Van'da düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi, dört gün önce (28 Ağustos) Hakkari'nin Çukurca ilçesine canlı kalkan olarak giden Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Van İl Genel Meclis üyesi Yıldırım Ayhan'ın güvenlik güçlerinin müdahalesi sırasında yaşamını yitirmesi nedeniyle buruk geçti.
Aralarında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Aysel Tuğluk, Van Milletvekilleri Özdal Üçer, Nazmi Gür, Hakkari Milletvekili Adil Kurt, Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, Hakkari Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, BDP İl Eş Başkanı Cüneyt Caniş, ilçe ve belde belediye başkanlarının da bulunduğu gruba ilk olarak BDP Van milletvekili Özdal Uçer seslendi.
"Başbakan devlet terörüyle arasına mesafe koysun"
yuksekovahaber'in verdiği bilgiye göre, "1 Eylül Dünya Barış Günü'nde ne yazık ki karalar bağladık" diyen Üçer, çünkü askerlerin, sivillerin ve gerillaların ölmeye, öldürülmeye devam ettiğini söyledi.
Amaçlarının bu ölümleri durdurmak olduğunu ifade eden Üçer, sözlerine şöyle devam etti:
* Bu yüzden eylem yaptık. Arkadaşım Yıldırım Ayhan'da bu amaçla eylemdeydi. Ancak vahşi anlayışlar, onu gözümüzün önünde katlettiler. Keşke senin yerine ben ölseydim Yıldırım Ayhan.
* Başbakan bize terörle aramıza mesafe koymamızı söylüyor. Oysa asıl terörü yapan sensin, sende devlet terörü ile arana mesafe koy.
"Erdoğan bizi hizaya getiremez"
Üçer'in ardından söz alan DTK Eş Başkanı ve Van Milletvekili Aysel Tuğluk, Başbakan'a ve hükümete seslenerek " Biz savaşın ortasında bir halk olarak Barış Gününü karşılıyoruz. Biz barış için alanlara çıkmışken siz savaş emri alıyorsunuz. Utanın diyorum utanın" dedi.
Konuşmasında dört gün önce yaşamını yitiren canlı kalkan Yıldırım Ayhan'ı anan Tuğluk, "Kürt halkı güzel bir gencini bir civanını kaybetti. O arkadaşımız ki ölümler olmasın diye oraya canını siper etmek için gitmişti. Onlar ise hiç acımadan onu katlettiler. Huzurunuzda o canımızı katledenleri binlerce kez lanetliyorum" dedi.
Yaşananların tek sorumlusunun Başbakan Erdoğan olduğunu belirten Tuğluk, barış için kendini siper edenlere bomba ile karşılık vermenin nasıl bir ruh hali olduğunu sordu ve ekledi:
* Üstelik cenazesine bile saygısızlık yapıp saldırıyorsunuz. İnsanlık, bunun neresinde. Bu halk bu zulmün karşısında isyan etmesin de ne yapsın. Bu halk bu ölümleri artık kaldırmaz.
* Bu kadar ölümden ve acıdan sonra asıl mesele nasıl yaşanacağıdır. Artık birlikte yaşamanın bir koşulu kalmamıştır. Savaş emrini verenler birlikte yaşam temelimizin altına dinamit koymuşlardır.
* Eğer böyle giderse Kürtler devletle bağını koparacak. Başbakan bu siyasetini uygulamak için hepimizi terörist ilan etti. Erdoğan bizi hizaya getiremez. Biz sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. (EKN)