Yurtlarda bekaret kontrolü tartışması tekrar gündemde. Avukat Yasemin Öz ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Başkanı Zübeyde Kılıç uygulamanın kız çocuklarını, kadın öğrencileri mağdur ettiğini düşünüyorlar.
Avcılar'da Özel Emel Kız Yurdu'nda kalan üniversite öğrencisi C.G.’nin (18) boynunda ve yüzündeki kızarıklıkları gören yurt müdiresi N.D., öğrencinin babasını arayıp "Kızınız cinsel ilişkiye girmiş. Durum ortada, kızınızı gelip alın’ dedi. Baba İstanbul'a gelip iki ayrı hastaneden kızına bekaret raporu aldırdı. Şikayetçi olacağını söyledi.
Beşiktaş'ta Özel Bir Öğrenci Yurdu hakkında polis inceleme başlattı. Yurda önce bir ahlak polisi daha sonra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bir görevli gelip rasgele seçilen 30 kız öğrenciye iddiaları sorup, ifadelerini aldı. Öğrencilere şu sorular yöneltildi: "Yurttaki kızlar hamile mi?, Öğrenciler içip içip sokaklarda naralar atıyor mu?, Yurda erkekler girip çıkıyor mu?"
"Korunma isteyen kadını korumayıp namus bekçiliği yapmak"
Görüşüne başvurduğumuz avukat Öz, mağdur öğrencilerin suç duyurusunda bulunması gerektiğini söylüyor.
"Ne yazık ki bu tarz suçlarda şikayet aranıyor. O nedenle şikayet edilmeli. Diğer yandan ne yazık ki hala toplum da polis de eski TCK üzerinden hareket ediyor. Yasaya göre bekaret kontrolüne zorlamak da suç. Ancak hükümet TCK'deki değişikliklerin takipçisi olmuyor. Sadece fuhuşa aracılık etmek suç. İhbar alsalar da harekete geçme yetkileri yok. Bizlere de sürekli dava açmak düşüyor."
Öz, C.G.'nin bakire çıkmaması halinde başına gelecekler konusunda yurt müdiresinin sorumsuzluğuna dikkat çekti.
"Ayrıca cinsel istismara maruz kalan kız çocukları, polisten defalarca korunma istemesine rağmen sonunda kocasının kurşunuyla öldürülen kadınların olduğu bir ülkede yurtlarda yaşayanları 'ahlaksızlıktan korumak görevi' ne kadar inandırıcı olabilir?"
Eğitim Sen suç duyurusunda bulunacak
Eğitim Sen Başkanı Kılıç ise ilerleyen günlerde suç duyurusunda bulunacaklarını, bekaret tartışmasınınsa AKP'nin iktidar olduğu döneme denk gelmesinin tesadüf olmadığını söyledi.
"Mağdur olan kız çocukları oluyor. Öncelikle öğrencinin kendisi travma yaşıyor. Ardından zaten kız çocuklarının okula gitmesinin zor olduğu bir ülkede aileler bu tarz olaylarla daha engelleyici olabiliyor. Belki sadece yurtta kalmaları istenmediği için eğitim hakkından olabiliyorlar."
Kılıç'a göre MEB'in yurtlarda ilgilenmesi gereken daha öncelikli sorunlar var. Çoğu yurdun altyapı eksikleri var. Yurt sayısıysa zaten az. (EZÖ)