“Evet kırdıkları bir şey var. Ama kıramayacakları şeyler de var. Ben tek başıma olsam bile seneye yine yürürüm. Aynı şeyi söyleyen birçok lubunya var.” - Ö., 2022, Boğaziçili Öğrenci
ÜniKuir Derneği Eşit Haklara Erişim Programı ve Siyasal Katılım ve Savunuculuk Programı tarafından hazırlanan Kampüslerde Onur Yürüyüşleri 2022 Yılı, Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşen Onur Yürüyüşlerini raporladı.
Kapsamlı bir çalışma
Kampüslerde Onur Yürüyüşleri 2022 Yılı raporu, Onur Yürüyüşleri öncesinde üniversite idarelerinin tutumu ve yürüyüşleri engellemeye yönelik adımları, Onur Yürüyüşleri sırasında yaşananları ve sonrasındaki gelişmeleri izleyen, özne deneyimlerine yer veren kapsamlı bir ilk çalışma.
Bu hak temelli izleme çalışmasına ek olarak yasaklama kararlarının ve yürüyüşlere yapılan müdahalelerin hukuka uygunluğuna dair bölümler de rapora dahil. Son olarak üniversitelere,yargı mekanizmalarına, meclise, yürütme organına, Birleşmiş Milletlere ve Avrupa Konseyine, insan hakları örgütlerine ve meslek kuruluşlarına tavsiyeler bölümüne yer veriliyor.
Kampüslerde Onur Yürüyüşleri 2022 Yılı raporu, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde hayatını kaybeden Begüm’e ve LGBTİ+’lara adanıyor.
ÜniKuir Derneği, yaşanan tüm hak ihlallerine ve LGBTİ+ öğrencilerin varoluşlarını, anayasal haklarını yasaklamaya çalışan baskılara karşı LGBTİ+ öğrenciler kampüslerde ve sokaklarda var olmaya ve direnmeye devam ettiğini hatırlatıyor.
2022 Kampüs Onur Yürüyüşlerinden bize kalanlar
Raporda dört ana bulgu ile karşılaşıyoruz. İlki, üç farklı üniversitenin öğrencilerinin kampüslerindeki onur yürüyüşüne ilişkin hazırlık süreçlerine ve yaşadıklarına dair: Boğaziçi ve ODTÜ’de öğrencilerin hazırlık aşamasında emek ve zaman ayırma, kapsayıcılık için yapılan çalışmalarda kapasite ve zaman yetersizliği ve üniversitenin çeşitli bileşenleriyle ittifak kurmakta yaşadığı zorluklar paralellik taşıyor.
İkincisi, öğrencilerin dayanışma kurabildikleri öğrenci grupları, akademisyenler, kurumlar ve mekanizmalar ilişkin: Boğaziçili öğrenciler üniversitede dayanışma kurabildikleri ve birlikte etkinlik düzenleyebildikleri topluluklar ve inisiyatifler olsa da 20 Mayıs günü üniversitenin diğer bileşenleri tarafından yalnız bırakıldıklarını aktarıyor.
Özel güvenlik görevlileri de fail
Bu yalnızlık hissinin Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri tarafından da perçinlendiği ifade ediliyor. ODTÜ’de ise Yürüyüş sonrasındaki yorgunluk hissinin yanında hem yürüyüş sırasında hem de sonrasında bazı üniversite bileşenleriyle ve LGBTİ+ dernekleriyle deneyimlenen dayanışma halinin, Boğaziçi’nde yaşananlardan daha olumlu olduğu gözlemleniyor.
Üçüncüsü, Onur Yürüyüşü günü yaşanan zorluklar ve ihlallere dair: Öğrenciler, yaşananlara sessiz kalanlar dahil olmak üzere üniversitelerde görev yapan özel güvenlik görevlilerinden, üniversitenin idari birimlerine, polislerden, hükümetin politikalarına kadar birçok aktörü yaşadıkları şiddetin ve hak ihlallerinin failleri olarak işaret ediyor.
Son ana bulguda ise Onur Yürüyüşü sırasında ve sonrasında üniversitedeki bileşenler, insan hakları örgütleri, medya ve siyasi partilerin tutumları odakta: Onur Yürüyüşlerine yapılan müdahale ve gözaltı sırasında maruz bırakıldıkları işkence deneyimleri, Onur Yürüyüşleri sonrasında kurulan dayanışmanın özneler üzerindeki etkisi, medya ve milletvekillerinin sessiz tutumları da Boğaziçi ve ODTÜ’den katılımcıların anlatımlarında belirgin bir şekilde kendini gösteriyor.
TIKLAYIN –Raporun tamamını okuyun
(EMK)