Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya, Genelkurmay Başkanlığı'nda hazırlandığı iddia edilen "AKP ve Gülen'i Bitirme Planı için, " Eğer belge sahte çıkarsa.. kimler tarafından, ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması için TSK bunun izleyicisi olacak. Demokrasi ve hukuk devleti adına!.." diyor.
Taraf, Milliyet, Hürriyet ve Sabah gazetesi yazarları belgeyle ilgili şeffaf bir soruşturma yürütülmesi ve gerçeklerin bir an önce açığa çıkarılmasını istiyorlar.
Taraf:
Ahmet Altan: "...Yayın yasağı koyarak bunları çözemeyiz, Genelkurmay "ben yapmadım" diyorsa yapanı bulsun ve toplumun gözü önünde yargıya havale etsin. "Kol kırılır yen içinde" anlayışını sürdürmenin kimseye yararı yok, o yenin içinde sadece kol değil bu ülkenin beli kırıldı çünkü.
Murat Belge: Gün ışığına son çıkan belge, "hükmetme" tutkusunun gücünün, kalıcılığının, pervasızlığının bir yeni kanıtı. "Ben bilirim, benden başkası bilemez" tutumunun da yeni bir göstergesi.
Milliyet:
Melih Aşık: TSK'yla savaşı misyon edinmiş olan Taraf gazetesi suç işlemiş durumda... Ancak malum, iktidarın işine yarayan tertipler bir süredir suç da olsa meşru sayılıyor! Sürüp giden hukuksuzluklar ve medya kirlenmesi vatandaşta büyük kafa karışıklığı ve güvensizlik yarattı. Kim neye inanacağını bilemez halde. En vahimi de işte bu durum...
Taha Akyol: Demokratik bir hukuk devletinde bunu düşünmek bile mümkün olmadığı gibi, cumhuriyeti ve ülkeyi koruma ideolojisiyle askerlerin böyle işlerle uğraşması hem cumhuriyete, hem ülkeye, hem bizzat orduya büyük zarar vermektedir.
Fikret Bila: Askeri savcılığın, bir gün bile beklemeden, haberin çıktığı gün soruşturma açması da Genelkurmay Başkanlığı'nın kendine olan güveninin bir işareti... Bu belgeyle askeri kişiler arasında bağlantı çıkarsa Org. Başbuğ'un gereğini yapacağından kuşku duymaya gerek yok. Tabii aynı özenin sivil yargı ve makamlardan beklendiği de açık...
Sabah:
Umur Talu: Genelkurmay yeraltından çıkan silahları envanterde bulamadı... Son belgeyi "orijinal" bulmadı... Tuhaf işler bunlar!... İktidarsanız; sizi hedef almış olsa bile, olan bitenden siz de sorumlusunuz. Bu kadar çok komplo cüretinin hesabını Meclis'e ve millete vermesi gerekenler, sadece mahkemelerdeki sanıklar değil; esas onların askeri ve sivil amirleri olanlar, olduklarını varsaydıklarımızdır...Bu hal, tepeden tırnağa "devlet zaafı" dır! Çürümüşlüktür."
Nazlı Ilıcak: "...eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt çıkıp, "27 Nisan muhtırasını ben kaleme aldım" diyebildi... Dolayısıyla, ele geçen son belge hakkında da, bütün açıklamalara rağmen kuvvetli şüphelerim devam ediyor."
Mehmet Barlas: Hepimiz "Bağımsız" sivil ve askeri yargıların, aynı zamanda "Tarafsız" olmalarını da ümit ederek bu tatsız sürecin artık sona ermesini beklemek durumundayız.
Hürriyet:
Oktay Ekşi: "Böyle bir durumda Genelkurmay Başkanlığı'ndan beklenen en doğru hareket, olayın en dinamik şekilde soruşturulmasıdır. Bunun yapılmadığı söylenemez. Ama o yetmez. Kamuoyu lafı dolandırmadan yapılan açıklama bekler...Galiba çoğumuz her şeyi çok biliyoruz da asıl bize lazım olanları bilmekte zorlanıyoruz."
Ertuğrul Özkök: "Genelkurmay ve askeri savcılık bu incelemeyi süratle tamamlamalı ve kamuoyunu tatmin edecek bir açıklamayı bütün belgeleriyle ortaya koymalıdır. Kamuoyu bu olayda şunu çok açıkça öğrenmelidir. Bu, askeri bir darbe planı mı? Yoksa sivil bir darbe planı mı?"
Cumhuriyet:
Hikmet Çekinkaya: "Belge sahte mi, gerçek mi? TSK, belgenin kriminal incelemesini yaptıracak... Belge doğru çıkarsa sorumlular yargıya teslim edilecek... Eğer belge sahte çıkarsa.. kimler tarafından, ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması için TSK bunun izleyicisi olacak. Demokrasi ve hukuk devleti adına!.."
Orhan Birgit: "Ortada bir kirli tezgâh var. Var ama, o tezgâhın senaryosunu yazanlar ve ipleri ellerinde tutanlar kim? Onun kanıtlanması gerekiyor. Elde edilecek kanıt, Ergenekon soruşturmasını da yepyeni bir aşamaya getirmiş olacaktır." (EÖ)