Uluslararası Cinsiyet Eşitliğinin İnşası Konferansı İsveç - Türkiye Deneyimleri, Boğaziçi Üniversitesi Şahenk Salonu- Garanti Kültür Merkezi'nde devam ediyor.
Filmmor Kadın Kooperatifi, Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği, GSÜ Medya Çalışmaları, Araştırma ve Uygulama Merkezi, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı tarafından organize edilen konferans dün başlamıştı. Bugünkü oturumlarla konferans sona eriyor.
Konferansta, "Mevcut eşitsiz koşullarda, inşa edilmesine özel önem verilmeden kadın-erkek eşitliği sağlanabilir mi? Kadın-erkek eşitliğini inşa etme sürecinde özel önlemler, özel politikalar neler olmalı? İsveç ve Türkiye'de kadın-erkek eşitliği uygulamaları, yasalar, özel önlemler, politik yaklaşım nasıl olmalı? Politik, ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda kadın-erkek eşitliğini bir bütün olarak inşa etme politikaları neler olmalı?" sorularının yanıtlarını tartışılıyor.
Uluslararası Cinsiyet Eşitliğinin İnşası Konferansı'na, İsveç ve Türkiye'den, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi, akademisyen, öğrenci, gazeteci ve siyasetçi kadın katılıyor.
Konferansın 3. Forum başlığı "Cinsiyet Eşitsizliği, Beden Politikaları ve Kadınlara Yönelik Şiddetle Mücadele Deneyimleri"ydi.
Panele konuşmacı olarak, İsveç'den Terrafem üyesi Debbie Nujen, ROKS'dan Malin Olsson, Türkiye'den CEİD üyesi Ayça Kurtoğlu, BDP Milletvekili Sebahat Tuncel, Mor Çatı'dan Canan Arın ve Özlem Özkan, Kadın Dayanışma Vakfı'ndan Ebru Hanbay Çakır, İstanbul Feminist Kolektifinden Meriç Eyüboğlu, Sosyalist Feminist Kolektif Özgün Akduran, VAKAD'dan Zozan Özgökçe katıldı.
5-6 Ekim'de Galatasaray Üniversitesi'nde yapılması planlanan konferans, Sebahat Tuncel'in konuşmacı olması neden gösterilerek rektörlük tarafından Sebahat Tuncel'i konferanstan çıkarılması şertı getirmesi üzerine mekan değiştirmiş ve Boğaziçi Üniversitesi kadınlara konferans için kapısını açmıştı. Konferansın mekan değiştirmesine neden olan oturum bugün gerçekleşti.
Tuncel: Kadın hakları konusunda anayasal değişim önemli
Daha sonra söz alan BDP'li milletvekili Sebahat Tuncel, Galatasaray Üniversitesinde yapılması planlanan konferansın, kendisinin konferanstan çıkarılması şartı konulduğundan dolayı yer değiştirilmek zorunda kalınmasına değindi.
Galatasaray Üniversitesinin rektörlüğünün "Sebahat Tuncel'i konferanstan çıkarın" şartı getirince, kadınların Boğaziçi Üniversitesine geçmesini çok anlamlı bulduğunu dile getiren Tuncel, "Konferansı düzenleyen kadınların, beni konuşmacılar arasından çıkarmak yerine, konferansın yerini değiştirmeleri çok anlamlıydı. Bu nedenle tekrar kadın hareketi üyesi olmaktan onur duydum. Boğaziçi Üniversitesi'ne de bize yer verdiklerini için teşekkür ediyoruz" dedi.
Uzun yıllardır kadın hakları mücadelesi verdiklerini söyleyen Tuncel, "Biz sokakta olmayı önemserdik. Kadın hareketleri olarak, kadın parlamenterlere ulaşmaya çalışırdık. Ama şimdi feminist hareketlerden gelen kadın vekiller olduğundan, meclis kapıları feminist kadınlara açıldı. Rahat gelip dilekçelerini verebiliyorlar. Bu bir gelişme" dedi.
Mecliste yeni anayasanın hazırlanma sürecinde, mücadelelerini sürdürdüklerini ifade eden Tuncel, kadın - lgbt - yaşayan tüm halkların hakları ve ekoloji konusunun anayasada yer almasının önemine işaret etti. Yaptıkları önerilerin ele alınırken "Bunlar zaten teröristtir" bakış açısıyla kendilerine yaklaşıldığını söyleyen Sebahat, "Bunlar değişmediği sürece, bu anayasa yeni bir anayasa olmuyor" dedi.
