Seçim, üyeliği riske atar
Turan, Türkiye'de yaratılan seçim gündeminin Avrupa Birliği üyelik sürecini riske attığını, bunun Türkiye'nin aralık ayında müzakereler için tarih alma şansını kaybetmesine yol açabileceğini vurguladı:
Türkiye AB üyeliği için gerekli olan Kopenhag kriterlerini yerine getirmekte isteksiz davrandı. Son gelişmeler de Türkiye'nin müzakereler için tarih alabilme ihtimalini iyice azalttı. Eğer kendisinden istenen değişiklikleri yapabilseydi, tarih alması söz konusu olabilirdi. Fakat bunun yapılması için gerekli performans gösterilemedi.
Avrupa Birliği'nin yeni genişleme politikasının Türkiye'nin üyelik sürecini daha da yavaşlatabileceğini ifade eden Turan, son günlerde yoğunluk kazanan seçim tartışmalarının da AB üyeliği sürecinde vakit kaybından başka bir anlam ifade etmediğini sözlerine ekledi.
Halk, kurulanın parti olduğunu biliyor
Turan Yeni Türkiye 'nin "parti" kelimesini kullanmamasının bir anlam ifade etmediğini şu sözlerle dile getirdi: Onların kelimeyi kullanmamaları o kadar önemli değil. Halk zaten kurduklarının bir parti olduğunu biliyor. Yeni Türkiye Parti'sinin "yeni" olarak neler getirebileceği konusunda da beklemek gerek.
Turan, Demokratik Sol Parti 'den (DSP) ayrılan milletvekillerinin kurduğu Yeni Türkiye'nin "parti" kelimesini kullanmamasının kamuoyunun beklentileri dikkate alınarak kullanılmış olabileceğini, böyle bir ihtiyacın hissedilmesinin nedenini de insanların "parti" kelimesinden soğutulmuş olmasından kaynaklandığını söyledi.
Irak gözardı ediliyor
Türkiye'nin erken seçim tartışmaları nedeniyle ABD'nin Irak'a yapacağı müdahaleyi tartışamadığını, tüm dikkatlerin iç politika sorunlarına verilerek önemli bir meselenin gözardı edildiğini söyleyen Turan, "Irak'a yapılacak müdahale konusunda hükümet gerekli tartışmaları yapmayarak, eksik kalıyor" dedi. (HA/NK)