Eski Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir, gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi ve 2004-2007 döneminde Trabzon'da yaşanan olaylarla ilgili olarak, "Yaşananlar tesadüfi değil. Olayların devlet içinde yuvalanan kontrgerilla tarafından tezgahlandığını düşünüyorum" dedi.
Karanlık dönemin valisi
Radikal gazetesinde yer alan habere göre, Yavuzdemir, 9 Eylül 2004'te Trabzon Valiliği'ne atandı. Valiliğe atanmasının üstünden bir buçuk ay geçtikten sonra, 24 Ekim 2004'te McDonalds şubesi Yasin Hayal tarafından bombalandı.
6 ve 10 Nisan'da bildiri dağıtmak isteyen Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyesi gençler linç edilmek istendi.
5 Şubat 2006'da İtalyan Katolik Kilisesi rahibi Andrea Santoro öldürüldü.
Son olarak 19 Ocak 2007'de Hrant Dink'in Trabzonlu Ogün Samast tarafından öldürüldüğünde Yavuzdemir yine Trabzon Valisiydi.
Yavuzdemir, bu dönemde Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'le ve Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'le çalıştı.
Yavuzdemir, Dink cinayetinin ardından 27 Ocak 2007'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla görevden alındı ve merkeze çekildi.
Facebook'a yazdı
Hrant Dink cinayetiyle ilgili davanın karar duruşmasının ardından, Yavuzdemir facebook sayfasına şunları yazdı:
"Erhan Tuncel emniyetin kullandığı bir muhbir; bu davada Yasin Hayal ile Ogün Samast'ı azmettiren kişi olarak yargılanırken beraatine karar verilmesi, kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Bu dava ile ilgili karar kanaatimce Yargıtay'ca bozulur ve süreç bir o kadar sürer gider."
Trabzon'da kontrgerillayı öğrendim
Trabzon'dan yayın yapan 61saat internet sitesine konuşan Hüseyin Yavuzdemir, valilik yaptığı dönemde Trabzon'da yaşananlar için "yaşamak zorunda kaldığımız kader sırrı" dedi.
Olayların kendileri dışında geliştiğini ifade eden Yavuzdemir, "Trabzon'un en şansız valisi diye bir tanımlama yapmak gerekir mi bilmem ama benim görevde olduğum süreçte azımsanmayacak kadar şanssızlıklar yaşandı" dedi.
Yavuzdemir, Trabzon Valisi olarak görev yaptığı dönemde kontrgeillanın devlet teşkilatı içindeki etkinliğini daha iyi değerlendirebildiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
* Trabzonda yaşanan olayların tesadüfi olmadığını ve devlet teşkilatı içinde yuvalanmış kontrgerilla tarafından tezgahlandığını düşünüyorum.
* Dink davası, TAYAD olayları ve Rahip Santoro cinayetinde mahkeme süreçlerine baktığımız zaman, sadece tetikçi durumunda olan kişiler mahkemelerde cezalandırılmış, perde arkasında kimlerin olduğu hususu hiçbir zaman mahkemelerce ortaya çıkarılamamıştır.
* Bana göre bunun asıl sebebi, suç delillerinin toplanması aşamasında Cumhuriyet Savcılarının kendilerince yapılması gereken soruşturmaları ve delil toplamaları polise ve jandarmaya havale etmiş olmaları. Polisin veya jandarmanın hazırladığı tahkikat dosyası neredeyse savcı iddianamesine dönüşmektedir.
* Cumhuriyet savcıları olaylardan sonra hemen inisiyatif alarak soruşturma sürecini bizzat kendileri yönetmelidirler. Bu yapılmadığı sürece mahkemelerin karanlık cinayetleri ve olayları aydınlatmaları mümkün değildir. (EKN)