Fotoğraf: MA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinde 5 yıldır tutuklu bulunan Kadri Ekici, 21 Temmuz’da kaldığı hücrede hayatını kaybetmiş olarak bulundu.
25 yaşındaki Kadri Ekici “devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçlamasıyla ceza almış, cezası henüz onanmamıştı.
MA’nın haberine göre, ailesine telefonla ulaşan cezaevi yönetimi, “Ekici’nin intihar ettiğini” iddia etti. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada da “rutin kontrol esnasında intihara teşebbüs ettiği” ifade edildi. Ölümle ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı.
“‘Oğlumu öldürdünüz’ dedim, güldüler”
Diyarbakır, Bağlar ilçesinde bulunan Hewêdanlılar Yas Evi’nde taziyeleri kabul eden aile, çocuklarının intihar ettiği iddiasına inanmadıklarını açıkladı.
Ekici’nin annesi Netice Ekici, oğlunu en son Kurban Bayramı nedeniyle yapılan cezaevi ziyaretinde gördüğünü aktardı. Bayram öncesi yaptığı görüşlerden birinde oğlunun gardiyanlarca darp edildiğini ve burnunun kırıldığını söyleyen anne Ekici, oğlunun yaklaşık bir yıldır tek kişilik hücrede tutulduğunu söyledi.
Netice Ekici, oğlunun baskı gördüğünü ve bu nedenle psikolojisinin bozulduğunu belirtti: “Oğluma ilaçlarını vermiyorlardı. Tedavi etmiyorlardı. Defin işlemleri sırasında da devlet bize baskı ve işkence yaptı. Ben oğlumun öldüğüne inanamıyordum, saatlerce mezarı başında oğlum uyanır diye bekledim. Madem oğlum intihar etti, cezaevi gardiyanları nasıl görmedi? Nasıl müdahale etmediler?”
Oğlunun yaşamını yitirmeden bir gün önce telefonla arayarak para istediğini belirten anne Ekici, “İntihar etmek isteyen biri neden para istesin? Para istediği günden bir gün sonra ‘oğlun intihar etti’ dediler bana. Biz gittiğimiz de bize ‘Kadri Ekici için mi geldiniz?’ dediler. ‘Oğlumu öldürdünüz’ dediğim de bana bakıp güldüler.”
“Hücre ve koğuşları hiç mi kontrol etmiyorlar?”
Oğlunun gardiyanlar tarafından defalarca ölümle tehdit de edildiğini ifade eden Netice Ekici, şunları söyledi:
“Oğlum intihar etmedi, şayet intihar etmiş olsa bile gardiyan tarafından intihara sürüklendi. Gardiyanlar oğlum ölsün diye müdahale etmedi. Gardiyanlara, ‘oğlumu hücreden çıkartın’ dediğimde bana hücrede ‘kesici alet, ip, yorgan, battaniye bunların hiçbiri yok, maksat intihara teşebbüs etmesin’ dediler. Gardiyan nerden biliyor da bunu söylüyor? Gardiyanlar oğluma ‘kendini öldür sende kurtul bizde senden kurtulalım’ diye söylemlerde bulunmuşlardı. Gardiyanlar hücre ve koğuşları hiç mi kontrol etmiyorlar? Oğlumu görmediler mi? Benim oğlum ölüme terk edildi. Oğlumun ölümünde devlet sorumludur.”
“Kırık koluyla bileğini nasıl kesti?”
Ekici’nin dayısı Aydın Kayarda yeğeninin cenazesini kendisinin yıkadığını ve vücudunu kontrol ettiğini söyledi.
Yeğeninin sağ kolunun bileğinde şişkinlik ve morarma olduğunu belirten Kayar, Kadri’nin sağ kolunun çocukken kırıldığını söyledi:
“Hücrede kesici alet, ip battaniye, nevresim ve yorgan bulunmaz. Kesici aleti nerden buldu da sol kolunu kesti. Üstelik sağ kolunun kırık olmasına rağmen bunu nasıl yaptı? Sağ kolunun kırık olmasından dolayı tıraşını yaparken bile yüzü komple yara olurdu. Kırık koluyla hiçbir iş yapamazken bileklerini kesmesi imkansızdır. Kadri, cezaevi ve gardiyanların ihmalinden dolayı yaşamını yitirdi. İntihar değil yeğenimi infaz ettiler. Biz bu davadan vazgeçmeyeceğiz. Bu ölümün tek sorumlusu devlettir.” (AS)