AB üyesi on ülkenin toplam nüfusunun 75 milyon; Türkiye'ninkinin ise 70 milyon olduğunu hatırlatan Köni, AB'nin Türkiye'den bir an önce belli hamleleri yapmasını beklediğini vurguluyor.
"Türkiye son üç ay içinde kavga dövüş üç tane kanun çıkardı. İnsan haklarını vermekte o kadar zorlandı ki, canı çıktı. Ekonomisini düzeltmek zorunda, onda bile direnişler var. Bürokrasiyi ufaltmaya çalışıyorlar, bürokrasi direniyor" diyen Köni, AB'nin Türkiye'yi hemen kabul etmemesini "doğal" buluyor.
Köni, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Türkiye'ye AB'ye ilişkin desteği için de şunları söylüyor: "Madem o kadar dostuz, ABD Türkiye'ye vizeyi kaldırsın. Biz de ABD'ye gidip rahatça çalışabilelim."
Köni, AB'nin Türkiye'ye ilişkin kararını Bianet'e değerlendirdi:
Kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kararı olumlu görüyorum. Çünkü Türkiye'nin her istediğini her dakika yapacak bir babasının uşağı yok. Bu çok önemli. Sonra da kaç senedir AB'ye uyum için yapacaklarını bekledi, bekledi son yılda yapmaya çalıştı. Komünist ülkeler on senede Türkiye'yi gelip geçtiler, o zaman Sosyalizm altında sürünen Polonya 8 bin dolara geldi. Türkiye 2 bin 600 dolara düştü. Ağustos'ta sıkıştı, üç gün sonra da "beni alın" dedi. Ama olur mu?
Ama Başbakan Gül, karara sert tepki gösterdi, Cumhurbaşkanı Sezer ve CHP lideri Baykal zirveye katılmayarak protesto etti. Bu çıkışların bir yararı oldu mu?
Herhalde Avrupalılar çok korkmuşlardır...
ABD ve İngiltere'nin AB'yi olumlu bir karar almak noktasında çok açık ve büyük çabası oldu. En azından basına böyle yansıdı. Buna rağmen AB kararında öngörülenlerin çok ötesinde sonuç çıkmadı. AB yetkilileri özellikle ABD'nin çabalarına karşı "karar Avrupa'nın kararı" dedi. Bu gelişmeler AB ile ABD arasında bir çekişmeye işaret ediyor mu?
Avrupa'nın tavrı çok güzel, çok doğru. Uluslararası ilişkilere uygun. Çünkü bundan sonra ABD'nin en büyük rakibi Avrupa. Avrupa Eurosantrik (Avrupa merkezli) bir analiz yaparken ABD global çalışıyor. ABD'nin global çalışmaları için Avrupa niye 70 milyonluk Türkiye'yi alsın ki? AB buna rağmen "Aralık 2004'e kadar sizi tekrar gözden geçirip birliğe alacağız" diye bir boyut oluşturdu. İkisi arasındaki temel fark; Masrafı yapacak olan Avrupa. Madem o kadar dostuz ABD Türkiye'ye vizeyi kaldırsın. Biz Amerika'ya gidip rahatlıkla çalışalım. Ortak bir ekonomik işbirliği kuralım, bizi de kandırıp silah satmaktan vazgeçsinler. AB'ye giren on ülkenin toplamının nüfusu 75 milyon, sadece Türkiye'nin nüfusu 70 milyon...
Bu aşamadan sonra Türkiye'nin ne yapması doğru olur, Türkiye'nin bu süreci geri çevirip AB ile ilişkileri dondurması ihtimali var mı?
Hayır. Türkiye'nin gidecek hiçbir yeri yok. Türkiye Avrupa ile yollarını ayırıp İran ile mi birleşecek...
AB'nin bu kararı vermekle Türkiye'ye vermek istediği mesaj ne sizce? AB'nin bilinçli bir şekilde ilişkileri kopma noktasına getirmek istediği yorumları yapılıyor.
Bir an evvel belli hamleleri yapmasını istiyorlar. Çünkü Türkiye son üç ay içinde kavga dövüş, üç tane kanun çıkardı. İnsan haklarını vermekte o kadar zorlandı ki canı çıktı. Böyle bir ülkeyi üç gün önce karar vermiş dördüncü gün almak mümkün mü? Bunun peşinden ekonomisini de düzeltmek zorunda. Onda bile direnişler var; bürokrasiyi ufaltmaya çalışıyorlar bürokrasi direniyor. Türkiye kendisinin kör sakat topal olduğunu görmüyor, "Adam niye benimle evlenmiyor" diye yorumlar yapıyor...
AB Kıbrıs'ın Rum tarafını üyeliğe kabul etti. Türk tarafı ise beklemede. Bu son gelişme sorunun çözümünü nasıl etkileyecek, siz çözümü nerede görüyorsunuz?
Türkiye Kıbrıs konusunda zorlanacaktır. Bu konuda önemli sıkıntılar var. Kıbrıs'ta çözümün zor olduğunu kabul ediyorum, çözümü göremiyorum.(NK)