Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kadınların sosyal medya üzerinden başlattıkları “Uykularınız Kaçsın” kampanyasına bir destek de kadın fotoğrafçıların kurduğu Varız Buradayız İnisiyatifi İnisiyatifi’den geldi.
“Arkadaşlarımızın yanındayız”
İnisiyatif’ten yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Kadınların erkek şiddeti hikâyelerini anlattığı ve hepimizin #metoo dediği şu günlerde cinsel şiddet hikâyelerimizi sosyal medya üzerinden konuşmaya başladık. Şiddeti anlatan kadınlara yönelen mağduru suçlayan, faili aklayan tepkileri kadın fotoğrafçılar olarak kınıyoruz ve bir kez daha şiddet hikâyelerini paylaşan arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu tekrarlıyoruz!
“Erkek egemen sistemin görünür, duyulur kılmadığı kadınların ve LGBTİ+’ların toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ile isimlerinin bile tarihte anılmadığı, alanlardan silinmeye çalışıldığı bir sistem içerisinde yaşıyoruz. Bu görünmezlik meselesi, özne olarak kabul edilmemeyi içeriyor ve gücünü patriyarkadan alıyor. Bizler tüm çeşitliliğimiz ve renklerimizle erkek şiddetine artık yeter! diyor; tecavüz kültüründen beslenen erkek egemen zihniyete geçit vermemek için dayanışmayı büyütüyoruz!
‘Susmayacağız’
“Kadınların gördükleri şiddeti açıklaması, anlatması da hiçbir zaman kolay olmadı. Çünkü yüzyıllar boyunca korkuyla büyütüldük, susmamız, utanmamız konusunda eğitildik. Susmayacağız ve konuştukça, ifşa ettikçe utanan artık biz olmayacağız! Hesap sorulması gereken şiddete maruz bırakılan değil, şiddeti gerçekleştiren olmalıdır!
“Cinsel şiddet güç ilişkileri ile ilgilidir ve her yerde gerçekleşebilir. Bireyi küçük düşürmek, sindirmek, korkutmak, cezalandırmak, üzerinde baskı ya da otorite kurmak için gerçekleşebilir. Güç ilişkilerini destekleyen, hiyerarşi barındıran her yapıda, ilişkide ya da ortamda cinsel şiddetin görülme olasılığı da yüksektir.
“Fotoğraf alanı da erkek şiddetinden muaf bir alan değil! Fail herkes olabilir, tanıdığımız, sevdiğimiz, insan ilişkileri kuvvetli, eserlerini beğendiğimiz iyi bir “fotoğraf sanatçısı” da olabilir. Şiddet uygulayanın toplumdaki konumu, karakteri hiçbir şekilde şiddeti haklı göstermez ve şiddete maruz bırakılanın güvenilirliğinin sorgulanması için kullanılamaz.
"Genel toplum yargılarında tacize uğrayan kadının ifşasının ahlaksızlık olarak değerlendirilmesinin yanı sıra failin entelektüel çevre tarafından kabul görmeye devam etmesini de kabul etmiyoruz. Cinsel şiddetin fiziksel boyutunun ötesinde mobbing, musallat olma, psikolojik yıldırma biçimlerinde de açık veya örtük ancak yaygın ve yıkıcı olarak yaşandığını biliyoruz. Kurumlarda erkek yöneticiler ya da çalışma arkadaşlarımız tarafından farklı biçimlerde tezahür edebilen eril şiddete karşı da seslerimizi yükseltiyoruz.
“Travma yaşayan kişinin yaşadıklarını adlandırmak, yaşadığı şiddetin adını koymak zaman alabilir. Maruz bırakılan kişi hakkında sorduğumuz her “neden” sorusu failin edimini haklı çıkarmak için bir arka plana götürür bizi. Biz buna tecavüz kültürü diyoruz. Maruz bırakılanı değil faili sorgulayın, maruz kalanın adalet arayışını destekleyin, açıklama yapmak zorunda bırakmak yerine cesaretini alkışlayın!
“Çalıştığımız işlerde, bulunduğumuz ortamlarda, katıldığımız etkinliklerde, kamusal alanlarda güvende hissetmek ve güvende olmak hakkımız. Herkesi haklarımıza sahip çıkmaya ve şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya çağırıyoruz.”
Ne olmuştu? Twitter'da, yazar Hasan Ali Toptaş'ın bir kadın kullanıcı tarafından ifşa edilmesiyle birlikte 20'den fazla kadın edebiyat dünyasında maruz bırakıldıkları cinsel taciz ve saldırıları anlatmıştı. Yazar Pelin Buzluk'un bu yöndeki paylaşımına destek olan yazar Aslı Tohumcu, yaşadığı cinsel saldırıyı kamuoyuyla paylaşarak dayanışma çağrısında bulunmuş ve Bora Abdo'nun kendisini taciz ettiğini açıklamıştı. Tohumcu, "Hasan Ali Toptaş da yalnız değil tabii. Bora Abdo var. Beni arkadaşımdan ayırıp taksime atlamasıyla gelişen bir olay. Ben de büyüdüm, kadınlarla sarmalandım iyice. Konuşabiliyorum. Herkes konuşsun. Bizim korkacak bir şeyimiz yok" demişti. Everest Yayınları da "Yayınevimiz yazarlarından Hasan Ali Toptaş ile ilgili açıklamaları hassasiyetle takip ediyoruz" diyerek bir açıklama yapmıştı. Daha sonradan "Toptaş'la yollarımızı ayırdık" açıklaması yapmıştı. |
(EMK)
Dilara Açıkgöz/csgorselarsiv.org