Yıldız Teknik Üniversitesi'nde (YTÜ) haklarında soruşturma açıldığı için "soruşturma süresince" okula giriş yasağı konulan öğrenciler, kampüs girişinde bekliyor. Öğrencilerden Deniz Aydın, Ece Demir, İpek Bozkurt ve Mahir Bektaş yaşadıklarını bianet'e anlattı.
Öğrencilere göre, okula girişlerinin "soruşturma süreci boyunca" yasaklanması sonuç beklenmeden verilmiş peşin bir ceza demek. Bozkurt "Devam zorunluluğu var. Soruşturma iptal bile edilse ben dersimden kalmış olacağım; bir dönemimi kaybedeceğim" derken, Demir haftaya sınavlarının başlayacağını söylüyor.
Aydın "Üniversite sonuçlanmamış bir davadan ceza veriyor, gerçekten pervasızlar. Eğitim hakkımızı gasp ediyorlar" diye konuşuyor.
Önceki gün (25 Ekim) okula alınmayan öğrencilere Genel Sekreterlik imzalı şu yazı sunuldu: "(...) disiplin soruşturmasının sağlıklı yürütülebilmesi ve kampüs düzeninin sağlanabilmesi amacıyla disiplin soruşturma komisyonun önerisi doğrultusunda Üniversitemiz kampüslerine girişiniz soruşturma sonuçlanana kadar yasaklanmıştır."
Geçen haftaki olayları Demir şöyle anlatıyor: "Çarşamba günü astığımız afişlerin kendilerini rencide ettiğini söyleyen kişilerin saldırısına maruz kaldık. Soda şişeleri fırlatan, tekbir getiren bir güruh vardı; görenler de bize destek oldu. Girişteki arama ve kimlik kontrollerine rağmen, öğrenci bile olmayan bu kişiler okula sopalarla girebildi."
"Sonraki gün özel güvenlik amirini bu kişilerle el sıkışırken gördük. Ardından, polis saldırısı gerçekleşti. Bir arkadaşımıza Rektör "üniversite bizim diyorsunuz ama üniversite benim, istersem size zindan ederim" diye konuştu. Pazartesi ise okula alınmadık."
"Yönetmelik keyfi baskı aracı olarak kullanılıyor"
Aydın, Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'ndeki "öğrenciye yakışmayan hareketler" tanımının keyfi bir baskı aracı olarak kullanıldığını söylüyor: "Afiş ve bildiriler yıllardır soruşturma konusu ediliyor, itiraz ediyoruz ve çoğu davayı kazanıyoruz. Ama bu süreçte aylarımızı kaybediyoruz."
Öğrenciler yasakları 6 Kasım'da yapılacak Yükseköğretim Kurulu (YÖK) protestolarının hazırlıklarına da bağlıyorlar. Bektaş, "Süreci ertelemek istiyorlar"; Bozkurt, "Tam da 6 Kasım YÖK protestoları çağrımızı yaparken, bu iki hafta için afiş yasağı getirildi"; Demir, "En güzel cevabı 6 Kasım'da Dolmabahçe'de vereceğiz" diyor.
İçerideki durumu, giriş yasağı olmayan öğrencilerden Şevket Yılmaz anlatıyor: "Yaşananlardan herkesi haberdar etmeye çalışıyoruz. Hocalar da bizi destekliyor; ama büyük bir baskı altında olduklarından seslerini çıkaramadıklarını söylüyorlar. Sivil polisler ise sürekli yaptıklarımızı not ediyor."
Geçen yıl bir yıllık uzaklaştırma cezası almış Dilbirin Acar da YTÜ kapısında bekleyenlerden: "Tekel direnişinden öğrendiğimiz biçimde, kapıda bekliyorum. Dönem sonuna kadar da kapıda olmaya devam edeceğim." Giriş yasağı olan öğrenciler de, yasak kalkana kadar Acar ile birlikte her gün kapıda olacaklarını söylüyor. (EÇ)