Yeniden görülen Dink davasında TÜBİTAK, Osman Hayal'i tespit edemedi. Görüntüler Adli Tıp'a gönderilecek.

İstanbul, Gaziosmanpaşa’da polisin bir eve düzenlediği operasyonda iki kadın öldürüldü, dört polis yaralandı.

Şişli'de dergi dağıtmak isterken gözaltına alınanlar, “polislerin başlarını yere vurup üstüne bastığını, otobüste ve karakolda kendilerine marş dinletildiğini ve saatlerce dövüldüklerini” anlattı.

AKP hükümeti “hendeklerin” etrafından dolaşarak, üzerlerine köprüler kurarak, yurttaşlarının “insani güvenlik”lerini tesis etmek yerine; tankla, topla ve tüfekle “kamu güvenliği” sağlamak ve yeni “hendekler” açmakla meşgul.

Şırnak’ın Silopi ilçesinde silahla vurulan 11 yaşındaki Mehmet Mete hayatını kaybetti. İdil’de plastik mermiyle vurulan 17 yaşındaki çocuğun durumu iyi. Şırnak halkı Silopi ve Cizre’deki saldırıları protesto ediyor.

“Eğitimde Vicdani Ret” kampanyası başlatan hayvan özgürlüğü aktivistleri "Tüm öğrenci ve araştırmacılara sesleniyoruz: Size dayatılan bu kanlı eğitim sistemini kabul etmemek elinizde" dedi.

Rojava’da 41 gün önce öldürülen Meliha Çelik’in cenazesi “Suriye’deki mevcut durum” gerekçe gösterilerek ailesine verilmiyor. Ailesi cenazeyi alabilmek için “Kızımızı istiyoruz” başlıklı bir kampanya başlattı.

Muş’ta dokuz köylünün yakılarak öldürülmesi davasının bugünkü duruşmasında karar çıkmadı. Avukat Karaçelik, delillerin hüküm için yeterli olduğunu ancak cezasızlığın Türkiye’de yargısal bir pratiğe dönüştüğünü söyledi.

Hrant Dink’in Arkadaşları, yeniden görülmeye başlanan davanın yedinci duruşması öncesi, davanın görüldüğü mahkeme önünde bir araya gelme çağrısında bulundu.

İnsanlığın temel hak ve özgürlüklerinin karşısında verilmiş her “yok et” ya da “yok say” emri, birliğe ve kardeşliğe ağır bir darbe indirmek, geleceğe utanç ve nefret tohumu ekmektir.

Mardin’in Nusaybin ilçesinin dört mahallesinde sokağa çıkma yasağı sürerken kaymakamlık, 11 mahallede daha yasak ilan etti. Bu, ilçedeki altıncı yasak ilanı oldu.

Ne zamana kadar dayanacağını bilmeden, annesini orada yalnız bırakmaya içi el vermeyen Ahmet, gitmiş annesinin yanına, oturmuş evine. Peki, Sur’daki insanlar bıraktıkları evlerine geri dönebilecekler mi?