"BDP olarak, yüzde 40 kadın kotasını arttıracağız"
Konuşmasında AKP'nin kadına ilişkin politikalarını eleştiren Tuncel, "Mesela AKP'li Bakan Fatma Şahin gidiyor ve 'Biz kadın için şunları şunları yaptık' diyor. Ama bir yandan da kadınlar neden üç çocuk yapması gerektiğini anlatıyor. İlginçtir ki Şahin durmadan evlilik merasimlerine katılıyor. Meclisteki isimlendirmelerde 'kadın' adı çıkarılıyor. Yerine "aile' geçiyor. Hem kadını, hem de erkeği birey olmaktan çıkartıp, aile içinde hiçleştiren bir pozisyona getiriliyor" dedi.
Aile de babanın konumuna, devletin ailedeki temsilini yaptığına değinen Tuncel, aile de genç erkeğinde söz hakkının olmadığını belirtti. Kadının zaten evlenene kadar ailenin, evlendikten sonra "koca"nın malı olarak tanımlandığını ifade eden Tuncel, bu sorunun ideolojik bir mesele olduğunu söyledi.
AKP'nin Kürt kadın vekilleri hedef aldığını hatırlatan Tuncel, "AKP'li vekiller, platformlarda bizim erkek arkadaşlarımıza, siz bu kadınlarla nasıl baş ediyorsunuz şeklinde sözde şaka yapıyorlar. Kürt kadınlarından korkuyorlar. Çünkü biz o aile içine sıkıştırılan kadını, dışarı çıkarmak için çalışıp, başka bir yaşamın mümkün olduğunu gösterdik. Onların kadın politikalarını boşa çıkardık. BDP olarak gösterdik ki kadın tek başına, kendi iradesiyle siyaset yapabilir. Mesela kota uygulamamız yüzde 40'tı, şimdi arttırmayı düşünüyoruz" dedi.
"Hem kadın, hem Kürt olduğumuz için eziliyoruz"
Kürt kadınları olarak politik şiddetin iki türüne maruz kaldıklarını söyleyen Tuncel, "Bir erkek egemen sistemin şiddeti, bir de Kürt olduğumuzdan dolayı eziliyoruz. Bizim dilimiz, kültürümüz, kimliğimiz gasp edilmiş durumda. Bunun için mücadele ediyoruz diye, şiddete maruz kalıyoruz" dedi.
"Kadın hareketleri, diğer ezilmişlerle empati kuruyor"
Kadın hareketlerinin önemli bir tecrübe yarattığını ifade eden Sebahat Tuncel, kadınların kendi mücadelelerini verirken, diğer ezilmişlerle de empati kurabildiklerini söyledi.
LGBT mücadelesine destek verdiklerine dikkat çeken Tuncel, ortak mücadeleleri önemsediklerini dile getirdi. "Kürt kadın hareketi olarak devrimden sonra başımıza ne geleceğini biliyoruz. Diğer devrimler bunu bize gösterdi. O yüzden tedbirimizi alıyoruz" diyen Tuncel, Kürt halkının hak mücadelesinin yanı sıra kadın mücadelesini de vermiş olmalarının, geldikleri en önemli nokta olduğunu kaydetti.
"Kadın hareketi, devrimci bir harekettir"
Mevcut sistemin eşitsizlik ve şiddet ürettiğini dile getiren Tuncel, tüm kadınların ayrı ayrı yaptığı mücadeleleri birleştirerek hareket etmelerinin önemli olduğunu söyledi. Kürt kadın hareketi olarak kadının ve erkeğin değişim mücadelesini vermeye devam ettiklerine işaret eden Tuncel, şunları ifade etti:
"Kürt kadınları, dünya kadınlarıyla ortak çalışmalar yapılıyor. Biz erkeği değiştirip dönüştürmeye çalışıyoruz. 'Kadın kırımına hayır' adlı bir kampanya başlattık. Kadınların erkekleşmemesi, erkeklerin de kadın - erkek eşitliğine inanması gerekiyor. Devrimci bir hareket olan kadın hareketinin dünyayı değiştireceğine inanıyoruz. Ama bu birden olmaz. Önce kendimizi değiştirmeyle başlayacağız." (JİNHA/EKN)