Cumartesi İnsanları/Anneleri 441. kez toplandığı Galatasaray’da bugün, 1994’te Ankara Dikmen’de gözaltına alınıp kaybedilen Kenan Bilgin için bir araya geldi.
Bilgin 12 Eylül 1994’te Ankara/Dikmen’deki durakta gözaltına alındı. Aynı operasyon kapsamında 10 kişi daha gözaltına alınırken Cavit Nacitarhan ve Kenan Bilgin’in isimleri gözaltına alınanlar arasında gösterilmedi.
Olaydan 14 gün sonra Nacitarhan’ın gözaltına alındığı kayda geçerken Bilgin’den bir daha haber alınamadı.
Soruşturmayı yürüten savcı Bilgin’e işkence yapan polisleri teşhis edebilecek tanıkların ifadesini devleti küçük düşürmeye yönelik olduğu gerekçesiyle kabul etmedi ve dosyayı kapattı.
İç hukuk yollarından sonuç alamayan Bilgin Ailesi davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkemenin Kenan Bilgin lehinde karar vermesine karşın olayın faillerine dokunulmadı.
Kenan Bilgin’in annesi Fincan Bilgin oğlunun bir gün geleceği umuduyla hayata gözlerini yumdu.
“Failler belli”
Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin bugün yaptığı konuşmada Cumartesi İnsanları’nın her toplantısında anlatılan hikayelerin benzerliğini vurguladı.
“Faili meçhul hikâyeler diyorlar. Ben böyle olduğuna inanmıyorum. Çünkü bu insanların failleri belli.
“Burada her hafta yaptığımız açıklamalarda hepsinin faillerini tek tek açıkladık. Ne yazık ki yetkililer duymadı ya da duymak istemedi.
“Ben şahsım adına yönetenlerin bu katilleri yargılaması veya ortaya çıkarması için bir talepte bulunmayacağım.
“Bugün halen hak ihlalleri yaşanıyor, yaşam hakkına sahip çıkan gençler yöneticilerin hedefi oldu. Zaman zaman kurşunlanarak, zaman zaman devletin tuttuğu siviller tarafından öldürüldüler.
“Durum böyleyken benim bu ülkeyi yönetenlerden bir beklentim olamaz.
“Tek bir hedefim var bu ülkede olanları halka reva görenleri insanlara anlatmak. Biz bunu yaparsak bu düzenden bunun hesabını sorarız.”
“Kemikler sevincimiz oldu”
İnsan Hakları Derneği adına basın açıklamasını okuyan Maside Ocak da Kenan Bilgin’in kaybedilmesinde sorumluluğu olan herkesin yargılanması gerektiğini vurguladı.
441 hafta boyunca burada olmalarına rağmen devletin kendi vatandaşlarına insanlık dışı muamele yaptığını, temel hak ve özgürlüklerini çiğnediğini, failleri bulmak için gerekeni yapmadığını belirtti.
Galatasaray’daki eylemde 1993’te kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şerif Taşkaya da söz aldı.
“Babam 1993’te gündüz ortasında polis tarafından yüzlerce kişinin önünde gözaltına alındı. Gözaltına alınırken silah dipçikleriyle vuruyorlardı.
“Aradan uzun yıllar geçti. Her yere başvurduk ama bir sonuç çıkmadı.
“1993 devletin Kürt sorununu kayıplar veya infazlar şekliyle çözmeye çalıştığı bir süreçti. Bu süreç zarfında babam katledildi. Bu zamana kadar haberini alamadık.
“Geçenlerde Urfa Siverek’te inşaat kazısında 30 kişiye ait olduğunu düşündükleri kemikler bulmuşlar. Bu haber bizi heyecanlandırdı. Acaba bizim mi diye düşünüyoruz.
“Kemikler sevinç olabilir mi? Oluyormuş. En azından bir mezarı olacak.” (MA/YY)