Fotoğraf: Evrensel
25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçiler için yaşa dayalı ayrımcılık getirerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş güvencesi ve emeklilik haklarında kayıplara yol açacak torba yasa Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ediliyor.
Bu yaş grubundaki çalışanların belirli süreli sözleşmelerin iki yıl süreyle koşulsuz olarak yapılabilmesine olanak tanıyan yasa tasarısı Türkiye genelinde protesto edilirken, olayların arka planını Doç. Dr. Aziz Çelik bianet’e anlattı.
Yasa tasarısının Covid-19 pandemisinin yarattığı soruları sosyal adalet çerçevesinde çözmek gibi bir amaçla gerekçelendirildiğini ifade eden Çelik, hükümetin istihdamı koruma bahanesiyle böyle bir adım attığını söyledi.
TIKLAYIN - Arzu Çerkezoğlu: Gençlerin emeği, geleceği saldırı altında
İşverene teşvikler İşsizlik Fonu'ndan
Tasarıda işverenlere dönük yaygın teşvikler olduğundan bahseden Çelik, teşviklerin İşsizlik Fonu’ndan karşılanacağını anlattı. Tasarının Genel Kurul’dan geçmesi halinde çalışma düzenini köklü bir biçimde değiştireceği anlatan Çelik şöyle devam etti:
“Torba yasa özellikle belirli yaş gruplarındaki işçilerin daha önce kazanılmış ciddi haklarını ortadan kaldıracak düzenlemeler içeriyor. Ayrıca çalışma hayatında yaşa dayalı ayrımcılığı çok belirgin hale getirecek.
"Çünkü Türkiye’de yaş meselesi iş hukuku ve sosyal politikada anlamında pozitif ayrımcılık için kullanılır. Yani genç ve yaşlı işçileri koruyacak şekilde düzenlenir. İzin meselelerinde ve çalışma koşullarında bu yaş grupları özel olarak korunur. Bu gruplar daha dezavantajlı kabul edilir.
"Gündemdeki tasarı ise 25 yaş altı ve 50 yaş üstü gruplara negatif ayrımcılık olarak tanımlayabileceğimiz yaş bazlı mahrumiyet getiriyor. Bu nedenle tasarı kazanılmış haklar açısından köklü bir geriye gidiş anlamını taşıyor.”
“25 yaş altı geçici işçi yapılacak”
İş hukukunda belirsiz süreli iş sözleşmelerinin esas olduğunu söyleyen Çelik, işverenin düzenlemenin yasalaşması halinde 25 yaş altı kişilere belirli süreli iş sözleşesi yapabileceğini ifade etti.
Belirli süreli iş sözleşmelerinin bir istisna olduğundan bahseden Çelik “Belirli süreli iş sözleşmeleri işçiler açısından koruyucudur ve belirsiz süreli iş sözleşmeleri kanunca sınırlamış durumdadır. Hükümet şimdi bunu kaldırarak 25 yaş altında çalışan kişilerin geçici işçi olarak, çalıştırılmasına olanak tanıyacak” diye konuştu.
Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sonuçta kişiler yasayla birlikte belirli süreli çalıştıkları için kıdem tazminatına hak kazanamayacaklar. Ayrıca iş güvencesi hükümlerinden de yararlanamaz durama gelecekler. İşten çıkartıldıklarında ya da sözleşmeleri bittiğinde işçiler yargıya gidip işe iade davası açamayacaklar. Bunlara ek olarak tazminat da isteyemeyecekler. Yani diğer işçilere göre ikinci sınıf diyebileceğimiz bir statüye sahip olacaklar."
"Devlet işçiden gelir vergisi alamaya devam edecek"
Yasanın 25 yaş altındaki işçilerin ayda 10 günden az çalışması durumunda işverenin uzun vadeli sigorta primi yatırma zorunluluğunu da ortadan kaldırdığını ifade eden Aziz Çelik “25 yaş altı işçiler için işveren sadece kısa vadeli sigorta yani iş kazası, meslek hastalığı gibi hasarları kapsayan ama emekliliklerine ya da yaşlılık aylığı alımında geçerli olmayan primleri yatıracak” dedi.
Bunun anlamının emeklilik için yaş başlangıcının fiilen 25 yaşına çekilmesi olduğunu söyleyen Çelik genç işçilerin part-time çalışamaya zorlanacağını ifade etti. Tasarının genç işçilerin emekliliğinin gecikmesine yol açacak düzenlemeler içerdiğini savundu.50 yaş üstü çalışanlar için de yasa teklifinin kıdem tazminatı ve iş güvencesi anlamında aynı olduğunu belirtti.
“50 yaşından sonra belirli süreli iş sözleşmesinde çalışacak işçilerin hakları diğer işçilerden farklı olacak. Bu nedenle de ayrımcılığı beraberinde getirecek” diye konuşan Çelik “Bir başka deyişle işveren prim ödemeyerek kara geçecek. Yüzde 20 oranında daha uzuz işçi çalıştıracak. Ama devlet işçiden gelir vergisi alamaya devam edecek” ifadelerini kullandı.
"Anayasaya aykırı"
Çelik, yaş temelli ayrımcılığın Anayasaya aykırı olduğunu ifade ederek "Bunun altını çizmek lazım. Yaş temelli ayrımcılık Anayasanın 10. maddene açık bir şekilde aykırı. Ayrıca yaş temelinde sosyal güvenlik hakkının ortadan kaldırılması da yasalara aykırılık oluşturuyor. Çünkü sosyal güvenlik hakkı herkes içindir. Sosyal güvenlik hakkının en temel özelliği hem Anayasa hem de Türkiye'nin onayladığı sözleşmeler açısından öznesi herkes olmasıdır. Bu nedenle de sosyal güvenlik hakkını belli yaş guruplarına dezavantajlı hale getirecek düzenlemeler hukuka aykırıdır. Evrensel hukuk ve Türkiye'deki Anayasal düzen açısından ihlal oluşturur" dedi.
Haziran'daki yasa tasarısı
Pandeminin ilk günlerinde de benzer bir tasarının gündeme geldiğini aktaran Çelik hükümetin kıdem tazminatını tümüyle bir emeklilik fonuna dönüştürmek istediği ama gelen tepkiyle birlikte rafa kaldırdığını hatırlattı.
Rafa kaldırılan tasarının şimdi kıdem tazminatını parça parça kaldırmaya dönüştüğünü söyleyen Çelik şöyle devam etti:
Şimdilik şu an için sadece 25 yaş altı ve 50 yaş üstü için kıdem tazminatını kaldırmak istiyorlar. Hükümet daha sonra bu yaş grubunda oluyorsa diğerlerinde neden olmasın diyerek herkes için benzer bir yasayı getirebilir. Ya da sonuçta herkes bir gün mutlaka 50 yaşına gelecek. Dolayısıyla bu tasarı herkesi etkileyen bir konumda.” (HA)