Birbirinden renkli cam ürünleri, çeşit çeşit havuluları, her daim çekici ürünleriyle Madame Coco mağazaları, hemen her kesimden tüketicinin odağında. Ancak, bu rengarenk ve ışıltılı ürünler, mağazanın sadece görünen bir yüzü. Çünkü, mağazalarda müşterilerle ilgilenen ve mağazanın her işini yapan mağaza çalışanlarının anlattıkları, Madame Coco’nun ürünleri kadar ışıltılı ve hoş değil.
Madame Coco mağazalarında geçen hafta ürünlerin fiyatları tam üç kez değişince, çalışanlar, binlerce ürünün fiyatını elleriyle güncellemek zorunda kaldı. Kırılan ve kaybolan ürünlerin parası maaşlarından kesildi. Mademe coco İnsan Kaynakları ve Çalışma İlişkileri Direktörü Ali Rıza Kızıltan, iddiaları kabul etmedi, "Mesai ücretleri otomosyan sistemi bozulduğu için ödenmemişti, geriye dönük olarak hepsi ödendi" dedi.
Türkiye’nin farklı noktalarındaki Madame Coco mağazalarında çalışan onlarca Mademe Coco çalışanı, iş yerinde uğramış oldukları haksızlıklara dikkat çekmek amacıyla Mademe Coco Çalışanları İş Yeri Komitesi’ni kurdu. Yaşadıkları hak gasplarını, yayınladıkları bildiri ile kamuoyuna duyurun komite üyesi çalışanlar, bianet'e konuştu.
Uğradığınız hak gasplarını detaylı anlatır mısınız?
Hayat her anıyla yaşanmaya değer. Ancak geçim çok zor. Yani istesek de istemesek de çalışmak zorundayız. Ve severek yaptığımız işimizde kötü muamele, yetersiz ücret, belirsiz iş tanımı, aynı işi yaptığımız arkadaşlarımızla rekabet etme zorunluluğu, zorunlu ve puantaja yansımayan fazla mesailer, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi veya denkleştirme iznine zorlanmamız bizleri çok yıpratıyor. Üstelik bütün ürünlerin sigortalı olmasına ve hiç bir üründe alarm olmamasına rağmen mağazada kırılan veya kaybolan ürünlerin paraları dahi bizden kesiliyor.
Tabii bunlarla da bitmiyor sorunlar. Mağazalarda her zaman eksik personelle çalışıyoruz. Bu nedenle işimiz her zaman çok yoğun ve aşırı derecede yorucu. Hepimiz her işi yapıyoruz. Koli taşımadan, kasiyerliğe, satış danışmanlığından, mağazanın temizliği ve düzenine her şeyden bizler sorumluyuz.
Örnek verir misiniz?
Bu yoğunluğa ilişkin yakın zamandan bir örnek verelim. Yazın sonunda dolar fırladı. Bu sebeple mağazalardaki ürünlerin fiyatları değişti. Herhangi bir Madame Coco mağazasına girip, etrafınıza baktıysanız, binlerce farklı ürün görmüşsünüzdür. İşte tüm o ürünlerin fiyatları en az üç kez hiçbir makine olmaksızın elle değiştirildi. Tabii bu kadar az personelle yetişmesi mümkün değildi. Fiyat etiketi değişmeyen ürünler oldu ve kasada yüksek fiyat gözüktüğü için müşterilerle bir çok problem yaşadık ve yöneticiler bize, ürünleri üzerinde yazan fiyattan vermemizi söyledi. Tabiiki aradaki farkı biz Madame Coco çalışanları cebimizden ödedik. Burada küçük rakamlardan bahsettiğimiz düşünülmesin.
"Mola hakkımızı kullanmıyoruz"
İşe girerken bu çalışma koşullarını biliyor muydunuz?
Hayır kesinlikle bilmiyorduk. İş görüşmesinde şirketin bize vaat ettiğinden çok farklı bir ortamla karşılaştık. Örneğin; günde bir buçuk saat moladan bahsediliyor. Ancak o mola asla kullanılamıyor. Yemek yemeden veya lavaboya dahi gidemeden koca bir çalışma gün geçirdiğimiz zamanlar oluyor. İş görüşmesinde, hafta tatilimiz olduğu söyleniyor. Ancak haftalık vardiyanız belirlendikten sonra mağaza müdürünüz gece yarısında mesaj atıp “kampanya var izinler iptal, yarın full çalışacaksın” diyebiliyor.
