Pazartesi günü yapılan Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları zirvesi sonrası Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, açıklamasında "Türkiye'ye bir yanıt verilmesi konusunda net bir mesaj verildiğini" söyledi.
Son birkaç zirvedir gündemde olan "Türkiye'ye yaptırım olasılığının" nihai kararını verebilecek olan liderler zirvesi ise yarın ve Cuma günü yapılacak.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Prof. DR. Kıvanç Ulusoy'a yaptırım olasılığını, tıkanan müzakere sürecini sorduk.
Türkiye'ye yaptırım olasılığı son birkaç zirvenin gündeminde. Belki de en ciddi olasılık yarın ve Cuma günü yapılacak zirve. Öncelikle Doğu Akdeniz, Libya gibi konuların AB'ye yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'nin anlaşılan çok büyük çıkarları var, buradaki doğalgaz yataklarından ciddi beklentileri var.
Bu da Türkiye'nin büyük boyutlardaki enerji ihtiyacından kaynaklanıyor. Dolayısıyla burada şöyle ilginç bir durum ortaya çıkıyor:
Uzun süredir AB siyasetinde bir ortak olarak görülen Türkiye ile arası açılmak durumunda. Hatırlarsanız Bakü-Ceyhan boru hattı projesi vardı.
Onlarda Türkiye ve AB arasında belli bir çıkar ortaklığı görülüyordu.
Şu an bu aşamada anlaşılan Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri ciddi bir çatışma noktasına gelmiş durumdalar. Bunu da anlamakta zorlanıyorum. Neden?
Çünkü bu kadar herkesin yararına olabilecek bir konuda bunların yaşanması şaşırtıcı.
- NOT: Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas "Son aylarda Türkiye ile bir diyalog kurabilmek için çok çalıştık" derken ekledi: "Bu yüzden bunun sonuçlarının neler olabileceğini konuşacağız ve görüşümüzü liderler zirvesine ileteceğiz."
"Yaptırım olursa Libya üzerinden olur"
TIKLAYIN - Libya-Türkiye Anlaşması Yürürlükte, Anlaşma Neden Kriz Yarattı?
Yaptırım sözcüğü hiç bu kadar iddialı gündeme gelmemişti. Bu zirvede Türkiye'ye yönelik yaptırım çıkar mı?
Yaptırım olarak Türkiye şu ana kadar ciddi bir Avrupa normu delmiş değil. Türkiye'ye olan yaptırımlar olsa olsa Libya üzerinden olan durumla alakalı olabilir.
Yani Doğu Akdeniz ile ilgili olmaz. Orada işin içerisine baktığımız zaman gaz, büyük oranda İsrail'e ait. İsrail'le ilişkileri geliştirmek için Türkiye adım atmak durumunda.
Mısır'la açık bir -siyasi olanın dışında- stratejik bir çatışma söz konusu değil. Yani sadece Doğu Akdeniz üzerinden bir yaptırım olacağını zannetmiyorum. Olsa olsa Libya ile ilgili olabilir.
Libya politikalarımızla Avrupa'nın -en azından Fransa'nın- politikaları uzlaşmıyor anlaşılan. Onun dışında insan hakları ihlalleri mevzusu gündeme gelebilir.
Burada yapılabilecek olan yaptırım Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ne uymaması üzerinden gidiliyorsa müzakerelerin askıya alınması şeklinde olabilir.
"Türkiye müzakerelerle ilgili adım atmıyor"
Müzakereler demişken, Türkiye'nin AB üyeliği süreciyle ilgili çok konuşulmuyor, tamamen duraklama dönemine girdi diyebilir miyiz bu süreç? Beş-altı sene önce vize serbestisi gündeme gelmişti?
Onu diyebiliriz evet ama 5-6 sene önce nasıl bu kadar vize serbestisi konuşulmuştu? Bu kadar balon bir şey olamaz. O zamanki tartışma hatalıydı zaten.
Neye göre vize serbestisi konuşuluyordu o zaman ben merak ediyorum. Avrupa Birliği hiçbir vize serbestisi önerisinde bulunmadı. Dönemin dışişleri bakanı kendi politik gündeminden çıkardı.
Müzakerelerle ilgili gördüğüm bir problem var. İlerleme sağlanamadığı ortada, ama ilerleme sağlanabilecek konularda Türkiye'nin adım atması lazım.
Çok teknik konular var, kamu ihaleleri meselesi, sosyal politikalar, çevre politikaları gibi hiçbir konuda adım atılmıyor. Hadi Kıbrıs vs. gibi konularda adım atılamıyor olabilir.
Ama özellikle çevre konusunda Türkiye neden Avrupa standartlarına uymuyor onu merak ediyorum. Madem müzakerelerde ilerlemek istiyorsunuz, Avrupa standartları var, teknik başlıklarda bir şeyler yapılmalı.
Bunun yapılmamasının açıklamasını ben merak ediyorum açıkçası. Bu Avrupa'dan kaynaklanıyor olamaz, Türkiye'den kaynaklanıyor.
(PT)