Fotoğraf: Pakistan'daki aşırı yağışların yol açtığı iklim felaketi/HRW
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk Çarşamba günü Cenevre'de iklim değişikliğiyle mücadele çabalarının merkezinde insan haklarının yer alması çağrısında bulunduğu açık mektubun yayınlaması vesilesiyle, iklim acil durumu karşısında yeterli çaba göstermemenin yaşam hakkımıza yönelik bir tehdit olduğunu söylemenin abartı olmayacağı uyarısında bulundu.
Türk "Bu hafta sonu Mısır'da başlayacak olan BM İklim Değişikliği Konferansı'nın (COP27) sonucu, insanların sadece önümüzdeki yıllarda değil, bugün de insan haklarından dünya çapında etkin bir biçimde yararlanmaları açısından kritik öneme sahip," dedi. "İnsanlar evlerini, geçim kaynaklarını ve hayatlarını kaybediyorlar. Isı artışlarının artışlarının mevcut yörüngesi göz önüne alındığında, dünyanın birçok yeri çocuklarımızın ömürleri içinde yaşanmaz hale gelecek ve bunun akla hayale gelmeyecek sonuçları olacaktır."
BM İnsan Hakları Şefi, "İklim değişikliğinin yol açtığı adaletsizli[ğin] felaket [olduğunu]" söyledi. "Son selin 30 milyondan fazla insanı etkilediği Pakistan'a bakın. [Bu ülkeyi] yeniden imar etmek ve hatta yalnızca kendi başına bu felaketin etkilerini anlamaya başlamak yıllar alacak."
Türk açıklamasında, "İklim değişikliğine yanıt vermek, etkilerini en aza indirmek ve hali hazırda neden olduğu insani acıları ele almak için etkileyici, hak temelli eylemlerde bulunmazsak, bu tür felaketlerin insanlar için, dünyanın dört bir yanında tekrarlanan bir kabus haline gelmesi kaçınılmaz [olacağını]" söyledi.
Volker Türk, Konferans'ın Afrika'da gerçekleşmesi vesilesiyle de bir ironiye işaret etti: "COP27, halkının iklim değişikliğine çok az yol açtığı bir kıtada gerçekleşiyor, ne var ki Afrika halkı [bunun] en ağır sonuçlarına uğrayanlar arasında."
Paris Anlaşması, hak temelli iklim eylemine duyulan ihtiyacı açıkça ortaya koyuyor ve tüm Devletleri bunu gerçekleştirirken üstlendikleri insan hakları yükümlülüklerine saygı göstermeye, teşvik etmeye ve dikkate almaya çağırıyor.
Türk, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin son bulgularının, hak temelli, katılımcı iklim eyleminin insanlar ve gezegen için daha etkili, meşru ve sürdürülebilir sonuçlara yol açtığını gösterdiğini vurguladı.
Yüksek Komiser, "Yüzyılın en büyük meydan okumasıyla başa çıkmak için, toplumun bütününe yönelik bir yaklaşım [olmasına gerek olduğunu]" söyledi. "Bu nedenle, sivil toplum temsilcileri de dahil olmak üzere herkesin, Şarm El-Şeyh'teki COP27'ye anlamlı bir katılım gösterebilmesi çok önemlidir. Bu toplantıda da dahil olmak üzere iklim değişikliği ile ilgili kararların, özellikle en çok etkilenenler açısından şeffaf, kapsayıcı ve hesap verebilir olması gerekiyor."
Yüksek Komiser mektubunda, Devletleri COP27 fırsatını değerlendirerek aşağıdaki adımları atmaya çağırdı:
▶ İnsan haklarını korumak için iklim tutkusu geliştirmek
▶ Anlamlı ve etkili katılımı güvence altına almak
▶ İklim değişikliğinin yol açtığı insan hakları ihlallerini ele almak
▶ Hak temelli iklim eylemi için kaynakları harekete geçirmek
▶ İklim karar alma süreçlerinde insan haklarının merkeze alınmasını sağlamak
Arka Plan
Yaygın olarak COP27 diye adlandırılan, "27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı" 6-18 Kasım 2022 günlerinde Mısır'ın tatil beldesi Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenecek. Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şukri başkanlığında gerçekleşecek toplantıya 90'dan fazla devlet başkanı ve 190 ülkenin temsilcilerinin katılması bekleniyor.
Konferans, 1992'deki ilk BM iklim anlaşmasından bu yana her yıl düzenleniyor. Konferanslar hükümetlerin iklim değişikliğiyle bağlantılı küresel ısı artışlarını sınırlama gereklerini eyleme dönüştürme zemini olarak önem taşıyor. COP27 için Mısır'ın ev sahibi ülke seçilmesi, ülkenin insan hakları sicili nedeniyle zirve öncesinde tartışmalara yol açtı.
TIKLAYIN-Mısırlı muhaliflere yönelik baskılar: COP27 paravan mı?
(AEK)