülün kendisiyle hesaplaşmayı bianete anlattı.

Prof. Ateş ve Devlet eski Bakanı Andican yükselen milliyetçilik ve linç girişimlerinin sorumluları konusunda ayrılıyor. Ancak etnik çatışma çıkmayacağı konusunda birleşiyor. Ateş gidişten PKK ve devletteki grupları Andican sadece PKKyi sorumlu tutuyor.

Bıçak BİHBden kendi isteğiyle 17 Eylülde ayrılacağını açıkladı; Hâlâ ciddi insan hakları sorunları var; BİHB ve insan hakları kurulları otoriteye karşı zayıf; İnsan Hakları Ulusal Kurumu acil ihtiyaç dedi. Milliyet BİHBnin lağvedileceğini yazdı.

Af Örgütü, Myanmarda askerlerin on binlerce etnik azınlık mensubunu zorla çalıştırdığını, dövdüğünü, yerlerinden ettiğini, topraklarına el koyduğunu ve evlerini yıktığını açıkladı. Zorla çalıştırılanlar arasında kadınlar ve çocuklar da var.

New Orleans şehri için artık çok geç kalınmış olduğunu söyleyebiliyoruz. Katrinayı en az 4 kuvvetli kasırganın takip edeceği bilimsel tahminlerle ortaya konurken, vaktin hepimiz için çok geç olduğunu söylemek için çok mu erken acaba?

Siyaset bilimciler, 6-7 Eylül olayları üzerinden bugünün kitlesel şiddet eylemlerini değerlendirdi. Prof. Dr. Oran: Bugün gayrimüslimlerin yerine Kürtler konuyor. Sermaye oluşumunun önlenmesine çalışılıyor. Macar: Hassasiyet öğretilmiştir zaten.

Silahsızlanma konusunda kamuoyunda duyarlık yaratmaya yönelik çalışmalar yapan Umut Vakfı, 24-25 Eylül tarihlerinde İstanbulda Türkiyede Bireysel Silahlanma Sorunu: Çözüm Arayışı başlıklı bir arama konferansı düzenliyor.

Af Örgütü, Katrinanın verdiği zararda yetkililerin sorumluluğunun anlaşılması için tam ve bağımsız soruşturma istedi; valinin öldürme amaçlı ateş açma izni vermesini eleştirdi. Temel ihtiyaçları karşılamanın hükümetin sorumluluğu olduğunu anımsattı.

Diyarbakır Baro Başkanı Tanrıkulu Hakim ve savcıların kendini hakim ideolojiye bağlı hissetmesi, kurumsal bağımsızlıktan daha ciddi bir sorun; Batman Baro Başkanı Aydın Temel sorun, yasa devletinden hukuk devletine geçiş dedi.

İHD Ereğliden, Akçakocada işçi Özdemirin öldürülmesi üzerine: Yetkililerin saldırıları tahrik edilmiş vatandaş tepkisi olarak değerlendirmesi, yargıya müdahale. Hükümetin görevi hak ve özgürlükleri güvenceye almaktır.