* Fotoğraf: TİP.
Gezi Davası'ndan Silivri (Marmara) Cezaevi'nde tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın avukatlarının itirazını değerlendiren Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bire karşı dört oyla 3. Ceza Dairesi'nin kararını yerinde buldu.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, böylelikle, Atalay'ın tahliye talebini 13 Temmuz'da karara bağlayarak reddeden Yargıtay 3. Ceza Dairesinin verdiği karara yapılan itirazı karara bağlanmış oldu.
Anayasa'nın 83. maddesinde "(...) Bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz" hükmü bulunuyor.
TIKLAYIN - Tahliye talebi reddedilen Can Atalay: Gezi'den suç çıkaramazsınız
Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, Atalay'ın tahliye isteminin reddine ilişkin kararında şöyle denmişti:
"Sanığın üzerine atılı cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçunun Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında yer alması ve soruşturmasına seçimden önce başlanmış olması dikkate alındığında, Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrası ikinci cümlesi uyarınca yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine varılmakla, yargılamanın genel usul hükümlerine göre devam etmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır."
Bir üyeden muhalefet şerhi
Öte yandan, Yargıtay 4. Ceza Dairesi üyesi Özgür Cevahir, "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz," diyerek çoğunluğun görüşüne muhalif olduğunu belirtti.
Cevahir, karşı oyunu özetle şu gerekçelerle açıkladı:
"Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa'nın 14. maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Demokratik toplum sayılmanın temel parametrelerinden biri hiç kuşkusuz seçme ve seçilme hakkıdır. Bu hakkın halk tarafından seçilen milletvekilleri tarafından yerine getirilmesinin önündeki engellerin istisna, hakkın kullanılmasının kural olması gerekir.
"Kanunla getirilen sınırlamaların hukukun temel ilke ve esasları ile uyumlu olması gerekir. Yeterli hukuki güvenliği sağlayamayan kanuni sınırlamaları yorumlarken uygulayıcıların daraltıcı yorum yoluna başvurmaları, temel hak ve özgürlüklerinin korunmasının kural, sınırlamanın istisna olduğu gerçeğini hatırlamaları gerekir. Yine yeterli berraklıkta olmayan, temel hakları sınırlayan normlar yorumlanırken hukukun temel ilke ve esasları ile demokratik toplumun gerekleri ve hukuk devleti ilkeleri gözetilmelidir. Sınırlayıcı hükümler yorumlanırken genişletici yorumdan kaçınılmalıdır.
Gergerlioğlu ve Berberoğlu örneği
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Enis Berberoğlu başvurularına da atıfta bulunan Cevahir, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Anayasa'nın 14. maddesinin birinci fıkrasının metni, Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan 'Anayasa'nın 14. maddesindeki durumlar' ibaresini, dolayısıyla da Anayasa'nın 14. maddesinin birinci fıkrası kapsamına girmesi nedeniyle yasama dokunulmazlığı dışında bırakılan suçlar salt yargı organlarının kararlarıyla anlamlı bir şekilde belirlemeye ve böylece belirlilik ve öngörülebilirliği sağlayacak şekilde yorumlamaya elverişli değildir. Anayasa'nın 14. maddesindeki durumlar" ibaresinin kapsamına hangi suçların girdiği konusunda kanun koyucu düzenlemesi dışında yargı organlarınca yapılan yorumlarla belirlilik ve öngörülebilirliği sağlamanın mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
"Oysa milletvekilliği görevi demokratik bir siyasal hayatın bahşettiği üstün bir kamusal yarar ve öneme sahiptir. Tam da bu sebeple milletvekilleri anayasal bir koruma alanına sahip kılınmıştır. Seçilmiş milletvekillerinin ifade özgürlüğünü veya milletvekilliği görevini yerine getirmek için kullandıkları diğer hak ve özgürlüklerine yapılacak ölçüsüz müdahaleler halk iradesiyle oluşan siyasal temsil yetkisini ortadan kaldıracak, seçmen iradesinin parlamentoya yansımasını önleyecektir."
* TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın bianet'e yazdığı kent ve hukuk yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
(TY)