Son 15 yılda zırhlı asker/polis araçlarının çarpması sonucu yaşamını yitiren çoğu çocuk 45 sivili konu alan Gazeteci Ensar Özdemir’in hazırladığı “Çürüme” isimli kitap, Diyarbakır’daki Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nde (DFG) basına tanıtıldı.
“Kürtçe yazmadık çünkü kitabın muhatabı Kürtler değil”
Tanıtıma İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Eş Başkanı Suzan Mehmetoğlu Aksoy da katıldı.
Basın tanıtımı sonrası konuşan Ensar Özdemir, “Neden Türkçe, İngilizcenin yanı sıra Kürtçe de yazmadınız kitabı?” sorusuna “Kürtçe yazmadık çünkü bu çalışmanın hedef kitlesi ve muhatabı Kürtler değil” dedi.
Öldürülen çocukların faili: Cezasızlık kültürü
'Çürüme' bakanlık ve konsolosluklara gönderilecek
Özdemir, Avrupa Birliği (AB) Sivil Düşün Programı kapsamında, AB desteğiyle hazırlanan kitabın sorunun muhataplarına, Adalet Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na ve konsolosluklara
gönderileceğini söyledi.
İHD Diyarbakır Şubesi'nin raporlarından yararlanarak hazırlanan kitapta, Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehdi Özdemir’in “Cezasızlık” ve İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Ercan Yılmaz’ın “Kurban” başlıklı yazıları da yer alıyor.
Kitapta bir Marmara Bölgesi'nde, 44’ü ise Kürt kentlerinde askeri zırhlı araçların çarpması/ ezmesi sonucu yaşamını yitiren 45 sivilin hikâyeleri anlatılıyor.
Yetkililerin yanıtsız bıraktığı sorular
Kitabın sonunda Özdemir’in ilgili kurumlara CİMER üzerinden sorduğu sorulara aldığı cevap yazıları da bulunuyor. Özdemir’in sorularına yanıt verilmediği görülüyor.
Özdemir’in CİMER üzerinden Adalet Bakanlığı’na sorduğu bazı sorular:
*Yaşamını yitiren çoğu çocuk 45 sivilin ölümlerine ilişkin kaç kolluk görevlisi hakkında dava açıldı? Kaçına yaptırım uygulandı?
*Olaylarda yaşamını yitiren sivillerin yakınlarından zırhlı araçların paraları Euro cinsinde istendi mi?
*Bu araçların “güvenlik” kaygısı nedeniyle kullanıldığını kabul edersek, normal otomobillerle veya yaya olarak görev yapan polisler var. Güvenlik kaygıları onlar için geçerli değil mi?
İHD zırhlı araç raporu: 15 yılda 44 kişi öldü
"Travmatik araçlar kent içinde kullanılmamalı"
Av. Mehdi Özdemir yazısında, zırhlı araç çarpması veya zırhlı araçtan açılan ateş sonucu yaralanan çocukların sayısının yüksek olduğu kentlerdeki sokakların dar olması ve yapılaşmanın bu araçların kullanımına uygun olmaması nedenleriyle zırhlı araçların kent içinde kullanılmaması gerektiğini vurguluyor ve ekliyor:
“(Zırhlı araçlar) kolluk kuvvetlerince gerekli eğitim ve bilgiden yoksun bir şekilde, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir şekilde kullanılmaktadır.”
Söz konusu olayların gerçekleştiği yerlerin en üst düzeydeki idari ve adli amirlerinin kamuoyunu yanıltan ve çoğunlukla olayı kriminalize eden açıklamalar yaptıklarına dikkat çeken Özdemir, soruşturma işlemi daha başlamadan, delil ve bulgular toplanıp incelenmeden kişilere "örgüt üyesi", "örgüt adına eylem yapan" vb. suçlamalar yöneltildiğini belirtiyor.
“Maktul ağır kusurlu, aracın kör noktasındaydı"
Av. Ercan Yılmaz ise “Kurban” başlıklı yazısında olay örnekleri üzerinden, zırhlı araç çarpması sonucu yaşanan sivil ölümlerinin ciddi yaşam hakkı ihlali olduğuna vurgu yapıyor.
Yılmaz, yazısında 27 Nisan 2016'da Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Gevran Caddesi üzerinde zırhlı bir aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren Hatun Elhuman davasında, sanık kolluk görevlisinin “Söz konusu olayın gerçekleşmesinde kusurlu değilim. Buradaki olay tamamen yayanın ağır kusurundan kaynaklanmaktadır. 2 buçuk metre ön cam yüksekliği olan Kirpi aracını kullandığım sırada maktulü görmem beklenemez. Maktul aracın kör noktasından gelmektedir” sözlerinin yer aldığı savunmasına de yer vermiş.
Yılmaz yazısında 19 Şubat 2016'da Mardin’in Nusaybin ilçesindeki Çağ Caddesi üzerinde nöbet tutan zırhlı araçtan ateş açılması sonucu hayatını kaybeden 59 yaşındaki Dilşa Ak olayından sonra ilgili kurumların “zırhlı aracın teknik bir arıza nedeniyle ateşleme mekanizmasının harekete geçtiği” iddiasına da yer veriyor.
Yılmaz yazısında, 3 Mayıs 2017'de Şırnak’ın Silopi ilçesinde zırhlı bir aracın bir evin duvarına çarpması sonucu 7 yaşındaki Muhammed Yıldırım ile 6 yaşındaki Furkan Yıldırım kardeşlerin yaşamını yitirdiği davada, zırhlı araç sürücüsü olan kolluk görevlisinin zırhlı araç sürücü belgesinin olmamasına rağmen zırhlı araç kullanmakla görevlendirildiğini anlatıyor.
(BA/NT)