Dergi hem de basbayağı kaliteli dergi çıkarma işini.
Eskiden daha çok siyasal motivasyonu ve ağırlığı yoğun olan aynı zamanda da baskı kalitesi çok da istenilen düzeyde olmayan neşriyattı payımıza düşen.
Ama giderek bu değişti. Artık görselliğe de hak ettiği değer verilir olmaya başlandı.
Yıllar önce Rojname adında bir Kürtçe gazete çıkmıştı. Tarihini kesin olarak hatırlamamakla birlikte 1991 olmalı. Birinci sayı bile denemeyecek prova baskısıydı Rojname'nin piyasaya verilen sayısı. Yine yanlış anımsamıyorsam 30 bin civarında basılmış bayağı da ilgi görmüştü.
Neden miydi bu ilgi: Onu da paylaşayım. Kürt cephesinin sadece siyaseten bilinen yönünün dışında magazinel, popüler ve de hayata bir başka açıdan renk katan yüzüne de ayna tutmuştu Rojname. O günlerden ve de Rojname'den akılda kalanlar bunlar.
Bu girizgah neden yapıldı! Onu da paylaşayım bari.
Kısa bir süre önce Diyarbakır'da bir dergi yayın hayatına başladı.
Adı "medlife". Alt başlığı; aylık kültür, yaşam ve turizm dergisi. İki dilde Türkçe ve İngilizce.
İnsanın ilk kez ortak hayata merhaba deyip, avcılık yaptığı, yerleşik yaşamı kendine yakıştırdığı, toplu yaşamayı öğrendiği, yabani buğdayı ehlileştirdiği ve tarla açıp buğday ektiği, mağaralarına o yaşama dair resimler çizdiği/kazdığı, yazı kullandığı, dağlarına su sarnıçları yaptığı, alt yapısı olan efsanevi kentler kurduğu, devasa mabetler ve sunaklar inşa ettiği, kanun koyup uyguladığı, matematikle takvimle ben varım dediği, sibernetik biliminin ilk örnekleri olan ve yaşamı kolaylaştıran robotlar yaptığı, destanlarla efsanelerle hayata renk kattığı bir coğrafyanın Mezopotamya'nın ruhundan sesleniyor dergi.
Medlife, öylesine zengin görsellik ve tamamlayıcı metinlerle okuru buluşturuyor ki; neredeyse dergiyi her eline alan "Bu dergi Diyarbakır'da mı çıkıyor?" diye sormadan edemiyor. Sanki Diyarbakır'da böyle bir dergi çıkarılamazmış gibi. Oysa medlife'nin editörleri Zülküf Kışanak ile Mehmet Türk'e sorarsanız derginin ilk altı aylık görsel malzemeleri ve metinleri büyük ölçüde hazır(mış) bile.
Kültürler ve mekanlar gezintisine çıkarıyor medlife okurlarını. Gördüğünüz yerleri adeta bir başka gözle ve sanki daha önce hiç oralara gitmemiş, görmemiş gibi!
Kimi kez, Diyarbakır suriçinde önceden oralardan geçmiş onlarca medeniyetin izini sürerken, robot yapan Elcezeri ile aynı havayı soluyacaksınız. Kimi kez de rengarenk giysileri ile bir büyük halayın içinde kendinizi bulup cezbeye tutulmuşçasına oynayacaksınız. Huri, Mittani, Urartu, Asur ve Med nakışlarının izi; güneş, hayat ağacı, aslan, panter, boğa, tavus kuşu, koç, dağ keçisi gibi sembollerle Van ve Hakkari kilimlerinin dili olacak. Diyarbakırlı Ermeni yazar Mıgırdiç Margosyan yazarak tanıtsa da siz bir kez de Gavur Mahallesi'nin gizini ezan ve çan sesleri arasında medlife yazarlarının vizöründen görecek kaleminden okuyacaksınız.
Elbette bu kadarla sınırlı da değil medlife, güncel kültürel, sanatsal, turizme kapı aralayan etkinlikleri de izliyor.
Belki de son sözü, söze konu olan coğrafyanın en eski ve kadim sesinin taşlara oyulan metinlerine bırakmak en doğrusu.
Asur kralı Salmanasar diyor ki; "Güneşin doğuşundan batışına kadarki büyük dağlara hakim oldum. Dijlenin kaynağından Fırat'ın kaynağına kadar olan yerleri, bizim Hanedana ait olan yerlerden, Kalde ülkesinin denizine kadar olan yerleri ben boyunduruğum altına aldım. Şehirler fethettim. Silahlarımın korkusu tuzlu denizlere kadar yayıldı." En sonunda Asur kaynaklarına göre Lice yakınlarındaki Bırkleyn Mağaralarının girişindeki stelde aynen bunlar yazılı. Ve ekliyor çağlar öncesinden Salmanasar ve Tıglatpileser, medlife okursanız bütün bu yaptıklarımın izlerini görmeniz mümkün. Ben onun yalancısıyım. (ŞD/TK)
* Heybemizde, ova, yayla ve dağ var.
** medlife tel: 0 412 229 44 44 e-mail: [email protected]