Tabi haksızlıklara boyun eğmediğiniz zaman size kapı gösteriliyor. Kalıp mücadele etmeyi seçerseniz de kendinizi ülkenin ve hatta ülke sınırları dışında Madame Coco’nun mağazasının olduğu herhangi bir yerinde sürgü edilmiş olarak bulabilirsiniz. Şaka değil, işe girerken bize imzalatan sözleşmede böyle bir ibare var, dünyanın tüm ülkelerine gönderilebileceğimiz yazıyor. Bizler, Patronların Ensesindeyiz Ağı altında bir araya geldikten ve işyeri komitemizi kurduktan sonra, sözleşmeyi incelerken bu ibarenin bir geçerliliği olmadığını da öğrenmiş olduk. Ancak bununla korkutmaya çalışıyorlar bizi. “Bak rotasyonunu veririm” deyiveriyor müdür.
Mesai ücretlerinin karşılığını alabiliyor musunuz?
Ücretlerin hepsi asgari ücret seviyesinde ve yöneticiler ücretten kesinti yapmak için can atıyor. Madame Coco Çalışanları İşyeri Komitesi olarak bir araya geldikten sonra kaleme aldığımız açıklamalar sayesinde fazla mesai ücretlerimiz yatırılmaya başlandı. Ancak halen denkleştirme uygulaması sürüyür.
Bir günlük çalışma planınızı anlatır mısınız?
Cadde mağazalarında açılış saati genellikle 9.00dur. Ve sizden işe daha erken gelmeniz, temizliği yapmanız, mağaza düzenini sağlamanız ve kapıyı 9.00da açmış olmanız beklenir. Mağazaya girdiğimiz anda, mağazadan bir eposta yada bir fotoğraf atarak, mağazada olduğumuzu kanıtlamamız gerekiyor. AVM mağazaları 10.00da açılır ancak en geç saat 9.00da çalışanın mağazayı açmış olması gerekir ve aynı ritüeller gerçekleştirilir. Kargo gelir, kargo gider. Sevkiyat gelir, sevkiyat gider. Koliler kabul edilir. Taşınır. Açılır. Sayılır. Etiket yapılır. Mağazaya dağıtılır. Tüm bunlar olurken müşterilere “hoşgeldiniz” demek, ürün göstermek, sorunlarına yanıt vermek, ürün satmak, kasa almak, iade/değişim yapmak, kasadan çıkmak etrafı toplamak ve yine müşterilere güler yüzle “hoşgeldiniz” diyerek satış yapmaya devam etmek… Gün içinde yaptıklarımız bunlar.
Akşam olduğunda ise; kapanış saati 10.00’dur ama bu sizin mesainizin bittiği anlamına gelmez. Normal bir akşamda kasanızı kapatırsınız. Kasa kapatma işlemi ortalama 20 dakika sürer. Ancak daha da uzayabilir. Normal olmayan günlerde (floorsetten bahsediyoruz) mağazaya yeni gelen kampanyaları düzenlersin, ki bu bazen mağazayı baştan başa düzenlemek de olabilir, bazen bir iki masayı değiştirirsin ve bu işlem en az bir saat sürer. Sadece bir saat sürdüğünde, kendini şanslı hissedersin.
Yine normal olmayan bir günde sizi sayıma gönderebilirler ya da mağazanızda sayım olabilir. Eğer sayım mağazanızda ise sizden mağazada kalmanızı isteyebilirler. Eğer başka bir mağazadaysa, mesainiz bittikten sonra sayımın yapılacağı mağazaya geçersiniz. Sayım gerçekleştirilir. Sabaha karşı eve dönersiniz ve eğer izin gününüz değilse birkaç saat sonra kalkıp yeniden işe gidersiniz.
Mücadeleniz şuan hangi aşamada?
