Emekli askeri hakim Ümit Kardaş'a göre, Genelkurmay Başkanlığı "AKP ve Fethullah Gülen'le mücadele planı" iddiasını araştırmak yerine askeri savcılığı görevlendirerek, yayın yasağı kararı çıkmasını, tepkilerin hafifletilmesini sağladı; sürece yön verme gücünü elinde tuttu.
Askeri savcılığın soruşturmasından umutsuz olduğunu söyleyen Kardaş, geçmişte Dağlıca ve Aktütün baskınlarındaki ihmal iddialarıyla ilgili soruşturma süreçlerinde de Genelkurmayın refleks olarak eleştiri ve suçlamaları reddederek soruna yaklaştığını hatırlattı.
"Şeffaflık yok, Başbakan nereye dava açacak?"
"Türkiye'nin birincil meselesi, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve jandarmanın şeffaf ve hesap verebilir olmasıdır. Bırakın şeffaf olmayı, rejime, demokrasiye ve hukuk devletine yönelik faaliyetleri önleyemiyoruz, bunlara karşı yargı sürecini işletemiyoruz. Hakikati de bulamıyoruz. Başbakan dava açacağım diyor; anlamadım nereye dava açıyor. Kim ona diyor dava açabilirsin diye..."
Yargının çift başlılığının yıllardır eleştirildiğini, 1961 Anayasası ve sonrakilerde askeri yargı alanının geniş çizildiğini belirten Kardaş, "Askerler, ağırlığı ne olursa olsun, Ceza Yasası'nı ihlal eden herhangi bir suçtan devamlı olarak askeri yargıda yargılandılar" dedi.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis olan ve Askeri Ceza Kanunu kapsamına alınmamış 'anayasal düzenini yıkmaya teşebbüs' veya 'hükümeti devirme'ye dönük siyasi nitelikli suçların askeri mahalde işlendiği için askeri yargıya teslim edilegeldiğini belirtti.
"Askeri yargı sadece iç disiplinle ilgilenebilir"
Kardaş'a göre, bir diğer sorun da askeri hakimlerin bağımsız ve güvenceli olmamaları:
"Asker üniforması içinde görev yapıyorlar, sicillerinde ve tayinlerinde komutanları etkili. Bağımsız ve tarafsız bir yargı yok. Askeri mahkemelerin varlık nedeni ordunun iç disiplinini korunmaya yönelik olarak suçları yargılamak olduğu için mahkeme üyeleri de tabi değildir. Askeri yargıya Anayasal çerçeve içerisinde çok geniş yer vermek, bir güce yargı alanında imtiyaz vermektir."
"Askeri savcılık eliyle Genelkurmay sürece hakim"
TSK'nın geçmişte darbelerden muhtıralara, andıçlardan faaliyet planlarına kadar çeşitli eylemler içerisine "zihniyeti itibariyle" girmiş bir teşkilat olduğunun bilindiğini kaydeden Kardaş, son soruşturmayla ilgili olarak, "Kesin olmasa da üzerine ciddi kuşkular çekmiş bir kurumu, kendisine bağlı, sivili ve tayinini kendisinin yaptığı bir yargıya havale ettiğinizde bundan bir şey çıkar mı diye herkesin kendisine sorması lazım" şeklinde konuştu.
Kardaş, soruşturmayla ilgili emirle askeri savcılığı görevlendirmesiyle Genelkurmayın, hem sürece yön vermeyi sağladığını, hem kamuoyundaki tepkileri hafiflettiğini, hem konuyu gündem dışına çektiğini, üstelik askeri savcılığın "çok erken bir kanaat"iyle, "Herhangi bir birim tarafından hazırlanmadığı kanaatine ulaşılmıştır" şeklinde bir açıklamayla kendisini referans yaptığını kaydetti. (EÖ)