*Fotoğraflar: Mervan Sak
Fayans üstünde öylece oturan goriller, demirleri zorlayan filler, kafeslerin gölgesindeki maymunlar, PVC çerçevelerle kısıtlanan tropik kuşlar...
Gaziantep Hayvanat Bahçesi 400 türden 10 bin hayvana ev sahipliği yaparak Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise dördüncü büyük hayvanat bahçesi. Ancak ziyaret sırasında dahi gözlenebilen hayvan hakları ihlalleri denetim ve yasal eksikliği gözler önüne seriyor. Kısıtlı alandaki, doğal ortamlarından uzak hayvanların mutsuzluğu fotoğraf karelerine dahi yansıyor.
Hayvanat bahçelerinin, akvaryumların ve sokakların hayvanlar açısından ne tür sorunlar teşkil ettiğini ve hayvan hakları yasasının içeriğini ve hukuki sürecini öğrenmek için Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nden yola çıktık. Hayvan hakkı savunucusu avukatlar ve aktivistler hayvan haklarındaki ihlallerini, yasal eksiklikleri bianet’e anlattı.
Hayvanat bahçeleri birer zulüm yuvası
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 4. maddesinin 6. ilkesine göre, "yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır."
Ancak hayvanat bahçeleri, kendi doğal yaşamlarından koparılan hayvanlarla dolu. Yani hayvanat bahçeleri, yasanın tam tersi bir noktada duruyor. Özellikle Gaziantep Hayvanat Bahçesi'nde binlerce hayvan doğal yaşamından koparılıp farklı barınaklara hapsedilmiş durumda.
Gaziantep Canlar İçin Derneği’nden aktivist Burcu Başkahraman hayvanat bahçelerine neden karşı olduğunu şöyle anlatıyor:
"Hayvanların doğal yaşam alanlarından edildiği, bedenlerinin sergilendiği ve bunun üzerinden para kazanıldığı için karşıyım. Antep’teki hayvanat bahçesine baktığımızda bir tarafta köpek barınağı diğer tarafta da öbür hayvanların olduğu alanlar var. Ameliyat edilen köpekler üst üste yığılıyor. Buradaki hayvanat bahçesine, dünyada ve Türkiye’de en büyük hayvanat bahçesinden biri diyorlar ve bununla gurur duyuyorlar. Aslında bu bir gurur değil utanç kaynağı."
Mutsuzlukları gözlerinden okunuyor
Gaziantep Barosu’na bağlı Hayvan Hakları Merkezi’nden avukat Mert Akdemir’e göre, hayvanlar hayvanat bahçelerinde özgürlükten çok uzaklar ve mutsuzluklarını anlamak, hissetmek için uzman olmaya gerek yok:
"Hayvanat bahçelerindeki yaşam alanları, örneğin aslanlar için, 18 bin kat küçük. Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler Örgütü (PETA) verilerine göre sadece Avrupa’daki hayvanat bahçelerinde her yıl 5 bin ila 7 bin 500 hayvan, fazlalık ya da mali imkânsızlıklar nedeniyle öldürülmesine rağmen hayvanat bahçeleri hayvanların hastalıklardan ve doğanın şiddetinden uzakta ve daha uzun süre yaşadıkları yer olarak düşünülüyor. Yunus parkları da canlıların gösteri adı altında ölü balık yemeye zorlanan, hareketleri yemek yiyebilmek amacıyla yapan ve maalesef yüksek sesli müzikten şov adı altında zarar gören canlıların bulunduğu mekânlar."