Problemler hepimizin problemleri. Hepimiz aynı firmada çalışıyoruz ve aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Bizi bu sıkıntılar bir araya getirdi. Çeşitli illerden, farklı mağazalarda çalışan işçiler olarak bir araya geldik ve Patronların Ensesindeyiz Ağı ile irtibata geçtik. Böylece bir işyeri komitesi kurarak, sorunlarımızı çözmek, haklarımızı almak için bir adım attık, dayanışmaya başladık. İlk açıklamamızdan sonra Patronların Ensesindeyiz Ağı’na ulaşan birçok çalışma arkadaşımız oldu, bunun yanında işten ayrılmış olanlar da irtibata geçerek “nasıl destek olabileceklerini” sordular. Devam eden süreçte mesai arkadaşlarımızın desteği çoğalarak devam ediyor. Biz de bu destekle büyümeye ve taleplerimizi iletmeye devam ediyoruz.
Açıklamalarınızdan sonra medyada yayınlandıktan sonra yöneticilerden size karşı bir hamle oldu mu?
Oldu tabiiki. İlk olarak işyeri whatsapp gruplarında facebookta yayınladığımız açıklamanın altına şirket adına olumlu yorum yapma emri geldi. Sonra bu mesajlar delil olur korkusuyla silindi. Ancak mağaza müdürleri ve yöneticiler şirket için olumlu yorum yapmanın bizzat takipçisi oldular. Ama yine de birçok arkadaşımız yazmayı reddetti. Ayrıca gelen talimat üzerine bize destek vermek isteyen müşterilere, haberin yalan olduğu, kesinlikle böyle durumların yaşanmadığı söylendi. Bizlere de “hak aramanın” yemek yediğin kaba pislemek olduğu söylendi.
Ayrıca genel merkez bununla yetinmedi. Şirket merkezindeki çalışanlara sosyal medyada şirketi öven iletiler paylaşmalarını, yaptıkları paylaşımların ekran görüntüsünü alarak kendi bölüm müdürlerine göndermelerini, paylaşım yapmayanların ise nedenini yazılı olarak kendilerine iletmelerini istediler.
"Dayanışmaya Çağırıyoruz"
Son olarak bizim aklımıza gelmeyip sizin eklemek istedikleriniz nelerdir?
Buradan tüm mesai arkadaşlarımıza sesleniyoruz. Yalnız değiliz biliyoruz. Yalnız değilsiniz siz de bunu bilin. Hepimiz evimize ekmek götürmek zorunda olan insanlarız. Hepimizin sorumlulukları var. Bunu fırsat bilip emeğimizin üstünde tepinenler şunu bilsinler ki, biz bir araya gelmeye, taleplerimizi iletmeye ve yasal haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar, koşullara dayanamayan yüzlerce kişi istifa edip gitti. Bizler, bu sorunlara rağmen çalışmaya devam ediyor ancak bu koşulları düzeltmeye çalışıyoruz. Biz Madame Coco Çalışanları İşyeri Komitesi olarak, Türkiye’nin dört bir yanındaki mesai arkadaşlarımıza selam ediyor, Patronların Ensesindeyiz Ağı ile iletişime geçerek bizlere destek olmaya, komitemize güç vermeye davet ediyoruz.
Mademe Coco: Saldırı altındayız iddiaları kabul etmiyoruz
Mademe coco İnsan Kaynakları ve Çalışma İlişkileri Direktörü Ali Rıza Kızıltan da bianet'e yaptığı açıklamada, daha önce haber yapan hiçbir yerin kendilerini aramadığını, kendilerinin de bu iddialar nedeniyle dertli olduğunu söylüyor:
"Biz, yaslara uygun hareket eden bir şirketiz. Türkiye'nin 61 ilinde 250 mağazada bin yediyüzü aşkın kişiyle hizmet veriyoruz. Mardin, Ankara, Batman, Kardeniz gitmediğimiz yer kalmadı. Bizim, patronaj (mağaza çalışanlarının giriş çıkış saatlerinin gösterildiği otomasyon sistemi) sisteminden mağaza müdürleri sorumludur. hangi işçi ne zaman işe gelmiş kaç saat çalışmış, mağaza yöneticileri bildirir. Biz onların verdiği bilgilere göre hareket ederiz. Ayrıca, kırılan eşyalar ve kaybolan eşyalara ilişkin 40'a yakın hukuk davamız sürüyor. Hukuki haklarımız saklıdır, bu nedenle bu konularda konuşmayacağım. Biz, büyük bir saldırı altındayız. İddiaları kabul etmiyoruz." (EMK)