Cinayetin, Danimarka'da yayınlanan Hz. Muhammed karikatürleri nedeniyle işlendiği tartışması sürüyor.
Papaz Santaro'nun ölümünü bianet'e değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Trabzon Şube Başkanı Gültekin Yücesan,"Trabzon'da oluşan çete sektöründen yararlanılıyor. Olay provokasyon değil bizzat organizasyondur" dedi.
Trabzonlu radyo sahibi Faruk Tandoğan ise Yücesan'ın görüşüne katılmıyor:"Olayın ardında organize bir güç olduğunu sanmıyorum".
Trabzonlu gazeteci Ali Öztürk,"Karikatür meselesinde Ortadoğu'nun Avrupa'ya verdiği tahrip edici tepkilere Türkiye'nin de iştirak etmesini istiyorlar. Bu yanıyla olay provokasyondur" dedi.
Yücesan: Linç kültürünün sonucu
Yücesan "Devlet eliyle Trabzon'da bir linç kültürü yaratıldı. Biz bu konuda sürekli uyarı yapıyorduk. Rahibin öldürülmesi bu linç eğiliminin bir sonucudur" diyerek yakın geçmişte Trabzon'da gerçekleşen Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (TAYAD) üyelerine ve Türkiye Komünist Partisi'ne (TKP) yapılan saldırılara dikkat çekti.
Yücesan, "Trabzon'da varolan çeteleşmeden yararlanılıyor. Trabzon merkez haline getirilmek isteniyor. İHD olarak olayı kınıyoruz. Papazın yakınlarına taziyelerimizi sunuyoruz" dedi.
Yücesan, kilisenin yıllardır ibadetlerini meşru şekilde gerçekleştirdiğini ve bugüne kadar bir sorun yaşanmadığının altını çizdi.
Tandoğan: Bireysel bir eylem olabilir
İtalyan papazın öldürülmesinin arkasında organize bir gücün olmadığını düşünen Tandoğan'a göre, "Dini bir örgüte ya da tarikata üye olan bir çocuğun vermiş olduğu bireysel kararla gerçekleştirdiği bir eylem".
Tandoğan'ın verdiği bilgiye göre rahibin Trabzonlularla bir sorunu yoktu. Tandoğan "Zaten bir sorun olsaydı, cinayet işlenmeden önce kamuoyuna ve rahibe tepkiler açıklanırdı" dedi.
Zaman zaman Trabzonlu üniversite öğrencilerinin kiliseyi ziyaret ettiklerini ancak bu durumun tehlike arz etmediğini belirten Tandoğan olayın Trabzon'da büyük üzüntü yarattığını ve Papazın sevilen bir karakter olduğunu aktardı.
Öztürk:Provokasyon
Gazeteci Öztürk, cinayetin Hz. Muhammed karikatürüyle ilgili provokasyon amaçlı olduğu kanısında. Cinayetin Avrupa'ya mesaj verme amaçlı işlendiğini düşünüyor.
"Ortadoğu Avrupa'yı tehdit ederek 'Yakarız yıkarız' mesajlarıyla tepki gösteriyor. Türkiye'nin tepkisini hükümet aracılığıyla vermesi bekleniyordu. Bu durum papazın öldürülmesiyle provoke ediliyor"
Papazın yaklaşık 1000 üyeden oluşan bir ayin cemaati olduğunu aktaran Öztürk, bu durumun din ve vicdan hürriyeti kapsamında ele alınması ve saptırılmaması görüşünü savunuyor.
Türkiye'de herhangi bir papazın değil de Trabzon'da çalışan Santaro'nun öldürülmesinin ardında neden aradıklarını ancak bulamadıklarını belirten Öztürk "Trabzon, Diyarbakır değil. Halk tabanında bir örgütlenme yok. Hatta Trabzon'da Lazlar bile yok. Bu nedenle anlayabilmiş değiliz" yorumunda bulundu.
Vali: Tehdit ediliyordu
Milliyet gazetesinin haberine göre, Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir, "Papaz misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu nedeniyle tehdit edilmişti. Ancak koruma talep etmedi" dedi.
"İHD:Dün Adana'da kameraman bugün din görevlisi"
İHD Genel Merkezi de konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, "Trabzon'da bir din görevlisinin öldürülmesinden, başta hükümet olmak üzere şiddet kültürünü ve milliyetçiliği besleyen sorumludur" dedi.
"2005 yılı içinde Trabzon, Samsun, Konya, Eskişehir, Bozüyük ve İzmir'de linç girişimleri ve saldırılar yaşandı. Ne yazık ki sorumlular değil mağdurlar hakkında davalar açıldı. Bu cinayeti diğer linç girişimlerinden bağımsız değerlendirmek mümkün değil.
Hükümet daha önceki saldırıları 'vatandaşın haklı tepkisi' olarak göstererek şiddetin meşrulaşmasına yardım etti. Dün Adana'da bir TV kameramanını linç eden zihniyet bugün din görevlisini öldürdü. Sorumlular en kısa sürede yargı önüne çıkarılsın."(EZÖ/KÖ)