Yunuslara Özgürlük Platformu'nun sözcüsü ve aynı zamanda Vegan Derneği Türkiye'nin sosyal medya ve gönüllü koordinasyonu olan Öykü Yağcı da hayvanları bir yerlere hapsetmenin getirdiği baskı ve stresin sonucunda, sıklıkla hayvanların birbirlerine zarar vermesine ve zaman zaman kanibalizme yol açtığını söylüyor:
"Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, hayvanat bahçesinde bir kutup ayısına düşen alanın, kutup ayılarının doğal habitatının milyonda biri olduğunu gösteriyor. Dört duvar arasına, beton havuzlara ve dev cam fanuslara hapsedildikleri bu korkunç yaşam koşullarının bir sonucu olarak hayvanlar, zoochosis adı verilen psikolojik rahatsızlıklar yaşamaya başlıyor. Durmaksızın daireler çizmek, bir aşağı bir yukarı yürümek, parmaklıkları ısırmak, aşırı yalanma, kendi dışkısını yeme, kaşınma ve kendine zarar verme bu rahatsızlıklar arasında. Bunlara ek olarak hapsedilen hayvanlarda depresyon, kronik stres ve anoreksiya da görülür."
Gaziantep hayvan haklarını konusunda yetersiz
Türkiye’nin en büyük hayvan bahçesine sahip Gaziantep’te hayvan haklarını koruyan, hayvanların beslenmesini sağlayan veya sağlığını koruyan pek kuruluş sayısı oldukça az. Bu duruma dur demek isteyen ve konuya dair birçok çalışmaya imza atan oluşumlardan biri Gaziantep Barosu bünyesindeki Hayvan Hakları Merkezi.
Merkezin başkanı Gülçin Dökünlü, 18 kişilik avukat grubunun özverili bir şekilde çalıştıklarını ifade ediyor. Dökünlü merkezin faaliyetleri hakkında şunları aktarıyor:
"Merkezimizin öncelikli amacı, hayvanlara yapılan her türlü şiddeti ve istismarı önlemek, faillerinin cezasız kalmasının önüne geçmek, sokaklarda sahipsiz dolaşan can dostlarının barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için toplumda farkındalık yaratabilmek, geleceğimiz olan çocuklara ve gençlere bu bilinci aşılamak. Bunu yapabilmek için şehrimizde yaşayan gönüllüler, dernekler, üniversiteler, veterinerler ve belediyelerimiz ile birlikte ortak hareket etme amacını güttük. Gaziantep’te faaliyet gösteren topluluklar ve dernekler özverili şekilde çalışsalar da hayvanlara yapılan eziyetlerin önüne geçme noktasında yetersiz kalıyorlar. Biz de bu açığı kapatmak için var gücümüzle çalışıyoruz."
Gaziantep’in ciddi bir sokak hayvanı sorunu olduğunu söyleyen Dökünlü, neredeyse her gün birden fazla sokak hayvanının canına kastedildiğini, bazen de sahipli hayvanların sahipleri tarafından şiddete maruz kaldığını söylüyor ve bu tip durumların her biri ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını da belirtiyor.
Hayvan Hakları Yasası nerede?
Türkiye’de yıllardır hayvan hakları için bir Hayvan Hakları Yasası mücadelesi veriliyor fakat Meclis Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nun Tavsiye Raporu’nu yayımlamasının üzerinden bir buçuk sene geçmesine karşın yasa bir türlü çıkarılmıyor. Son aylarda tekrar gündeme gelen yasanın ne zaman meclise geleceği bilinmemekle birlikte taslakla ilgili gelen bilgiler hak savunucularını tatmin etmiyor. Çünkü hayvanat bahçeleri ya da yunus parkları gibi ticarethaneler yasa kapsamında değil.
En son 2004'te hayvanları korumak adına AB Uyum Yasaları çerçevesinde 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu meclis tarafından kabul edildiğini belirten avukat Ömer İnan, son 1 buçuk yıldır bu konunun bu kadar gündemde olmasının nedenini hayvan hakları savunucularının birlikte hareket etmeye başlamasına ve yaşanan olayların sosyal medyada sürekli gündem yaratmasına bağlıyor.
2 Şubat 2021’de AK Parti Eski Grup Başkanvekili Özlem Zengin, hayvanlara yönelik eziyet, kötü muamele, öldürme gibi eylemlerde hapis cezası öngören hayvan hakları ile ilgili yasa teklifinin iki hafta içinde TBMM Başkanlığı'na sunulacağını açıkladı. Ancak yasa henüz gelmedi. |
(SO)