Toplantıda konuşan Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Sözen, Kıbrıs'ın hukuki değil, siyasi bir mesele olduğunu belirtti, konuyla ilgili siyasi çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi.
Dört farklı senaryo
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB'ne üyelik sürecinin, 2002 yılının sonunda tamamlanacağını hatırlatan Sözen, AB'nin kararı konusunda 4 ayrı senaryo dan söz etti:
" Birinci senaryo ; bir mucize gerçekleşir. KKTC AB tarafından tanınıp tam üyelik elde eder. İkinci senaryo ; AB, bölünmüş Kıbrıs'ın üyeliğini kabul etmez, çözüm şartı koyar. Üçüncü senaryo ; bölünmüş Kıbrıs'ı AB üye yapmaz, üyeliği askıya alır. Dördüncü senaryo ; Kıbrıs Rum yönetimi Kıbrıs Cumhuriyeti adına birliğe üye yapılır."
Türkiye ile eşit muamele
Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'nin Cumhuriyet adına birliğe üye yapılmasının en yüksek olasılık olduğuna değinen Doç. Dr. Ahmet Sözen, KKTC'ye Türkiye ile eşit muamele yapılmasını istedi:
"Güney Kıbrıs yönetimi, AB ile bütünleşme sürecine önem verirken, KKTC bu süreci önemsemedi. AB'nin KKTC ile ilişkisine önem vermesi, Rum kesimini ilk günlerde rahatsız etse de, KKTC'nin tehlike oluşturmadığını farkettiklerinde rahatsızlıkları da sona erdi.
"Bugün Kıbrıs'taki otorite, Kıbrıs Türkleri değil, Türkiye olarak görülüyor. Bu nedenle, Kıbrıs Türk toplumunun tüm süreçlerdeki rolünü artırması gerek."
Sözen'in üzerinde durduğu bir başka konu da, Türkiye'nin çözüm istemeyen devlet görüntüsünden kendisini kurtulmasının ve AB'nin değerlerine uyum sağlamasının önemiydi:
"Türkiye, içeride de bir takım adımlar atmalıdır. AB, bugün bir değerler topluluğudur. Bu değerler insan haklarına saygı, ekonomi ve siyasette şeffaflık ile demokrasidir."
Toplantıda Sözen'in ardından söz alan Kıbrıs Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı M.Ali Talay ise, "AB Sürecinde Kıbrıs Türk Tarafını Bekleyen Tehlikeler" başlıklı bir konuşma yaptı.
Türk tarafı Rum kesiminin ekmeğine yağ sürdü
Talay, Türk kesiminin yanlış politikalarla Rum kesiminin haksız propagandasına imkan sağladığını belirtti:
"Çözüm şartı konulduğunda, Rum kesimi şu propagandayı yaptı; Türkiye çözüm sürecini bloke ederek Kıbrıs'ın AB üyelik sürecini de bloke edebilir. Üyelik süreci ilerledikçe taleplerini sürekli artırdı. Türk tarafının görüşmelerden çekilmesi hatalı bir tutumdu. Rum kesiminin ekmeğine yağ sürdü."
Talay konuyla ilgili ilginç iddialarda da bulundu:
"Bu politika, Rum tarafının AB'ye rahatça girmesini sağlamak için yapılıyor. Sayın Denktaş'ın AB hakkındaki görüşü, AB'nin bir kıyma makinası olduğu şeklindedir. Denktaş, Türkiye'deki AB karşıtı güçlerle ittifak kurarak, Rum tarafının AB'ye girmesini ve Kıbrıs'ta kalıcı bölünme yaşanmasını hedeflemektedir. Ancak, Kıbrıs Rum kesiminin tek başına AB'ye girmesi Türkiye için zararlı sonuçlar doğurur."
(BB/NU)