Derinleşen barınma krizi ve artan enflasyonun en çok etkilediği grupların başında üniversiteliler geliyor. Üniversitelerin açılmasıyla birlikte öğrenciler, barınma ve yemekhane koşulları özelinde tepkilerini dile getiriyorlar. Üniversiteliler, bu koşullarda yaşadıkları zorluklar nedeniyle eğitim yaşamlarının sekteye uğramasından çekiniyor.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi, sıcak yemek bittiği için öğrencilere konserve gıda dağıtmasıyla gündeme gelmişti. O zamandan bu yana yaşanan durumun değişmediğini söyleyen üniversitelilere göre sıcak yemek neredeyse her gün erkenden bitiyor. Uzun yemekhane kuyruklarında bekleyen öğrenciler, günün sonunda konservelerle beslenmek zorunda bırakılıyor.
Yemekhane kapasitesi azaltıldı
Yemekhane kuyruklarının sebebi ise her geçen yıl artan öğrenci sayısına karşı yemekhane kapasitesinin artırılmaması hatta azaltılması.
Tüm bunların yanında bir de yemek fiyatlarındaki artış öğrencilerde tepkiye neden oldu. Bu yılın temmuz ayında altı lira olan yemek ücreti bir ay içinde önce 10 liraya, ardından 15 liraya yükseltildi. Bu fiyat, günde üç öğün yemek yiyen bir İstanbul Üniversitesi öğrencisi için aylık 1250 lira olan Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) burs ve kredisinin yüzde 72’si anlamına geliyor.
Öğleden kalan yemekleri veriyorlar
Bilgi ve Belge Yönetimi üçüncü sınıf öğrencisi Tayyip Enes Gülyeri, yemek fiyatlarının artmasının yanında kalitesinin düşmesinden de şikâyetçi. Gülyeri, “Özellikle saat dörtten sonra gidildiği zaman sanki öğleden artakalan yemekleri servis ediyorlar” dedi.
Daha önce yemekhanede yediği yemekten dolayı rahatsızlandığını söyleyen Gülyeri, şöyle konuştu:
“Yemek sırası çok uzun oluyor. Edebiyat Fakültesi’nden buraya gelmek benim gibi görmek engelli biri için zaten çok zor. Artık okulda yemesem de başka bir yerde yesem diye düşünüyorum. Bugünkü yemek yüzünden ders arasında doktora gittim, doktor yemeğin mideme dokunduğunu söyledi.”
Geçimimizi sağlamak için çalışmak zorundayız
Türk Dili ve Edebiyatı dördüncü sınıf öğrencisi Yunus Emre Bal ise geçimini sağlamak için çalışmak zorunda olduğunu belirterek, “Bu yüzden eğitimimden uzak kalıyorum. Zamlanan yemek ücretleri yüzünden daha fazla çalışmak zorunda kalan arkadaşlarımız var. Bazı öğünleri atlayarak yiyen arkadaşlarımız var. Aç geçirdikleri günler oluyor” dedi.
Öğrenciler ticari nesne olarak görülüyor
İktisat öğrencisi Mert Karaatlı ise üniversitedeki öğrenci sayısının çokluğuna dikkat çekerek, “Üniversiteler açıldığı yerin etrafını hareketlendiriyor, kafe açılıyor, kırtasiye açılıyor. Üniversite öğrencisi de bu ticari ortamı geliştiren bir nesne olarak görülüyor” dedi.
“Yemekhaneler öğrencilerin karnını doyurabileceği tek yer” diyen Karaatlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Meseleyi enflasyon tartışması üzerinden değerlendirmek yerine hak temelli bir bakış açısıyla eğitim hakkı, insan hakkı ve ahlaki değerler üzerinden ele almak gerek.”
(ZA/VC/AD)