Erzurum'daki yerel gazetelerin temsilcileri, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi'nden de Basın Kanunu'ndan da haberdar. Ancak, "ortada bir suç olmadığına" ve "Erzurum'un en yüksek mülki amirinin onayı bulunduğuna" göre, haberin yayınlanabileceğini düşünüyorlar.
Çocukların olaydan zarar göreceğini düşünenler ise, "durumdan rahatsız olduklarını, ancak haber atlamamak adına olaya yer vermek zorunda kaldıklarını" belirtiyorlar:
"Erzurum" gazetesi sahibi Recai Pak: Vali bey ziyaret ettikten sonra...
* Haber bize abonesi olduğumuz ajanslardan geldi, çocuklara yönelik herhangi bir zorlamadan söz edilmiyordu.
* Çocukların fotoğrafları iki gündür yayınlanıyor. Çocuklar fotoğraf çektirmek istememekte haklı ama, kurumu Vali Bey ziyaret etmiş, gazetecilere çocuklarla birlikte poz vermiş, çocuklar da bir gün öncekinin aksine, intihar etmediklerini ve pişman olduklarını söylemişler...
* Ben önceki günkü haberimde, çocukların yüzlerini gizlemiştim. Ama Vali Bey'in ziyaretinin ve çocukların açıklamalarının ardından dünkü haberi çocukların yüzünü gizlemeden yayınladım.
"Doğu Ekspres" gazetesi muhabiri Orkun Çizmeli: Gazetecilerin yurda gitmesi zaten yanlıştı
* Olayı izleyen arkadaşımızın haberine göre, gazeteciler yurda Vali Güvenç'in davetiyle gitmişler. Çocuklar gazetecilerden kaçmış. Yurt personeli Vali'nin talimatıyla çocukları yakalayıp yeniden gazetecilerin yanına getirmiş. Gazeteciler de çocukların fotoğraflarını çekmeyi sürdürmüşler.
* Biz meslek ilkelerinin ve Basın Kanunu'nun farkında olduğumuzdan, gazetemizde çocukların fotoğraflarını yüzlerini gizleyerek yayınladık. Ancak fotoğraflar bugün neredeyse bütün gazetelerde yayınlandı.
* Gazetecilerin Yetiştirme Yurdu'na gitmesi zaten yanlıştı. Vali bey ne düşündü bilemiyoruz.
"Hakikat" gazetesi Yazıişleri Müdürü İsmail Çakır: Bana yanlış geldi ama...
* Cihan Haber Ajansı'nın haberini, "Sır Perdesi Netleşmedi" başlığıyla, "Çocuklar üçüncü kez farklı konuştu, Vali Güvenç ise onları topluma kazandırmaya çalıştı" spotuyla ve çocukların fotoğraflarıyla yayınladık.
* Aslında bana da yanlış geldi ama, çocukları basının karşısına Vali bey çıkartmış. O yanına alıp poz verince biz de haber atlamamak adına hem haberi hem de fotoğrafları yayınlamak zorundaydık.
"Ufuk 2000" gazetesi Genel Yayın Müdürü Samet Özünal: Fotoğrafları yayınlamakta bir sakınca görmedik
* İhlas Haber Ajansı'nın haberine göre, Vali beyin çocukları zorlaması değil yüreklendirmesi söz konusu. Vali Güvenç, yüzlerini saklamaya çalışan çocuklara "Utanmayın, siz utanılacak bir şey yapmadınız" demiş.
* 18 yaşından küçüklerin intihar ettiği, intihar girişiminde bulunduğu ya da bir başka suç işlediği durumlarda isimlerinin ve yüzlerinin saklanması gerekiyor. Diğer türlüsü etik de yasal da değil.
* Ancak bu olayda soruşturma sürüyor, yurt yetkilileri de çocukların intihar girişiminde bulunmadıklarını açıkladı. Yani çocukların fotoğraflarının yayınlanmasında bir sakınca görünmüyor.
"Palandöken" gazetesi Haber Müdürü Orhan Bozkurt: Durumu anlatmak için fotoğraf kullanmak zorundaydık
* Vali Güvenç'in basın açıklamasının ardından, uzman görüşlerine başvurduk. O yaştaki çocukların yaptıkları bir hata nedeniyle basının önüne hem de devlet yetkilileri tarafından çıkartılması çok yanlış.
* Bu tür durumlar, sevgiye ve korunmaya daha fazla ihtiyaç duyan bu çocuklar üzerinde ciddi sorunlar yaratıyor. Gazeteciler de olaya seyirci kalıyor. Bu hiç doğru ve etik değil.
* Biz haberi "Yuvada İntihar Oyunu" başlığıyla, fotoğraflı olarak kullandık. Çocuklara zarar vermemek adına olayı "oyun" olarak değerlendirdik ve çocukların yüzlerini bantladık. Fotoğrafta yanında çocuklarla Vali Güvenç görülüyor. Çocukların yüzü bantlı, valininki açık. Ben durumu açıklamak adına fotoğrafı kullanmak zorunda kaldım, ancak "aslında kimin yüzünü bantlamak lâzım" diye düşünmeden edemiyorum. (BB/EÜ)