Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz 5651 sayılı Kanunun Değişiklik Tasarısının Getirdiği Değişiklikler Üzerine Bir Değerlendirme hazırladı.
“Taslağın yasalaşması durumunda politik engellemeler baş gösterecektir ve böyle bir takdir yetkisi ifade özgürlüğünün kullanılması açısından caydırıcı nitelikte olacaktır” tespitinin yer aldığı çalışmadan Doç. Dr. Altıparmak ile Prof. Dr. Akdeniz değişiklikler ile ortaya çıkan hukuki sorunlara ve hal ihlallerine vurgulanıyor.
“Yasama ve Yargı TİB’e devrediliyor”
bianet’e konuşan Yrd. Doç. Dr. Akdeniz yasa değişikliğinde şu canalıcı noktalara dikkat çekti:
* Değişiklikte en önemli sorunlardan biri hukuk devletine aykırı olarak yasama yetkisinin idareye yani Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) bırakılması.
* Buna göre erişim sağlayıcıları kullanıcılara ait internet trafik verilerini iki yıl süreyle saklamak zorunda. TİB istediği anda bu verileri TİB ile paylaşmak mecburiyetinde. Ancak TİB’in hangi koşul altında, nasıl, ne kadar süre ile, ne sınırlamalarla bu verilere erişebileceği yönetmenliğe bırakılmış.
* Diğer bir nokta ise yargı yetkisi de TİB’e bırakılması. TİB Başkanı özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini düşündüğü bir içeriği, şikayet olmasa dahi resen erişim engelleyebilecek.”
"Kişisel verilerin korunmadan saklanamaz"
* Değişikliğe göre Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin itiraz hakkı var ama sitesi kapatılan kişiye itiraz hakkı düşünülmemiş. Muhatap olan kişi sitesinin kapatıldığından dahi haber olamayacak, bu şekilde yasal başvuru, itiraz gibi süreleri kaçırabilecek.”
* Yasayla Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne internet trafik verilerinin iki yıl süreyle saklanması zorunluluğu getiriliyor. Kişisel verilerin korunmasıyla ilgili herhangi bir yasamız yok. Kişisel veriler korunmadan ne devlet ne de herhangi bir erişim sağlayıcının verileri tutması hak ihlalidir.
“Hapis cezası kalkmadı, arttı”
* Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'in hapis cezasını kaldırdık sözleri gerçeği yansıtmıyor. Mevcut yasada en fazla iki yıl olan hapis cezası 770 gün üzerinden adli para cezasına çeviriliyor. Yani fiilen para cezası uygulanıyor. Ancak yasa değişikliği ile birlikte para cezası 3000 gün üzerinden hesaplanacak. Adli para cezası olarak belirlendiği için kişi parayı ödeyemediği takdirde, mevcut yasadakinden daha uzun süre hapis yatacak.*
“AYM Seçimlerden önce yürütmeyi durdurmalı”
“Bu durumda Cumhurbaşkanı Gül’ün yasayı veto etmesi gerekir. Eğer ki etmezse Anayada Mahkemesi’nin (AYM), açıkça Anayasa’yı ihlal eden bu değişikliğin yürütmesini durdurmasını gerekir. Bu değişikliğin bu kadar kısa sürede seçimlerden önce yapılması, halkın internet üzerinden yayılan yolsuzluk gibi haberlere ulaşmasını engellemek olduğu açık. Bu durumda AYM’nin seçimleri beklemeden acilen yürütmeyi durdurması gerekir.”
Değerlendirmede neler var?
Yrd. Doç. Dr. Altıparmak ve Prof. Dr. Akdeniz’in değerlendirmesinden bazı tespitler şöyle:
* Panik halinde, tüm ilgili kamuoyunu hiçe sayarak alelacele gerçekleştirilen bu düzenlemenin tek amacının üst üste gelen yolsuzluk haberlerinin kolayca yayılmasını sağlayan İnternet ortamını baskı altına almak olduğu açıktır. İnternetin kontrolünün zorluğunu, Gezi olayları sırasında da gören Hükümet, kendisine yöneldiğini düşündüğü tehdidi gidermek için, bu tehditle orantılı bir şekilde, çok katmanlı bir baskı-kontrol mekanizmasını değişikliklerle devreye sokmak istemektedir.
* İnternet Yer Sağlayıcıların trafik bilgisi saklama yükümlülükleri ile birleştiğinde 5651 sayılı yasa özel hayata önemli nitelikte bir müdahale niteliğindedir. Başkanlık herhangi bir hukuki inceleme veya sürece dahil olmadan Türkiye’de bulunan tüm İnternet kullanıcıları hakkında kişisel veri talep etme ve toplama hakkına sahip olacaktır.
* Sadece bir tedbir kararına uymayan tüzel kişinin sorumlusunun bu kadar ağır bir şekilde cezalandırılması açıkça orantısızdır.
* Bu değişiklikle, hukuka aykırı içeriğin uyarı yoluyla kaldırma uygulamasından çıkıp URL tabanlı bir engelleme uygulamasına geçildiği açıktır. Uygulamada, en çok engelleme talebi kişilik haklarının ihlali gerekçesiyle yapılacaktır. Bu da hatırı sayılır sayıda URL tabanlı engelleme kararına neden olacaktır. Kişisel Twitter, Facebook hesapları ve YouTube videoları veya hesapları da URL tabanlı erişim engelleme kararlarına konu olacaklardır.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz. (EA)